Vatan Gazetesi yazarı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Yayman seçime 3 gün kala Türkiye'nin genel atmosferini İnternethaber'e değerlendirdi.
Abone olNESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Seçimlere 3 gün kaldı. Türkiye 17 Aralık'tan beri tabiri caizse yangın yeri. Sandığa "asla gitmem" diyenler bile pazar sabahını iple çekiyor.
Türkiye pazar sabahı belki de tarihinde ilk kez sandığa bu denli "sahip çıkacak.."
Peki, seçimlere giderken Türkiye'nin içinden geçtiği durumu nasıl değerlendirmek gerekir, 17 Aralık'tan itibaren yaşanan atmosfer seçim sonuçlarını ne kadar etkiler, muhalefet nerede hata yaptı, seçim öncesi ortaya çıkacak her hangi bir ses ya da görüntü kaydı bu saatten sonra seçim sonuçlarını etkiler mi?
Vatan Gazetesi yazarı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Yayman bu soruların yanıtlarını İNTERNETHABER'den Nesrin Yılmaz'a verdi.
Pazar günü yapılacak seçimlerden sonra büyük bir değişiklik olmayacağını söyleyen Yayman, "Bunun altı nedeni var. Birincisi seçimin Erdoğan için güvenoyuna dönüşmesi muhalefetin aleyhine oldu. İkincisi cepheleşme siyaseti muhalefet için tuzaktı ve muhalefet bu tuzağa bal gibi düştü. Tayyip Bey'in partisinin seçmen sadakati yüksektir." dedi...
Devamı röportajımızda...
Çok farklı bir seçim süreci yaşadık ve seçimlere yalnızca 3 gün kaldı, sonuç belli mi?
ARTIK SEÇİM SONUCU BELLİ
Evet artık seçimin sonucu belli. İnsanlar kararını verdi. Sandığa gittiklerinde kime oy vereceklerini biliyorlar. Politik tarihimizde seçim sonuçlarının son bir haftada değiştiğini görmedik.
Bir tarafta muhalefet diğer tarafta Başbakan var, bu bir anlamda Tayyip Erdoğan'ın kendini aklama seçimi mi olacak?
CUMHURİYET TARİHİNDE GÖRÜLMEYEN KUTUPLAŞMA
Bu nereden bakıldığına bağlı. Yolsuzluk iddiaları ayrı, seçim ayrıdır. Ancak Cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir kamplaşma ve cepheleşme yaşanıyor. Tüm operasyonlara karşı Başbakan Erdoğan kişisel karizmasını sahaya sürdü ve bunda büyük ölçüde başarılı oldu.
Sizce Neden böyle oldu?
BAŞBAKAN İKNA ETTİ
Başbakan Erdoğan, 17 Aralık sonrası yaşananları politik bir meydan okumayla karşılayıp bunu halka ‘montaj-dublaj-siyasete müdahale’ şeklinde anlattı. Toplumun büyük kısmı Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamalarına ikna olmuş durumda.
Seçim meydanlarının kalabalık olması oyların da çokluğuna mı delalet?
ALKIŞLAR BİZE OYLAR DP'YE
Meydanların kalabalıklığı tabiki ölçüdür. Ancak yegane belirleyici değildir. Demokrasi tarihimizde meşhur Osman Bölükbaşı metaforu var. Osman Bölükbaşı uzun ve keyifli konuşmalarıyla bilinen bir siyasetçiydi. DP ve Menderes eleştirisi yapan Bölükbaşı’nı dinlemek için insanlar meydanları doldururdu. Halk onun konuşmasını büyük coşkuyla dinlerdi. Ancak mitinglerde toplanan kalabalıkların oyları Bölükbaşı’nın partisine vermezlerdi.. Bunu bilen Bölükbaşı kendisini dinlemek için gelenlere ‘Alkışlar bize, oylar DP'ye’ derdi.
MEYDANLAR YEGANE ÖLÇÜ OLAMAZ
Yine yakın tarihimizde Genç Parti örneği var. Orada da meydanlar dolup taşardı. Ancak insanların toplanma nedeni farklıydı. Yani şunu söylemek istiyorum meydanlar yegane ölçü olamaz. Ancak kalabalıklar meydanlar siyasetçi için ekmek ve su gibidir.
Meydandaki kalabalık kadar mitinge gelen insan manzaraları çok önemlidir. Gözlerdeki öfke, coşku, kin, sevgi, kızgınlık veya mutluluk meydanı analiz etmek için farklı bir perspektif sağlar.
Peki, biz pazar gecesi çok büyük bir sürprizle karşılaşabilir miyiz?
SEÇİMDEN SONRA ÖNEMLİ GELİŞMELER OLABİLİR
Doğrusu ben seçimlerde major ve dramatik bir değişiklik beklemiyorum. Ancak seçimden sonra önemli gelişmeler olabilir.
Neden değişiklik olmayacak? 6 SEBEP Bunun altı nedeni var. *Birincisi seçimin Erdoğan için güvenoyuna dönüşmesi muhalefetin aleyhine oldu. *İkincisi cepheleşme siyaseti muhalefet için tuzaktı ve muhalefet bu tuzağa bal gibi düştü. Tayyip Bey'in partisinin seçmen sadakati yüksektir. *Üçüncüsü, AK Partinin yanlışları, muhalefetin doğruları olamadı. Erdoğan tezini muhalefete göre daha başarılı anlattı. *Dördüncüsü muhalefet sadece yolsuzluk iddialarıyla oy toplayabileceğine inandı. Halbuki halkın kafasındaki asıl soru muhalefetin Erdoğan’dan daha iyi yönetebileceğini göstermesi lazım. *Beşincisi bireyler, toplum istikrar sürsün istiyor. *Altıncısımerkez oyların Erdoğan dışında gidebileceği bir adres yok. Erdoğan, yolsuzluklara bulaşanları ayıklasın, partisini temizlesin, yoluna devam etsin şeklinde bir algı var. Bunu doğru okumak gerekiyor. |
Ortaya çıkan ses kayıtları oy oranlarını ne kadar etkileyecek?
ERDOĞAN'A OPERASYON YAPILIYOR ALGISI GÜÇLENDİ
Bunu 30 Mart akşamı göreceğiz. Ancak bu kayıtları yayınlayanlar büyük bir strateji hatası yaptılar ve sürekli kaset yayınladılar. Bu halkın bir kısmında ‘Erdoğan’a operasyon yapılıyor’ algısını güçlendirdi.
Bir anlamda kasetler üzerinden siyaset mühendisliği yapmak geri tepti. Bunu en son 2011 seçimi öncesi MHP olayında yaşadık. Halk, yolsuzluk yok demiyor, benim ev araba kredi ödemem ne olacak diyor. Yani yolsuzluk iddiaları ayrımını, oy verme davranışı ayrımını düşünmek lazım.
Muhalefet seçim sonuçları için oldukça umutlu, hayal kırıklığı mı yaşayacak yoksa umduğunu bulacak mı?
MUHALEFET TESELLİ İKRAMİYESİ KAZANACAK
Bu seçimlerden her parti kendince teselli piyangoları kazanacak. Liderler kendilerince başarılar bulup tabanlarına bunu söyleyip ‘biz kazandık’ diyecekler.
SEÇİMLERİN SÜRPRİZ PARTİSİ MHP VE BDP
Ancak bu seçimlerin süpriz partisi MHP ve BDP olacak. İki parti de hem oyunu hem de belediye sayısını artıracak. Özellikle MHP Akdeniz'de süpriz sonuçlar alabilir.
Muhalefet elindeki "kozu" yeterince kullanabildi mi?
MUHALEFET ELİNDEKİ KOZU AŞIRI KULLANDI
Bence kullandı ama aşırı kullandı. Doz aşımı oldu ve geri tepti. Bir sure sonra bunlar inandırıcılığını kaybetti. Ancak bu tür iddialar ‘pamuk yanmasına’ benzer. İçerden yavaş yavaş yanar, siz dumanı gördüğünüzde artık iş işten geçmiştir.
Tayyip Bey bu iddialarla ilgili 30 Mart sonrası gerekli yaptırımları yapmazsa orta vade de sorun çıkacaktır.
Etkili muhalefet için ne yapması gerekiyordu?
MUHALEFET TOPLUMU KENDİNE İNANDIRMALI
Muhalefetin, Türkiye’yi iktidardan daha iyi yönetebileceğine toplumu inandırması gerekiyor. Bunun yanında seçimden seçime değil, daima halkın yanında olması ve toplumsal merkezde durması icap ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Yeni CHP açılımı önemli. Ancak bunu taktiksel bir açılım değil, ikna edici stratejik bir açılım olması lazım. CHP bu açılımını devam ettirise orta vadede iktidar alternatifi haline gelebilir. Siz yıllarca halkı ihmal etmişsiniz ve bir anda sizi takdir edip, oy vermesini bekliyorsunuz. Böyle birşey olabilir mi?
Bundan sonra ortaya çıkacak ses ya da görüntü kaydı seçim sonuçlarını etkiler mi? ( ne olursa olsun etkilemez mi?)
BU SAATTEN SONRA YAYINLANACAK GÖRÜNTÜLER ERDOĞAN'IN OYUNU DÜŞÜRMEZ
Yayınlanacak görüntü veya sesin mahiyetine bağlı. Ancak genel bir prensip olarak bu saatten sonra yayınlanacak görüntüler Erdoğan’ın oyunu düşürmez, yükseltir. Çünkü toplum bu işlere reaksiyon duyuyor.
SEÇİMDEN SONRA EN ÇOK TARTIŞILAN PARTİ CHP OLACAK
Seçim sonuçlarına gelirsek, Ankara ve İstanbul çok önemli, sizce bu iki ilde "kazanan" kim olacak? Mesela AK Parti Ankara'yı ve İstanbul'u CHP'ye kaptırabilir mi? Ve tabii İzmir... AK Parti İzmir'de bu sefer çok etkili bir kampanya yürütüyor, alabilir mi İzmir'i?
Doğrusu ben kalelerde bir değişim olacağını düşünmüyorum ama halkın kararını üç gün sonra göreceğiz.
CHP'nin elinde olan ve kaybedeceği belediyeler hangileri olacak (Özellikle kesin gözüyle baktığı belediyeler.?
Bunu bilemem ayrıca bu saatte cevap vermem etik olmaz. Ancak seçimden sonra en çok tartışılan parti CHP olacak. Beklenilen başarı elde edilemezse partinin içindeki ulusalcı kanat ‘Gülen Hareketi ittifakı ve sağ açılımı’ nedeniyle Kemal Bey'e eleştirilerini yükseltecekler.
twitter.com/nsrnylmz