BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,16
ALTIN 2.993,83
HABER /  GÜNCEL

Savcı sorgusu Balbayı şaşırttı

Gazeteci Balbay, telefon faturasına kadar sorgulandı. Balbay'ın anlam veremediği şey ise Sezer belgesi olmuş!

Abone ol Ergenekon kapsamında gözaltına alınıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay sorguda kendisiyle ilgili delil diye toplanıp yöneltilen soruları duyunca çok şaşırdığını söylüyor. İşte o sorulardan bazıları:

Gazeteci Balbay, Ergenekon soruşturmasında yaşadıklarını ART televizyonunda Gazeteci Emin Çölaşan ile birlikte yaptığı programda anlattı. Balbay, 9 saat süren soruşturmayı 3 savcının yürüttüğünü, Zekeriya Öz’ün ise sorguya girip çıktığını belirtti. Emniyet’te gözaltında iken kendisine sorulan bazı sorularla “çaktırmadan” sorgulandığını aktaran Balbay, “Birinci gün ‘Sizce bu örgüt nasıl bir örgüt?’ diye sordular. ‘Ben sizden öğreneceğim’ dedim. Polis zaten öyle bir örgütün varlığına ve yakalanan herkesin parçası olduğuna inanmış. Avukatım, ’İfade verirsen 2 saat sonra gazetelere gidecek’ dedi. Ben de polise ifade vermeyeceğimi söyleyince polisler bozuldular. ‘Oysa burada ifade vermeniz sizin iyiliğinizeydi . Savcılığa gitmeden herşeyi öğrenmiş olacaksınız, hazırlanacaksınız’ dediler” diye konuştu.

‘Belgeler nereden geliyor’
Suçlamanın tam şeklinin “halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik etmek” olduğunu belirten Balbay, savcılıktaki sorgulamayı da şöyle anlattı: “Siz yasadışı Ergenekon terör örgütüne üye olma zanlısı olarak karşımızdasınız” dedi. “Bilgisayarınızdan çıkan bilgi, belge, dönümanlar herkeste olmayacak şeyler” dedi. “Bunlar benim kitaplarımın malzemeleri” dedim. “Nerden geliyor bunlar size?” diye sordular. “Gazeteci haber kaynağını açıklamaz. Bütün gazetecilerin Ankara Temsilcileri ve yazarları bu belgelere dayalı kitap yaparlar” dedim. Belgelerde Devlet ve İslam kitabım ve hazırlamakta olduğum PKK’yla mücadeleyle ilgili kitabın dökümanları vardı, aldılar. “Bu belgeler size nasıl geldi? Burada ne işi var?” “Mesleğim” diyorum. “Bu belgeler gazetecilere ulaşır mı?” diye soruyorlar.

‘Ödülü niye aldın?’
Buldukları önemli belgelerden biri de şu: Vedat Yenerer’in Kuvvayi Milliye internet sitesi sitesi var. 2006’da Yılın Kuvvacısı Ödülü verdi bana. “Bu ödülü niçin aldın?” diye sordular. “Rauf Denktaş’a da verildi o ödül. En az 25 kişiye verildi” dedim.

‘Fatura kabarık, kim ödüyor?’
Daha önce tutuklananların hepsini isim isim sorular. “Veli Küçük’ü tanıyor musun?”, “Susurluğun aydınlatıldığını düşünüyor musun?”, “Bu telefon faturalarını kim ödüyor, çünkü biraz kabarık görünüyor?” Ben de “Burada kalmamın en büyük faydası telefon faturalarım düştü” diye espri yaptım.

‘Tolon’a indirim yapmışsın‘
Hurşit Tolon ile ilgili herşeyi soruyorlar: Bağlantın var mı?...

“1. Ordu Komutanıyken makamında ziyaret ettim” dedim. “Ayda en az 10 ziyaret yapıyorum, cumhurbaşkanları, başbakanlar, yüksek yargı organlarının başkanları...” Tolon biriyle konuşuyor, özetini okudular. Paşa diyor ki: Biz bunu ilanen yayınlayalım. Balbay bize yardımcı olur. “Bu nedir diyorlar?” Yanılmıyorsam şehitlerle ilgiliydi. Tolon öyle bir duyuru için beni arayıp “Ne kadara mal olur” dedi. “2.5 milyar” dedim. İndirimli yayınlanmasını sağladım. “İlanın dışında haber de yapmışsınız” dedi.

‘Sezer belgesi nedir?’
Savcı “Ahmet Necdet Sezer belgesini getirin” dedi. Gözlerim açıldı, nedir bu diye... Üstüne evrak numarası bile koymuşlar. Aldım elime... Yakını okuyamadığım için avukattan yakın gözlüğünü aldım, altta ne yazıyor diye baktım. Bana çekilen bir faks. “Sayın Balbay...” diye başlıyor. 25 kişilik bir liste var. Birinci sırasında Sezer var, ben varım, bir yığın isim var. Bunlar CHP’ye girerse, CHP oy alır diyor. Evrakın sonuna baktım, bir tane isim. Faksı çeken kişi telefon numarasını bile yazmış. “Sayın Savcım” dedim, “Bu bir vatandaşın bana çektiği faks. Kendi görüşü...

‘Özbek’i nasıl tanıyorsun?’
”Mustafa Özbek’i nereden tanıyorsun?“, ”Türkiyem topluluğu nedir“ diye sorudular. ”Türk Metal Sendikası Genel Başkanı... Türkiyem Topluluğu da kuruluşunu ilanen duyurmuş, sosyal devlet anlayışı içerisinde Atatürkçü, laik çizgide bir arayıştır“ dedim. ”Özbek ile 3 ortak noktamız var“ dedim. ”Üke bütünlüğü, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk’ün devrimleri...”