BIST 9.678
DOLAR 34,58
EURO 36,42
ALTIN 2.982,43

Şehit babası satılık mı?

Malumunuz; Aydın Doğan'ın sahibi olduğu yayın kuruluşları terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla bir soruşturma geçiriyor.

Kardeşini şehit veren Yarbay Mehmet Alkan'ı " "Düne kadar çözüm sürecini savunanlar neden şimdi savaşı savunuyor" sözlerinden dolayı eleştirdiğim yazımı hatırlayacaksınızdır. O yazıya destek kadar tepki de gelmişti.

Bağırmaları, bağlanmış köpeklerin havlamasını andıran küfürbazları saymazsak, eleştirenlerin çoğu şehit yakınının acısını hoş hoşgörüyle karşılamadığım için beni çiğlikle suçlamıştı.

Kimileri ise şehit yakınına hakaret ettiğim gerekçesiyle beni kınamıştı. Niyetim bu meseleyi yeniden deşmek değil. Bununla ilgili herkes söyleyeceğini söyledi, yapacağını yaptı.

O gün yazdıklarımı hatırlatmamın nedeni, bugünlerde şehit ve şehit aileleriyle ilgili yazılan yazılara dikkat çekmek.

Malumunuz; Aydın Doğan'ın sahibi olduğu yayın kuruluşları terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla bir soruşturma geçiriyor. Soruşturmaya neden olan şey ise bu yayın organlarında çalışan yazar çizer takımının söylemleri...

Aydın Doğan kendisine bu konuda haksızlık yapıldığını her fırsatta feryatlar içinde dile getiriyor. Ancak Aydın beyin göremediği veyahut görmek istemediği bir gerçek var.

Eleştiride bulunan hiç kimse, "Sen terör örgütü propagandası yapıyorsun" diyerek Aydın Bey'in bizzat şahsını suçlamıyor. Az önce yazdığım gibi, kendisinden maaş alan gazeteci yazarların kullandığı dil, bu eleştirilere neden oluyor.

Doğan Grubu'na bağlı yayın organları pek tabi ki bütün siyasi parti mensuplarını ekrana çıkaracak ve onlara söz hakkı tanıyacak.

Bunda bir beis yok.

Lakin inkar edilemez bir tablo var ki bütün parti mensupları ekrana çıkarılıyor ancak Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP'liler topluma neredeyse mehdi gibi tanıtılıyor.

Bu gruba bağlı gazetelerde yazan ve televizyonlarında program yapan bazı isimleri takip edince insan bir an şüpheye kapılıyor. Bu aralar sosyal medyada dolaşan bir söz var ki tam da Doğan Grubu'nun yayın politikasını anlatıyor.

O söz şöyle:

"Dışarıdan bu kanalı takip eden başka bir ülke vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti terör örgütü, PKK devletine saldırıyor sanacak"

Bu sözü söyleten hatalardan hangisini sayayım bilmiyorum.

Terör örgütünün haince saldırısında lafı ağzında yuvarlayan ve ısrarla "PKK terörü" demeyen kallavi yazarları mı?

Yoksa, "Yola döşenen mayın erken patladı" diyen spikerleri mi?

Selahattin Demirtaş'ın Küçük Emrah gibi acımtrak türküler söyleyip saz çaldığı, "Bize neden vuruyorlar Selcan?" repliğine benzer dramatik söylemlerde bulunduğu yayınları ve CNN Türk'te program yapan yazarların "Oyunuzu HDP'ye verin AKP gitsin" mesajlarını saymıyorum bile...

En son önceki gün şahit olduğum bir olayı anlatayım..

Hürriyet Gazetesi'nde yazı yazan Selahattin Duman isimli bir yazar dün kaleme aldığı yazısında şehit ailelerine bugüne kadar edilmemiş hakarette bulunuyor.

Çocuğu şehit olan babanın, "Diğer çocuğum da devlete feda olsun" sözlerine yer veren Dumanlı, devamında bu babanın para için çocuğunu ölüme göndermeye hazır olduğunu söylüyor.

Ne zırvaladığını kendisinden dinleyelim:

"Yukarıdaki ara başlıkta kullandığım "olsaydı" fiiline üç nokta koyun. O patlamada çocuğunu kaybettikten sonra Ampul Parti mitinginde bağıran babanın temennisi ortaya çıkar.

Bir çocuğum daha olsaydı veya bir çocuğum daha ölseydi. Bir ile iki çocuk arasında ne fark var diyeceksiniz? Cevap vereyim, yüz bin lira. O baba ölen çocuğu için yüz bin lira aldı. İki çocuk kaybetse iki yüz bin lira alacaktı

O yüz bin lira, ölmemiş çocuğu da "iktidara adamanın" kazancıdır ve o kendine "baba" diyen o adam için görülmemiş bir paradır"

Bu alçakça saldırıyı yapan adama ne demeli bilemiyorum. Hangi baba evladının ömrünü parayla ölçebilir ki? Vatan sevgisi olmayan insan, bir canı gitmişken "Bir canım daha var. Oda feda olsun" diyemez.

Vah benim ülkeme ki kendilerinin satılık olduklarını kamufle etmek için başkalarına satılık etiketi yapıştıranlara yazar diyorlar!

Vah benim ülkeme ki böylelerine insan diyorlar. Bildiğim tek şey var. Satılmışlar bile bunun yanında fazlasıyla karakterli durur!

Aydın Doğan'ın farkında olmadığı şey tam da bu!

Sahibi olduğu kurum Türkiye'nin tartışmasız en büyük yayın organı. Bu tür dev kurumlarda yapılan hataların ismi kısaca "Doğan Grubu" olur!

Nasıl ki bir hastanede yaşanan skandalının faturası Sağlık Bakanlığı'nakesiliyorsa, burada da fatura yayın grubuna kesilir. Aydın Doğan bu aşağılıkça söylemlerin önünü alamıyorsa, bu yayınları desteklediği, hatta bu yönde yayınlar yapılması talimatı verdiği gibi bir söylentiye neden olur.

Evet kabul ediyorum...

Doğan Grubu AK Parti'yi eleştiren yazarlara sınırsız özgürlük vermeli.

Veriyor da...

Ancak AK Parti nefreti vatan millet sevgisinin önüne geçen, terör örgütüne yaltaklanan ve şehit ailelerine "Çocuklarını para için öldürtüyorlar" diyerek hakaret eden bir yazara da haddini hududunu bildirmeli...

Özetle...

Aydın Bey'in terör örgütü mensuplarına "silah bırak" çağrısı yapmasını beklemiyoruz. Kurumunda çalışan, kelimelerle terör estiren ve sözleriyle cinayet işleyen paralı adamlarına "Kalemi ve mikrofonu bırak" demesi kâfi...

Dipnot: Yarbay Mehmet Alkan'ı eleştirdiğim yazı sonrası bana "Şehit ailesine hakaret ettin" diyerek etmedik hakaret bırakmayan sanal kahramanlar! Selahattin Duman'ın şehit babasına "satılık" demesine edecek söz bulamadınız mı?

Benim size söyleyecek bir sözüm var ama...

Sizin o sahte şehit yakını sevginize ve kalıbınıza tüküreyim!