Barolar Birliği Başkanı Özok. "Demokles'in kılıcı yargıçların üzerinde'
Abone olTürkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Cumhuriyet savcılarının ismini aldıkları cumhuriyet değerlerini korumak durumunda olduklarını belirterek, ''Cumhuriyetin altını oymak için ne lazımsa onu yapan bir toplumsal yapıda savcılarımıza çok daha önemli görevler düşüyor'' dedi.
Özok, ''Bir Adli Organ Olarak Savcılık'' sempozyumunun son gününde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı toplantı salonunda gerçekleştirilen genel değerlendirme konulu oturuma başkanlık etti. Savcılık kurumunun objektifliği ve tarafsızlığına değinen Özok, adli yargılanmanın bütün koşullarını sağlayacak, sağlıklı, yansız, hiçbir etki altında kalmadan çalışma yapabilecek bir ortamın yakalanmış olması gerektiğini vurguladı. Cumhuriyet savcılarının, ismini aldıkları cumhuriyetin değerlerini korumak, ona yönelik her türlü saldırıyı engellemek için gerekli duyarlılığı göstermek durumunda olduklarını ifade eden Özok, şöyle konuştu: ''Cumhuriyetin yaptırımı, adını aldıkları cumhuriyet savcılarına aittir. Günümüzde yaşanan cumhuriyetin altını oymak için ne lazımsa onu yapan bir toplumsal yapıda savcılarımıza çok daha önemli görevler düşüyor. Savcılarımızın bunları yaparken kuşkusuz Adalet Bakanlığının, siyasal iktidarın uzaktan yakından etkisi altında kalmaması lazım. Ama maalesef üzülerek söylüyorum ki bugün bu söylediklerimden çok uzakta bir yönetim anlayışı var, atamada, yer değiştirmede, dava açmada. Bugün hepimiz biliyoruz ki Adalet Bakanının her an Türkiye'deki bütün yargıçlar için anında teftiş, soruşturma başlatma olanağı var. Böylesi Demoklesin kılıcı gibi üzerinde tehdit olan bir yargıçtan, bir savcıdan hiç kimse kahramanlık, bir Don Kişotluk bekleyemez. O nedenle yasal düzenlemelerle, anayasal düzenlemelerle savcılık kurumunun elinin güçlendirmek zorundayız.''
İDEAL SAVCILIK KURUMU
Özok, ideal savcılık kurumunun, hukukun üstünlüğü ve hukuk kurallarına uygunluk anlayışı içinde olması, savcıların bağımsız, özgür ve sadece kendi vicdanına hesap vererek çalışması gerektiğini kaydetti. Hakimler ve Savcılar Yasasını heyecanla karşıladıklarını, Türkiye'de yargının siyasallaşmasına yol açacağı söylentilerine ise katılmadıklarını belirten Özok, şöyle devam etti: ''Türkiye Barolar Birliği yıllardır bu görevi yerine getiriyor. Ama asla bir partinin, bir ideolojinin, bir politik görüşün esiri olmadı. Türkiye Barolar Birliğinin ve barolarımızın tek referansı hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, insan hakları ve demokrasidir. Zaman zaman bize kimi partilerin arka bahçesi, ön bahçesi diyorlar. Burada siz sayın konukların ve basın mensuplarının önünde iddia ediyoruz; biz kendi vicdanımızın ve söylediğim değerlerin dışında hiç ama hiçbir siyasal düşüncenin, hiçbir siyasal liderin, hiçbir siyasal partinin ne yanındayız, ne önündeyiz, ne arkasındayız ne de sempati duyuyoruz.''
Özok, savcılar ve yargıçlar birliğinin yargı bağımsızlığına destek olacak, yargının kendi sorunlarını sağlıklı bir şekilde dile getirecek, söylenmeyen, tartışılmayan konuları gün yüzüne çıkaracak bir yapı, ifade özgürlüğü ve örgütlenme anlamında da son derece önemli olduğunu kaydederek, örgütlenmenin önüne engel koymanın düşünülemeyecek bir durum olduğunu vurguladı. Savcılar ve yargıçların kendi içlerinde ayrı örgütlenmelere gidebileceklerini belirten Özok, bunların Türkiye Barolar Birliğinin de içinde olduğu bir üst kurul altında toplanabileceklerini kaydetti. Genel Değerlendirme oturumunda daha sonra Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Doç. Dr. İbrahim Şahbaz, Ankara Barosu avukatlarından Özcan Çine, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Köksal Bayraktar ile Yargıtay üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Çınar, 2 gün süren oturumlarda gerçekleştirilen sunumları ele alarak, görüşlerini aktardılar. Oturuma, Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, çeşitli illerin baro başkanları, yargı mensupları ile yerli ve yabancı akademisyenler katıldı.