Irak'ın işgaline karşı çıkarak oy toplayan Almanya Başbakanı, bu kez de benzer bir sıçramayı, İran'a karşı güç kullanımına karşı çıkarak gerçekleştirmeyi umuyor.
Abone olAlmanya Başbakanı Gerhard Schröder, seçim kampanyası çerçevesinde gerçekleştirdiği mitingde, İran'ın nükleer programı ile ilgili anlaşmazlığın çözümünde, askeri seçeneğin masadan kalkması gerektiğini söyledi. "İran'daki gelişmelerden hepimiz kaygı duyuyoruz. Nükleer silahların daha da yayılmasını istemeyiz" diyen Schröder şöyle devam etti; "Ancak çözüm diplomasidedir. Askeri çözümün masada olduğunu duyuyorum. Buna yanıtım şudur; "Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sevgili dostlarım; gelin İran'a karşı güçlü bir müzakere pozisyonu belirleyelim. Ancak bunu yaparken, askeri çözümü masadan kaldıralım." Schröder'in bu sözleri, İran'a karşı güç kullanımı ihtimalini dışlamadığını söyleyen Amerikan Başkanı George Bush'un keyfini kaçırabilir. Ancak bir yandan da, Irak'ın işgaline şiddetle karşı çıktığı 3 yıl önceki seçim kampanyasını hatırlatıyor bu sözler. O zaman da, bugün olduğu gibi, Schröder'in Sosyal Demokratlar'ı kamuoyu yoklamalarında gerilerde görünüyordu. Ne var ki Irak ile ilgili tutumunun, Schroeder'in seçimi kazanmasında etkili olduğu düşünülüyor. Şimdi İran ile ilgili tavrının da, oylarını benzer bir şekilde arttırıp arttırmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak mitingdeki sözlerinin kendisini dinleyen kalabalıktan büyük alkış topladığı dikkat çekti. Kendini Sosyal Demokrat olarak tanımlayan bir dinleyici; "Almanya'nın İran'a yönelik bir askeri harekatta yer almayacağını açıkça ortaya koydu. Ülkemin takınmasını beklediğim tutum budur" diye konuştu. Henüz hangi partiye oy vereceğine karar vermemiş bir başka dinleyici ise; "Çok güzel konuştu. Bu sözler uluslararası politika açısından bir rehber oluşturmalıdır" diyordu. İç politika Schoreder konuşmasında iç politikaya da odaklanarak, refah toplumu değerlerini koruma sözü verdi. Zira bu konunun, seçimin galibini belirleyecek asıl unsur olduğu biliniyor. Yıllardır devam eden sıfır büyüme ve yüzde 12'ye vuran işsizlik oranı, iktidar partisinin gerileyişindeki temel faktörler olarak görülüyor. Schröder'in partisi bir süredir kamuoyu yoklamalarında, muhalefetteki Hristiyan Birlik Partileri'nin bir hayli gerisinde görünüyordu. Ancak son günlerde bu farkın giderek kapandığı, Schröder'in de bir miktar rahatladığı dikkat çekiyor. Berlin'deki Özgür Üniversite'den Gero Nuegebauer, Schröder'in işinin zor olduğunu şu sözlerle anlatıyor; "Bir yandan, Başbakanlık koltuğuna yeniden oturamayacağının farkında. Ancak bir yandan da, partisi Sosyal Demokratları kurtarmak zorunda. Dolayısıyla göründüğü kadar rahat olduğunu sanmıyorum. "Ancak Başbakan çok iyi bir aktördür. Oyunu Angela Merkel'den daha iyi oynadığı açık." Hristiyan Demokratlar'ın lideri Angela Merkel, başbakanlık koltuğunun hala favorisi. Ancak yürüttüğü kampanya son günlerde yara aldı. Birincisi hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdiği bir televizyon programında, "net" ve "brüt" terimlerini birbirine karıştırması oldu. Derken seçim ittifakına girdiği CSU lideri Edmund Stoiber'in Doğu Almanya ile ilgili küçültücü sözleri sorun oldu. Stoiber Doğu Almanya'nın, yeni bir sol ittifaka büyük destek verdiğini söyledi. Kendi kalesi konumundaki Bavyera eyaletine atıfta bulunarak; "Ülkenin diğer bölgelerindeki insanların, Bavyera'dakiler kadar akıllı olmaması büyük şanssızlık" diye konuştu. Doğu Alman kökenli Angela Merkel, bu sözlerin yarattığı tepkiyi; "Tüm Almanların başbakanı olacağım" sözleriyle yatıştırmaya çalıştı. Kaynak: www.bbcturkish.com