BIST 9.916
DOLAR 35,20
EURO 36,70
ALTIN 2.961,48
HABER /  GÜNCEL

Savaşta nasıl korunmalıyız?

Biyolojik ve kimyasal savaşta, mikroorganizmaların ve kimyasal maddelerin etkisinden nasıl kurtuluruz. İşte bu çok önemli sorunun cevabı

Abone ol

Bu savaş teknolojisi antik çağlardan bu yana kullanılıyor. Tarihte kullanılan ilk yöntemlerden biri oklara zehir ve mikrop bulaştırılmasıdır. Su kaynaklarına hayvan leşlerinin konması yoluyla sularda bakteriyel ve mikrobik kirlilik yaratmak bir başka biyolojik savaş yöntemi olarak asırlar boyunca kullanılmıştır. Birinci Dünya Savaşı'nda kimyasal gazların kullanıldığı, 2. Dünya Savaşı sırasında ise Japonya'nın Mançurya'da biyolojik silah kullandığı bilinmektedir. Yakın zamanda ise Japonya'da metro istasyonuna yapılan bir terörist saldırıda kimyasal madde kullanılmış ve 12 kişi hayatını kaybetmişti. İran-Irak savaşında ve Kuzey Irak'ta Saddam Hüseyin kimyasal silah kullanmıştı. 1990'dan sonra sonra biyolojik ve kimyasal savaş maddelerinnin terörizm ve askeri amaçlı kullanımında artış kaydedilmektedir. (BM'ye göre 17 devletin elinde bu maddeler stok halinde bulunmaktadır.) Biyolojik savaş için kullanılacak mikroorganizmaların, dayanıklı, üretimi ucuz, uzun ömürlü, havayla temasa dayanıklı olması gerekmektedir. Ayrıca bu tür organizmalar hızla yayılım gösterme ve bir hedefe yöneltilebilme özelliklerine sahip olmalıdır. En sık kullanılanlar arasında şarbon, çiçek, veba, tularemi ve botulizm yer alır. Biyolojik ve kimyasal silahlar korkutucudur. Bunlar daha çok stratejik amaçla bulundurulur. Yarattığı tehdit kullanıldığı zaman yaratacağı etkiden fazladır. Kullanımları sanıldığının aksine kısıtlıdır. Küçük popülasyonlar üzerinde kullanılabilir. Bunun nedeni konuşlandırma güçlüğüdür. Mesela şarbon sporlarını hava akımı nedeniyle kontrol etmek güçtür. Tularemi taşıyan bir bombanın içindeki mikroplar bomba patladığı anda parçalanır. Sinir gazları ise hava içinde dağılır ve etkili olmaz. Ayrıca bu ajanların silah olarak etkin kullanımı henüz sağlanamamıştır. Bakteri, virus,ve kimyasallar laboratuarda üretilebilir fakat bunların piyasaya sürülmesi teknik beceri ve özel ekipman gerektirir. Onları kullanacak olanlar veya üretenler içinde risk yaratır.