BIST 10.852
DOLAR 32,66
EURO 35,44
ALTIN 2.511,53

Savcının hata yapma hakkı!

Savcı Zekeriya Öz de bir insan nihayetinde.

Hata yapmak onun da hakkı…

Ayrıca

Gözaltına aldığı her kişi için

Ergenekoncu,

kesin suçlu, hakkında kesin delil var da öyle alındı,

arandı, sorgulandı, dinlendi diye ilana mı çıkıyor?

Tabii ki, iddia makamı ve şüphelerini iddia olarak ortaya koyuyor…

 

 

 

 

Tutun ki,

bu saygıdeğer savcımız farklı bir yapıya sahip.

Hani vardır ya

öyle detaylara takılan,

devleti, hakkı, adaleti gram gram tartan kişilikte insanlar.

Belli ki, bu saygıdeğer savcımız da öyle bir tip.

 

Yani belki, etin sinirine sinir olup,

kasabına dava açabilecek kadar detaycıdır.

Belki üç gram eksik et tarttığını fark ettiği için,

kullandığı bıçaklar limitlere uymadığı için

kasabı hakkında iddianame hazırlayacak kadar "sert" bir mizacı vardır. 

Ve bu tavırla hayata bakan biri,

detay gözlemcisidir,

mutlaka çok da şüphecidir…

 

Saygıdeğer savcımız medyatik olmadığı

ve kimse yakından tanımadığı için

böyle midir değil midir bilinmiyor.

Ama soruşturma yöntemindeki işaretlere bakarak

böyle biri olduğunu farz edebiliriz.

 

Yani, somut ilk delile,

çakma bir hahamın sözlerine bakarak,

şüpheli gördüğü herkesi dinletip, gözaltına alıp, ev ve iş yerlerini aratabilir.

Şüphecilik, detaycılık bunu gerektirir.

Adalet indinde;

iki gramlık hile ile iki bin gramlık hile aynıdır.

Bir savcının da şüpheci davranmasından,

şüpheli gördüğü olay ve kişileri yakın takibe almasından,

soruşturmasından daha doğal bir şey olamaz. 

 

Tabii ki,

her şüphesinin doğru çıkacağını kabul etmek mümkün değil.

Yani karanlık olduğundan şüphelendiği her kişi suçlu olmayabilir.

Ne müneccim ne peygamber…

Elbette hata yapacak.

Ve yapıyor da zaten.

Etin sinirine sinir olmuş da

kasabını içeri almış tavrıyla ama.

 

Silahı buldun.

Gitsene üzerine.

 

Yok, yetmez.

Silahı bulunduran adamla bir telefon konuşması yapanı da alırım içeri.

Silah gömenle konuştuysa vardır bir numarası!

Bakalım neymiş ilişkileri?

Bu, karanlık adamla aynı derneğe üye,

şu iktidar aleyhine kitap yazmış,

diğeri onun avukatı,

öbürü gazeteci ve gizli belgelere ulaşmış,

mutlaka karanlık bir örgüttür bunlar…

Para kaynağı da ya sendikada ya meslek örgütündedir.

Onların da başlarını alayım.

Medya desteği mutlaka muhalif olandır.

Ona da bir bakalım,

alayım içeri,

kanıtlarını nasıl olsa sonra bulurum…

demek,

tam da etin sinirine sinir olan birinin tavrı.

 

Hukuka saygımız sonsuz.

Ve adalet tüm şüpheleri gideren platformdur.

Nihayetinde dava; şüpheli olanların hangisinin suçlu

hangisinin suçsuz olacağına karar verecek.

Ve savcının şüphelerinin hangisinin doğru

hangisinin yanlış olduğuna da.

 

Adalet yerini bulacak.

Adalet

Yerini

            Bu-la-cak…

 

Ama savcının şüphelendiği

ama suçlu olmayan kişiler:

aylar, yıllar boyu

boşu boşuna tutuklu kalacak.

Ama savcının şüphelendiği

ama suçlu olmayanların itibarları,

yerle bir edildiği ile kalacak.

Ama savcının şüphelendiği

Ama suçlu olmayan kişiler

üretimden, hayatının düzeninden, bu ülkeye yapacağı hizmetlerden

boşu boşuna alıkonulmuş olacak.

 

Şüphelenilen herkes salıverilse bile mahkeme tarafından

saygıdeğer savcımızın;

"Ben görevimi yaptım, yargı kararını verdi”

demesi yeterli sayılacak.

 

Çünkü,

ne müneccim ne peygamber…

O da insan

Ve hata yapma hakkı var.