BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03
HABER /  GÜNCEL

Savaş petrole yön verecek

Dünyanın ikinci büyük Rezervine sahip ülke haline gelen Irak'ın petrolü gelecek açısından anahtar rol oynuyor.

Abone ol

ABD'nin eski dışişleri bakanı James Baker'ın liderliğindeki bir grup, 21. yüzyılın sonunda dünyadaki enerji sektörünün krizde olduğunu belirtirken, ''Dünya, petrol ürünleri kapasitesinin tamamının kullanılmasına tehlikeli bir biçimde yakın görünüyor'' ifadesini kullanıyor. Uzun vadeli tahminler pek de iç açıcı değil. Uluslararası Enerji Ajansı, 2025'ten önce dünyanın petrol tüketiminin neredeyse ikiye katlanmasını beklerken, Arap ülkelerine bağımlılığın her zamankinden daha fazla olacağına işaret ediyor. Hazar Denizi'ndeki yataklar, Rusların kapasitelerinin artması ya da Gine Körfezi'ndeki kuyuların açılmasının gelecek çeyrek yüzyılda Körfez'deki ''kara altına'' alternatif olacağı sanılmıyor. Enerjiye aç bir dünya için, çözümün temelinde yatan ülke olarak ise Irak karşımıza çıkıyor... 112 milyar varille, bilinen rezervler açısından Suudi Arabistan'ın ardından gelen Irak'ta dahasının da olduğu iştahları kabartıyor. Çünkü kaynaklarının yüzde 90'ının savaş ya da yaptırımlar yüzünden işlenmediği ve gerçek potansiyelinin bilinenin kat kat üstünde olduğu sanılıyor. Irak petrol kaynaklarının bir başka özelliği de, dünyanın işletme bakımından en ucuzlarından biri olması. Irak'ın bu kaynakları, 1973'ten bu yanan dünya piyasalarını düzenlemek için ABD'nin dayandığı Suudi Arabistan'ın 11 Eylül saldırılarının ardından bir şüphe kaynağı haline gelmesinden sonra, Amerikan ekonomisi için daha fazla değer kazandı. Baker Enstitüsü'nün Aralık 2002'deki bir başka raporunda belirtildiği gibi, 2 büyük savaş ve 10 yıllık yaptırımlardan sonra Irak petrol sanayinin yatırım ve onarım ihtiyaçları çığ gibi büyümüş durumda. 1927'den bu yana işletilen Kerkük yataklarında gerekli bakım yapılmadığı için üretimde azalma tehlikesi var ve yeni teknolojilere gereksinim duyuluyor. Kuveyt sınırındaki Rumeli'ye ya da İran sınırındaki Basra'daki dev yataklar için de aynı durum söz konusu... Irak'ta bulunan 73 petrol yatağından sadece 15'i işletiliyor ve ülkede çalışır durumda 2 bin kuyu bulunuyor. Texas'ta ise 1 milyon kuyu işliyor. Yatırıma gereksinim duyan Irak petrolleri için bir şeyler yapılabilmesi, yaptırımların kaldırılmasına ve Saddam Hüseyin rejiminin iktidarda kaldığı sürece bu hipotezin gerçekleşmesine izin vermeyen ABD'nin onayına bağlı. ABD, hayal ettiği gibi Irak'ta 1979'dan bu yana iktidarda bulunan ve zenginliğini bölgede askeri güç haline getirmek için kullanmayı düşleyen rejimi devirme hedefine ulaşırsa Irak petrol sektörünün geliştirilmesi ve yeniden seviyelendirilmesi için meydan boş kalacak... Bu durumda da, Amerikan şirketleri bunu gerçekleştirmek için köşe başlarını tutacak. Tabii ki Ocak 2003'te ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın ''Bu zenginlik Amerikan çıkarları için değil, Irak halkının yararına korunacaktır'' sözleri unutulmazsa... Körfez petrollerini ABD mi koruyacak? ABD'nin Irak'a savaş başlatması halinde, Körfez ülkelerinin petrol üretmeye devam etmesi ve günde milyonlarca varili akıtması Körfez petrollerinin ''Amerikan korumasına'' geçmesini olanaklı kılabilir. Amerikan askeri yetkililer, müttefik kuvvetlerin ikmal hatlarını ve petrol ekipmanlarını korumaya muktedir olduğunu söylüyor. Amerikan 5. Filosu'na evsahipliği yapan Bahreyn'deki teğmen Josh Frey, Körfez'den Afganistan'a kadar uzanan ve Amerikan Merkezi Komutanlığı'nın sorumluluk alanındaki bölgede deniz ve havadan denetim yapma imkanları bulunduğunu, ABD ve müttefiklerinin şu anda bölgedeki petrol tesislerinin korunmasını sağlayabileceğini söylüyor. Amerikalılar, olası harekatta Irak'ın petrol kuyularının da güvenliğini sağlayabileceklerini belirtiyor. Amerikan ve Iraklı muhaliflerin istihbaratına göre, Irak lideri Saddam Hüseyin'in birlikleri, ülkedeki petrol kuyularına mayın döşemeye başladı bile. Amaç ise Kuveyt'te 700 kuyunun ateşe verilmesiyle ortaya çıkan felaketlerin bir benzerini yaratmak. İngiliz uzman Jon Marks'a göre ise Irak'ın petrol tesislerine çevrilmiş füzeleri inanılır bir tehdit yaratmıyor, ama El Kaide'ninkiler ''sahici''. İngiliz uzman, batılı gemilerin de El Kaide'nin saldırı hedeflerinde yer aldığını söylüyor. Uzmanlara göre, daha önce Amerikan gemilerine yönelik saldırılara karşın, tehditler karşısında Umman körfez'e girmekten çekinen gemiler için bir bekleme bölgesi olabilir. Kuveyt'in petrol gemilerini korumak için Amerikan donanmasına güvenebileceği belirtiliyor. Kuveyt ayrıca, Irak sınırına yakın bölgelerdeki kuyularını kapatarak önlem aldı ve tehditlerin artması halinde üretimi düşürmeden diğer kuyularını da kapatmayı planlıyor. Amerikan korumasını seçen bir başka ülke, önemli miktarda Amerika askerini ağırlayan Katar. Bu ülkenin, kendini garantiye almanın yanı sıra Japonya, Güney Kore ve Hindistan gibi stratejik öneme haiz müşterilerine ikmalini de Amerikan korumasına bıraktığı belirtiliyor. Kaynak : Milliyet