BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Seçim istediğine pişman olmadı

Derviş yeni hükümetin uygulamaya koyduğu birçok projeye destek çıkarken özellikle bir konuda eleştirdi.

Abone ol

CHP İstanbul milletvekili Kemal Derviş Fatih Altaylı'nın Kanal D'de sunduğu Teke Tek programına katılarak çarpıcı açıklamalar yaptı. Derviş Türkiye'nin kritik bir dönemi geride bıraktığını belirterek " Türkiye uçurumun kenarından döndü. Ama herşey düzelmedi, şu anda en büyük sıkıntı insanlar umutsuz ve istihdam yetersizliğidir" dedi. Türkiye'deki siyaset anlayışını da değerlendiren Kemal Derviş artık herşeye çok kötü veya çok iyi demenin geride kaldığını belirterek " Halka doğruyu söylemek gerekiyor. İnsanlar artık doğru söz bekliyorlar. Bana bir çiftçinin Doğruları bize olduğu gibi düzeltmeden söyleyin, yapmadığınız şeyi yapmış gibi göstermeyin demişti onu hiç unutamıyorum.Artık eski tart politikalar geride kaldı" dedi. CHP'den ziyade kendisinin tezkereye nasıl hayır dediği konusuna da değinen Kemal Derviş, tezkerenin çok geniş kapsamlı bir konu olduğunu belirterek "Tezkere öncesinde savaşa yönelik ABD içinde bile tam bir birlik yoktu. Ayrıca BM başta olmak üzere dünya ABD'ye savaş konusunda destek vermiyordu. Türkiye BM'nin yanında kalması daha doğru olmuştur. Ayrıca Türkiye krizde iken ilk kez yardım eden Almanya olmuştur. ABD daha sonra Türkiye'ye destek olmuştur. Ben bu nedenle Avrupa ile olan ilişkilere daha farklı önem veririm" dedi. Hayatı boyunca sosyal demokrat bir çizgide durduğunu anlatan Kemal Derviş " Sosyal demokrat bir dünyayı özlüyorum, o değerlere sahip çıkan bir dünyayı özlüyorum. Türkiye ile ABD arasında sorun yaşandı ancak bunu tam olarak nerden kaynaklandığını bilmiyorum. Belki ABD'ye umut verildi ve bunun üzerine hazırlık yapıldı ise sonucu böyle olmuştur.Türkiye ABD ile daha tutarlı ve tavrını net ortaya koyması gerekirdi." dedi. Türkiye'nin tavrı nedeniyle bugün uluslararası değerlerde saygınlığının arttığını söyleyen Derviş, " Özellikle Avrupalı sosyal demokrat kesimde Türkiye sempatisi arttı. ABD'ye karşı duruşundan değil mecsilisin aldığı kararı uyguluyor olmasından. Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa, ve Akdeniz'de önemini sürekli koruyacaktır. Türkiye'yi kimse dışlayamaz ama Türkiye vazgeçilmez ülke de değil. Bu vazgeçilebilirliği gösterildi." dedi. Seçim öncesi dönemi de değerlendiren Kemal Derviş o günkü siyasal yapının yürüyemez noktada olduğunu anlattı; "O üçlü yapı devam edemezdi bugünkü durumda benim seçim yapılması düşüncemin doüğru olduğunu ordaya koydu. Bu kadar ağır bir yük var bunu taşımak için güçlü bir kadro gerekli. Ben illa seçim olsun demedim Başbakan yorulmuş hasta, koalisyon ortakları kavga ediyor yeniden krize mi giriyoruz gibi bir durum vardı. Ben o şartlarda seçim olsa bile durumun daha kötü olamayacağını söyledim" Bülent Ecevit'i çok sevdiğini ve saydığını anlatan Derviş kendisini siyasete Ecevit'in zorladığını da belirtti. Derviş, " Ben DSP'yi önemsedim. CHP ile birleşerek solu tek çatı altında birleşmesi gerektiğine inandım. O dönemde çok sayıda komplo teorileri üretildi. Ama herkes sonucu gördü." dedi. Türkiye'de TL kurunun gerçekçi olmadığın söyleyen Derviş, piyasanın aşırı tepkili olması nedeniyle kararlı davranamadığını ve piyasayı etkilediğini dile getirdi. Derviş piyasaya ufak bir para girişinin bile etkili olduğunu belirterek sıcak para girişi konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Derviş " Hükümet böyle bir ortamda sıcak sermayeye ufak bir vergi koyarak caydırıcı olup ancak özellikle uzun vadeli yatırımı özendirici adımları atması gerekir." dedi. Hüketin uygulamaya koyduğu vergi barışına olan talepten büyük memnunluk duyduğunu da söyleyen Derviş, ancak bunun bir alışkanlık haline gelmemesi ve verilen taahhütlerin mutlaka takip edilmesi gerektiğini belirterek " Ben hükümetin revize edilenin tümü olmasa bile büyük çoğunluğunu toplayacağını ve bunun önemli bir kaynak olacagını sanıyorum. Hükümet vergi de bu adımlarını devam ettirse gelecekte tarihe mal olabilir. Ama adımlar burda kalmamalıdır." dedi. BBDK kendi uzman kadrosuna dayanarak en iyisini yapmalıdır. siyasi olarak telefonla bir baskı yapılmamamsı lazım. her kurum yasal çerçevede ve ona bağlı kalarak hareket etmesi gerekir.

dig