BIST 9.935
DOLAR 35,19
EURO 36,71
ALTIN 2.968,72
HABER /  GÜNCEL

Şehit ailelerinin yasaya tepkisi

Niğde Şehit Aileleri Derneği, hükümetin AB yolunda hazırladığı 6. ve 7. Uyum Yasası paketlerinin iptalini istedi.

Abone ol

Niğde Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen eylemin amacının şehitleri anmak ve yaşatmak olduğunu ifade eden şehit aileleri, Atatürk'ün, "Vatan ve millet için her şeyini feda eden harp malulleri canlı birer abidedir, onlar için ne yapılsa azdır" vecizesini kendilerine düstur edindiklerini söylediler. Niğde Şehit Aileleri Derneği Başkanı İsmet Ünver, Anayasa'nın 61. maddesinin, "Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gazilerini korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar" ifadesini içerdiğini, bu düşünceyle şehitlere, dul ve yetimlerine yakışır bir şekilde son zamanlarda gündemde olan 8. maddenin makul bir ölçüyle karara bağlanmasını arzu ettiklerini söyledi. Başkan Ünver, "Atatürk ve silah arkadaşları bu günleri görseydi, bizlere ne derlerdi acaba? Bütün tepkilere rağmen ısrarla 'AB'ye girelim' mantığı yanlıştır. 8. maddenin sonuçlarını göz ardı edemeyiz. Şehit Aileleri Derneği olarak bizler bu maddeyi çıkarmak isteyenlere hangi dilden konuşacağımızı sormak istiyoruz" dedi. "Yasa çıkarsa Allah da affetmez, kul da" Kendilerinin gereken birlikteliği göstermekte sıkıntı çektiklerini ifade eden Ünver, "Güneydoğu Anadolu'dan yüzlerce araç, konvoyla başkentin yolunu tutarken neden bizler bu kadar rahatız. Bütün partiler kongre yapıyor, salonlar almıyorken neden bizler bir araya gelemiyoruz. Herkesi sağduyulu olmaya davet ediyorum. Eğer bu yasa çıkarsa sizi Allah da affetmez kul da. Biz Şehit Aileleri Derneği olarak hiç affetmeyeceğiz" diye konuştu. Başkan Yardımcısı Hamdi Doğan ise son günlerde Türk milletinin varlığını sürdürebilmesi bakımından çok önemli gelişmelerin yaşandığını vurgulayarak, bu asil milletin evlatları ve şehit aileleri olarak Türk milletine kurulan tuzakları ve tehlikeleri kamuoyuna açıklamayı görev bildiklerini ifade etti. Doğan, şöyle devam etti: "Birincisi, AB'den başka çıkış yolu olmadığını söyleyen işbirlikçiler, o kadar ileri gittiler ki, 'Başka yarın yok' diyerek kampanya bile düzenleyebildiler. Gümrük Birliği, Kopenhag kriterleri katılım ortaklığı belgesi ve Türkiye'nin bu şartları kabul ettiği sözde, 'ulusal program' gibi dayatmalar, Türkiye'nin teslim edilmesi anlamını taşıyor. Avrupa Birliği 'yarın' değil, köleliktir. Hal böyleyken 59. Hükümet ulusal program ve buna bağlı olarak çıkartmaya çalıştıkları 6. ve 7. uyum yasaları paketiyle bu konuda herkesten daha istekli olduğunu ortaya koymaktadır. Hem de ülkeyi ayakta tutan bütün maddeleri bir çırpıda ortadan kaldırarak, bütün bunlar bilmeyerek yapılıyorsa gaflettir, ama bilinerek yapılıyorsa bu ihanetin ta kendisidir. İkincisi ise PKK yandaşları çeşitli maskeler altında tüm Türkiye'de Abdullah Öcalan ve dağdaki eli kanlı teröristlerin affedilmesi için şehirleri basıyor, devleti tehdit edip Apo'nun delikten çıkarılmasını istiyorlar. PKK ele başları Avrupa'dan ve Irak'tan Türkiye'ye tehditler yağdırıyorlar. Üstelik Ankara'yı basan binlerce PKK yandaşı kadın af isterlerken 'Pişman değiliz' diyorlar."