BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,75
HABER /  GÜNCEL

Sedat Peker: Ben intikam meleğiyim!

Cezaevinden çıkan Sedat Peker, İstanbul'da hâlâ mafyaların olduğunu söylerken maddi gelir kaynaklarını açıkladı. Peker "ben intikam meleğiyim" dedi...

Abone ol

İstanbul’da mafya babaları olduğunu, sistemin bunu engelleyemeyeceğini söyleyen Sedat Peker " Mafya olabilmek benim fıtratıma uygun değil” dedi. Peker, "Her günahın karşısında mutlaka bir intikam meleği olur. Bir çok günahın karşısında intikam meleği olma görevini kaderim bana bahşetmişse ben bundan ancak onur ve şeref duyarım" diyerek şaşırttığı röportajda maddi gelir kaynaklarını da açıkladı.

Cezaevi’nden çıktıktan sonra yaptığı açıklamalarla özellikle sosyal medyada dikkatleri üzerine çeken Sedat Peker, Vahdet gazetesine konuştu. Peker şunları söyledi:

PEKER'İN MADDİ GELİR KAYNAĞI NE?

Sedat Peker kendini nasıl tarif ediyor?

Kafkas asıllı Karadenizli bir Türk ailesinin çocuğuyum.

Hayata bakışınız nasıl; ideolojik duruş olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Doğru olduğuna inandığım değerler için kendim dahil bütün herkesle uğraşmak hayata bakış açımdır. İdeolojik duruş olarak da milliyetçi ve muhafazakâr dünya görüşüne sahibim.

Siyasetle ilginiz ne düzeyde?

İnandığım ideolojik duruşumdan dolayı mümkün olduğunca tüm dünya siyasetini takip ediyorum.

Ne işle meşgûlsünüz, maddi gelir kaynaklarınız nelerdir?

Tarihi Beyoğlu Kurukahvesi’nin sahibiyim. Ayrıca atık yağ toplama şirketim var. Bunun haricinde otel ve ev dekorasyonları yaptığımız bir sanat galerim var. Ayrıca da önümüzdeki günlerde bir teknoloji firmasına bir de akaryakıt dağıtım şirketine ortak olma görüşmeleri yapıyorum.

"ŞİDDETE BAŞVURDUM AMA MAFYA DEĞİLİM"

Sosyal medyada, halk arasında Sedat Peker denildi mi ilk akla gelen “mafya” oluyor. Mafya mısınız?

Geçmiş tarihte mağduriyete uğramış insanların haklarını koruyabilmek adına bazen şiddete başvurduğum doğrudur. Haklarını korumak için yardımcı olduğum insanlara sorarsanız size bir dava adamı olduğumu söylerler. Hayatın gerçeklerinden uzak yaşayan tuzu kurulara şahsımı sorduğunuzda ise mafya olduğumu söyleyebilirler.

Neden bu tabir kullanılıyor?

Karşı dünya görüşüne sahip olan insanlar vermiş olduğum mücadeleden dolayı oluşan halk sevgisini azaltmak için etkin oldukları medya organlarında uzunca yıllar bu tabiri kullandılar. Ancak sokakta ve sosyal medyada gördüğüm ilgiye bakılırsa bunda pek başarılı olamadılar.

"KADERİM BANA İNTİKAM MELEĞİ OLMA GÖREVİNİ BAHŞETTİ!"

Mafya denildi mi genelde ilk akla uyuşturucu, fuhuş, kumar gelir. Sizin için çok şey yazılıp çizilmiştir ama bunlar yazılmadığı gibi, aksine “uyuşturucuyla mücadelede eden mafya babası”, “yardıma muhtaçların babası” diyenler var.

İnsanların yaratılırken onlara verilen fıtratları vardır. Belki ufak tefek hatalar yapsalar da fıtratlarının dışına çıkamazlar. Mafya olabilmek benim fıtratıma uygun değil. Ben kimsenin parasını haksız yere alamam. Ben hiç kimsenin namusuna göz dikemem, benden güçsüz diye kimseye zulüm edemem, ancak bunları yapanlara karşı geçmişte yaptıklarım herkes tarafından zaten bilinir. Her günahın karşısında mutlaka bir intikam meleği olur. Bir çok günahın karşısında intikam meleği olma görevini kaderim bana bahşetmişse ben bundan ancak onur ve şeref duyarım.

"İSTANBUL'DA MAFYA BABALARI VAR"

İstanbul’da bugün “mafya babaları var mı? Neler yapar bunlar? Uyuşturucu ticareti yapan, eğlence kulüplerinden, otoparklardan haraç alan, fuhşa bulaşmış mafya babaları var mı bugün İstanbul’da?

İstanbul’da dün de mafya babaları vardı, bugün de var, yarın da olacak. Hiçbir sistem bunu engelleyemez. Çünkü insanın doğası bu tip yapıların olmasına olanak sağlıyor. İnsanlar uyuşturucu kullandığı, kumar oynadığı, fuhuşa yöneldiği sürece bunları temin etmek için organizasyonlar kurulacaktır. Devletimizin görevi bunları en alt seviyeye indirmektir. Ancak bu yapıları tamamen yok etmek bence pek mümkün görülmüyor.

"CEZAEVİNDE DİNİMİZİ DAHA GÜZEL YAŞADIM"

Cezaevi yaşamınız nasıldı? Burada İslam’la tanıştığınız, daha doğrusu İslam’ı daha bir gereğince yaşamaya başladığınız yorumları var. Doğru mu?

Cezaevinde yatarken kutsal dinimizi daha güzel daha layık olarak yaşadığım doğrudur. Ancak çok eski yıllarda ilk basına çıktığım dönemlerde benim için tarikatçı baba diye yazılan yazılar bile vardı. (1994’lü yıllarda) 17 yaşımdan itibaren birçok Allah dostunu, değerli hocaları ziyaret edip sohbetlerinde bulunma imkanım oldu. Gazetenizin yazarlarından Cübbeli Ahmet Hoca’nın bir sohbetine Ümraniye’de 1991 yılında katılmıştım. Bu örneği vermemin sebebi kutsal dinimizle cezaevinde tanışmadığımı anlatabilmek içindir.

Bugün İslam’a bakışınız; bu anlamda yaşantınız nasıl?

Şahsım olarak bugün ameller noktasında bazı eksiklerim hatalarım olabilir. Ancak itikat noktasında Yüce Allah’a şükürler olsun ki büyük Allah dostlarının haricinde bütün herkesle yarışabilecek durumda olduğuma inanıyorum. Bedel ödeme günü geldiğinde ise yine yüce Allah dostlarının haricinde herkesle yarışabileceğimi zannediyorum.

"SUSURLUK DENİNCE AKLIMA ÇATLI GELİYOR"

Susurluk denildi mi ilk aklınıza ne geliyor?

Susurluk denildi mi aklıma cennet mekan Abdullah Çatlı geliyor. İnandığı dava için kendini feda etmiş bir insana arkadaşı olduğunu söyleyenlerin vefatından sonraki dönemde yaptıkları vefasızlıklar aklıma geliyor. (Daha doğrusu aklımdan hiç çıkmıyor.)

SEDAT PEKER KİMDİR?

1990 yılından bu yana adı birçok “suç” olayına karışan Sedat Peker, birkaç kez mahkum olup cezaevine girdi, çıktı. 2005’te Kelebek Operasyonu kapsamında tutuklanarak yargılandı, hapis cezasına çarptırıldı, sonra davanın bir bölümü bozuldu. Ardından Ergenekon Davası’ndan içeri alınarak yargılandı. Mart 2014’te 5 yılı aşkın tutukluluk hali göz önünde bulundurularak tahliye edildi.