İtalya'da, Suriye'den kaçan 5 göçmene yardım etmek isteyen bir grup, sahte bir düğün konvoyu oluşturarak bu kişileri sınır kapılarında sorun yaşamaksızın İsveç'e sokmayı başardı.Seyahat bir belgesel haline getirildi. Roma'dan Övgü Pınar'ın haberi.
Abone olİtalya'dan İsveç'e giden bir düğün konvoyu. Beyaz gelinliği, duvağıyla düğününe giden bir gelin ve yakınları.
Kara yoluyla 6 ülke sınırını geçerek İsveç'e ulaşıyorlar. Ancak İsveç sınırından girdikten sonra ilk istikametleri nikah salonu değil göçmen bürosu oluyor.
Çünkü aslında düğün konvoyu da, gelin de, yakınları da 'sahte'.
Her şey, Suriye'den kaçan Filistinli ve Suriyeli 5 'kaçak göçmeni' İsveç'e sokmak için düzenlenmiş bir oyunun parçası.
"Hangi sınır polisi bir düğün konvoyunu durdurup geline belge sorar ki?" fikrinden yola çıkan grup 3 bin km boyunca hiçbir kontrole takılmadan İsveç'e ulaşmayı başardı.
Üstelik bu yolculuk an be an görüntülenerek bir belgesele dönüştürüldü.
İtalyan gazeteci Gabriele Del Grande, yönetmen Antonio Augugliaro ve Filistin asıllı Suriyeli şair Khaled Soliman al Nassiry'nin 'Gelin Tarafı' (On the Bride's Side) isimli belgeseli, sınırlara ve Avrupa'nın göçmen politikalarına karşı bir manifesto.
23 kişilik 'düğün konvoyu'
Yolculuk ve belgesel fikrinin hikayesini, yaratıcılarından Gabriele Del Grande'den dinliyoruz:
"Her şey Ekim 2013'te başladı. Lampedusa açıklarında 3 ve 11 Ekim'de iki gemi batmış, yaklaşık 500 kişi ölmüştü. Ben o sırada Milano'daydım. Savaş muhabiri olarak gittiğim Suriye'den bir ay önce dönmüştüm. O günlerde yüzlerce Suriyeli kaçak Milano'dan geçiyordu. Kaçak yollarla denizden Sicilya'ya ulaştıktan sonra trenle Milano'ya geliyorlardı. Milano'dan da, yine kaçakçılar sayesinde Kuzey Avrupa'ya gitmeye çalışıyorlardı."
"O günlerde Filistinli-Suriyeli şair arkadaşım Khaled Soliman al Nassiry ile birlikte sık sık tren istasyonuna gidiyordum. Zamanla, savaştan kaçan 5 Suriyeli ve Filistinliyle arkadaş olduk. Onları evimizde ağırladık. Ve kendimize 'Onların İsveç'e ulaşmalarına nasıl yardımcı olabiliriz?' diye sorduğumuzda bu düğün konvoyu fikri aklımıza geldi. Yönetmen arkadaşımız Antonio Augugliaro da yanımıza kamera alarak yolculuğu bir film haline getirmek için bizi ikna etti."
Gabriele Del Grande, Antonio Augugliaro ve Khaled Soliman al Nassiry ile kaçmalarına yardım ettikleri 5 göçmen, geçen Kasım ayında, arkadaşlarının da desteğiyle 23 kişilik bir "düğün konvoyu" oluşturdu.
Suriye'deki bir Filistin mülteci kampından kaçan aktivist Tasneem'in de 'gelin' rolünü oynamasıyla, 5 göçmen (üniversite öğrencisi Abdullah, Suriyeli muhalif çift Mona ile Ahmed, rap'çi Manar ile babası Alaa) İsveç'e doğru yolculuklarına başladı.
14 Kasım 2013'te yola çıkan ve 4 günde 3 bin km yol kat eden konvoy, İtalya'dan sonra Fransa, Lüksemburg, Almanya, Danimarka üzerinden İsveç'e ulaştı.
Konvoy, geçtiği 5 sınır kapısında da herhangi bir sorguyla ya da zorlukla karşılaşmadan hedefe ulaşmayı başardı.
'Hangi sınır polisi bir düğün konvoyunu durdurur ki?'
Gabriele Del Grande amaçlarına ulaşabilmelerinin sırrını, "Hangi sınır polisi bir düğün konvoyunu durdurur ki? Beyazlar içindeki bir geline kim kimlik sorar?" diye açıklıyor.
Konvoyun İsveç'e ulaşmasıyla 5 göçmen siyasi sığınma hakkı almayı başardı. 3'ü halen İsveç'te yaşarken diğer 2'si, Dublin II Düzenlemesi gereği, İtalya'ya geri gönderildi.
Tüm bu yolculuk, Del Grande, Augugliaro ve Al Nassiry tarafından kaydedilerek belgesele dönüştürüldü.
Ekip şimdi filmin post-production masrafları için bir bağış kampanyası başlattı.
18 Mayıs'ta internet üzerinden başlatılan bağış kampanyasına 2 hafta içinde 1100 kişiden toplam 33 bin Euro'nun üzerinde yardım geldi.
Ekip, Haziran sonuna kadar 75 bin euro toplayarak filmi Eylül ayındaki Venedik Film Festivali'ne sunmayı amaçlıyor.
Sinema salonlarında gösterilecek
Hikaye "mutlu son"la bitse de bu "yasadışı" yolculuk yüzünden haklarında yasal işlem yapılıp yapılmadığını sorduğumuzda Del Grande'nin cevabı şöyle oluyor:
"Şanslıyız ki kimse hakkımızda şikayette bulunmadı. Tabii bunun bir nedeni de hiçbir sınır kapısında durdurulmamış olmamız. Ama esas risk filmin sinemalarda gösterilmesi olacak. Ne de olsa sınırlardan yasadışı olarak geçişimizi belgelemiş olduk. Yani aslında bu filmle kendimizi ele vermiş oluyoruz. Ama yine de bunu yapacağız çünkü yasadışı olsa da yaptığımız şeyin meşru olduğunu düşünüyoruz."
"Savaştan kaçıp kurtulmaya çalışan 5 kişiye yardım etmenin ahlaki değer taşıyan bir hareket olduğunu düşünüyoruz. Binlerce kişi, vizeleri olmadığı için kaçak yollarla seyahat etmeye çalışırken denizde öldü. Bu provokatif eylemimiz sayesinde Avrupa'nın sınır politikalarının kamuoyu nezdinde yeniden tartışmaya açılmasını umuyoruz."