1 Kasım seçim sonuçlarına göre yeniden koalisyon tablosu çıkarsa muhalefet ne yapacak? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun MHP'yle koalisyona kapıları açması neyin işareti? İşte seçime 5 gün kala muhalefet cephesinde yaşananlar...
Abone ol1 Kasım seçim sonuçları için heyecanlı bekleyiş sürüyor.
Bir yandan seçim sonuçlarıyla ilgili tablolar tartışılırken, diğer yandan siyasi partilerin seçim sonrası senaryoları masaya yatırılıyor.
"Ertesi gün" bugünkü yazısında da Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, 1 Kasım seçimlerinin ardından muhalefetin olası planlarını analiz etti.
Sarıkaya'ya göre, 7 Haziran seçimleri sonrası Meclis Başkanlığı yarışını stratejik hatalar nedeniyle kaybeden muhalefet olası koalisyon durumunda aynı hatayı yapmamak için kolları sıvadı.
Muharrem Sarıkaya, "CHP yönetiminin Deniz Baykal'ın dominant adaylık baskısı, MHP'nin de danışılmadan yola çıkılmış olmasına tepkisi nedeniyle TBMM Başkanlığı 4. turda AK Parti'ye gitti.
Her iki parti yöneticileri, milletvekili tablosunun benzer olması halinde aynı tablonun bu kez yaşanmayacağı, en azından aday çıkma sürecinde karşılıklı temasın yapılacağı konusunda hemfikir" diye yazdı.
Sarıkaya'nın bugünkü yazısından öne çıkan bölümler şöyle:
"...
Geçen seçim ortaya çıkan tablonun bir eksik veya fazlasıyla sonuçlanacağı, ufukta yine bir koalisyon hükümetinin olacağı görülüyor. Eğer sonucu böyle çıkarsa, "Tekrar seçim" diyenlerin nelere mal olduklarının hesabı da yapılacak.
Çünkü, geçen seçim muhalefetin kendi arasında yapamadığına da önayaklık etmiş olacak.
Örneğin, geçen dönem AK Parti'nin kazandığı TBMM Başkanlığı seçim süreci de bu kez öncekinden farklı bir sürece tanıklık edecek. Ayrıca unutulmasın ki TBMM Başkanı, birçok ilkin daha yaşanmasına yol açacak bu seçimin sonrasında kilit noktada duracak.
YÖN TAYİN EDİCİ
Hatta, siyasi akışın ark değiştiricisi pozisyonunda bulunacak. Anayasa'nın 114. maddesi gereği "Meclis toplandığı gün vazifesi bitecek seçim hükümetinin" yerine gelecek olanın nasıl oluşacağından, komisyonların kurulmasına kadar birçok konuda rol belirleyici görev üstlenecek. Çünkü, "Meclis'in toplandığı gün seçim hükümetinin vazifesinin sona ereceği" Anayasa'nın madde hükmü; yenisi kurulana kadar eskisinin devamı ise teamül olduğu için ortaya çıkacak tartışmada ağırlığı koyduğu taraf yön alacak; partiler arasındaki diyalogda da önemli görev üstlenecek. Dolayısıyla, birkaç gündür siyasi parti yöneticileriyle yaptığım görüşmeler de parti merkezlerinin TBMM Başkanlığı seçim sürecini bugünden masaya yatırdığını gösteriyor. Daha ilerisi, hepsi işi bu kez sıkı tutuyor, maceraya bırakmak istemiyor.
MHP'Yİ RAHATLATAN
Şöyle ki...
CHP yönetiminin Deniz Baykal'ın dominant adaylık baskısı, MHP'nin de danışılmadan yola çıkılmış olmasına tepkisi nedeniyle TBMM Başkanlığı 4. turda AK Parti'ye gitti. Her iki parti yöneticileri, milletvekili tablosunun benzer olması halinde aynı tablonun bu kez yaşanmayacağı, en azından aday çıkma sürecinde karşılıklı temasın yapılacağı konusunda hemfikir.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun, Fox TV'de "Kiminle koalisyon kurmak istersiniz?" sorusuna verdiği, "MHP ile isteriz... İkimizin de seçim bildirgesinde ortak nokta var, bir araya gelip hükümet kurabiliriz" yanıtı da MHP yönetiminde memnuniyet verici rahatlamaya neden olmuş. Çünkü, "hükümete ortak olmadığı, her şeye 'Hayır' dediği" iddiasıyla AK Parti'ye kayan oyları, MHP lideri Bahçeli'nin ilk televizyon programıyla geri dönmeye başlamış.
MHP yönetimine göre, Kılıçdaroğlu'nun açıklaması da bu dönüşe hızlandırıcı etki yapmış. Yoklamaların ve meydanların koalisyona işaret ettiğini dikkate alan muhalefet, Meclis Başkanlığı için üzerinde mutabakat sağlayacağı adayı belirlemekte kararlı. Sonrası konusunda da bu kez bakışların Meclis Başkanlığı sürecinde olacaklar gibi geçmişten oldukça farklı olduğunu da söyleyebilirim.
Ayrıca 1 Kasım'dan da sonuç çıkmaz ise yeni bir seçim arayışına herkesin kapısı bugünden kapalı.