BIST 9.487
DOLAR 34,40
EURO 36,42
ALTIN 2.837,17

'Şehidini satan halk!'

Pazar günü yapılan çok partili demokrasi tarihimizin “en farklı” seçim sonuçları için tahliller şöyle başlıyor:

-Hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak kadar…

Ama “tartışmalar” sürüyor.

İki olguyu birleştirence ortaya mizah dozu yüksek metinler çıkıyor:

-Hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak kadar büyük farkın ortaya çıktığı bu seçimleri tartışmalıyız!

İşte yeni gündem bu akıl-fikir zenginliği içinde gelişiyor.

İlhan Selçuk seçim öncesi son yazısından alıntı yapıyor:

-AK Parti"nin bu seçimlerdeki doğal müttefikleri kimler? ABD, Kıbrıs Rumları, Yunanistan, Ermenistan, Talabani, Barzani, PKK..

Türkiye seçmen kitlesi “düşmanlarla işbirliği içinde” olabilir mi?

Peki ya din devleti tehlikesi ne durumda?

Karamsarların “Türkiye"ye şeriat gelecek mi?” korkusunu yine Selçuk gideriyor:

-Sandıktan çıksa da Türkiye"de ılımlı İslam modeli kurulması hayaldir!

Demek ki “laiklik gitti, gidiyor” diye o kadar tantanaya gerek yokmuş.

Bir de şöyle değerlendirmeler var:

-AK Parti"yi destekleyenler ortalarda görünmediler.

Acaba seçim kararı alınmasına neden olan süreçte, iletişim alanındaki “gürültü kirliliği” buna neden olmuş olabilir mi?

Emekli askerlerin öncülüğündeki “sivil kalkışmanın” yarattığı “çağdaş-laik-özgür” ortamda insanlar ortaya çıkıp belki “biz böyle şeyler istemiyoruz, yapmayın, etmeyin” diyememişlerdir.

Ha, ne dersiniz?

2007"nin ilkbaharını, “demokrasinin sonbaharı” haline getirmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayanlar kendileriyle yüzleşebilseler, Halk Partisi ile halkın partisi arısındaki farkın, sandık sonuçlarıyla doğru orantılı olduğunu görebilirler.

Değil mi?

İlkbahar"da çok yüksek perdeden esen “militer rüzgarın” büyüsüne kapılıp, AK Parti"nin eriyip bittiğini ilan edenler, kendilerinin bulundukları yeri saptayabilirler.

Bu konuda en akılcı tespit Emin Çölaşan"ın sütunlarında yapıldı:

“Demek ki biz başka bir gezegende yaşıyormuşuz. Türkiye"nin ve toplumun bir şeyini bilmiyormuşuz!”

Bütün bu özeleştirel tespitlere karşın seçim sonuçlarını büyük bir “halk sevgisiyle” değerlendirenler de var:

-Şehidine ihanet eden bir halkla karşı karşıyayız!

Bu “içten” tespit, dünya çapında bir tahlille devam ediyor:

-Bütün dünyayı dolaştım bu kadar kişiliksiz halk görmedim!

Değeri kendi içinde saklı olan bu cümlelerin sahibi MHP İzmir milletvekili adayı Özgür Çakmak… Tespitin şiddetinden açık olarak anlaşılacağı üzere bu beyefendi seçilemedi. Eğer sandıktan çıkabilseydi, elbette halkımızın sağduyusu konusunda biraz daha farklı düşünebilirdi.

22 Temmuz öncesi ortamın fotoğrafı şimdi daha iyi ortaya çıkıyor.

Ülke çoğunluğun karşısına geçip “aklınızı başınıza alın ha, sonunuz kötü olur” diye akıl verenlerin hangi şapka ile konuştukları belli oldu:

-Bak hatibin kafasında huni varmış!