BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Seçimler her zaman halkın iradesini yansıtır mı?

Eğitimde, sağlıkta, ekonomide, savunma alanında, iç ve dış siyasette, devletin tüm milli politikalarında izlenecek yol yasalarla belirlenmiştir.

Hükümetlerin görevi; geçici olarak üstlendikleri ülke yönetimini, önceden belirlenmiş demokratik ve ulusal çizgilerin dışına çıkmadan en iyi şekilde icra etmektir.

İcraatlarının başarısı ya da başarısızlığı bir sonraki seçimler ile ölçülür.

Yani demokrasinin bütün kurallarının işlediği bir ortamda yapılan seçimler aracılığıyla ortaya çıkan halkın iradesi ile anlaşılır.

Seçimlerde halkın doğru karar verebilmesi için demokrasiye yakışır uygun şartların hazırlanması da gerekir.

Aksi halde yapılacak seçimler ne demokratiktir ne de demokrasinin gereklerinden birinin yerine getirilmesidir.

Bunun adı; ÖRTÜLÜ DAYATMADIR!

1980 Askeri müdahalesinin ardından hazırlanan ve günümüzde değişmesi gerektiği yönünde her kesimin mutabık kaldığı 82 anayasası buna en iyi örnektir.

7 Kasım 1982’de yapılan referandum sonucu yüzde 91.37’lik halkoyu ile hem 82 anayasası kabul edilmiş hem de darbeci lider Cumhurbaşkanlığı ile taltif edilmişti.

Demek ki sandıktan çıkan sonuç her zaman halkın iradesini yansıtmaz. Bazı durumlarda çaresizliğin hatta mecbur bırakılmış olmanın yansımasını ifade eder.

Halkın iradesinin sandığa doğru yansıması için yapılan seçimlerin hangi koşullarda yapıldığı çok önemlidir.

Demokrasi, toplumun her kesimine ulaşmış mıdır, öncelikle ona bakmak lazım.

Devlet gücünü elinde tutan hükümetin, muhalefete karşı takındığı tutuma bakmak lazım.

STK’ların, farklı etnik ve mezhep mensuplarının eşit muamele görüp görmediklerine bakmak lazım.

Gelir dağılımında adaletin sağlanmış olup olmadığına bakmak lazım.

İnsanların yardıma muhtaç bırakılması sonucu bu yardımların kesilebileceği endişesi yaşayıp yaşamadıklarına bakmak lazım.

Yolsuzlukların, kadrolaşmanın hangi boyutlarda olduğuna bakmak lazım.

Toplumun kabullenilmiş çaresizlik içinde olup olmadığına bakmak lazım.

Ülkenin sanatçılarının, yazarlarının, gazetecilerinin kendilerini rahatça ifade edip, edemediklerine bakmak lazım.