BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Savaş gemileri Çanakkaleyi geçti

Türkiye önce direndi ancak daha sonra ABD'nin sözü üzerine izin verdi. Ve bir savaş gemisi Çanakkale'den geçti!

Abone ol

ABD savaş gemilerini "Gürcistan'a yardım malzemesi taşıyorum" diyerek Boğaz'ın içine soktu. Türkiye geçişe önce "hayır" dedi. Ama daha sonra anlaşma sağlandı.

Gürcistan´a insanı yardım götüren ABD donanmasına ait savaş gemisi ``Mc Faul 74' ile tatbikat amaçlı Romanya´nın Köstence Limanı´na gittiği belirtilen Polonya savaş gemisi ``General Plasky' Çanakkale Boğazı´ndan geçti. ABD gemisi, varacağı liman hakkında boğaz yetkililerine bilgi vermedi. Rusya gelişmeleri kaygı verici olarak nitelendirdi.

Gürcistan’la ilgili son gelişmelerin ardından Karadeniz’e Türk
Boğazlarından geçiş konusu da tartışılmaya devam ediyor.
Türk Boğazlarında (İstanbul ve Çanakkale) seyir ve seferi, yürürlükte bulunan Montrö Sözleşmesi düzenliyor.

Türk Boğazlarından hem ticari hem savaş gemilerinin duraksız geçişi, 29 madde ve 4 ayrı ekten oluşan sözleşmenin öngördüğü şartlar çerçevesinde yapılıyor.

ASAM uzmanlarından Hasan Kanbolat’a göre, 20 Temmuz 1936’da İsviçre’nin Montrö kentinde imzalanan sözleşme, Türk Boğazlarına ilişkin uygulamalarda ve ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklarda öncelikle
uygulanması gereken özel hukuk kuralları (leges specialis) niteliğinde
bağlayıcı hükümler içeren, kendine özgü (sui generis) bir düzenleme.
Temel amacı Türk Boğazlarından geçiş yapmak isteyen yabancı bayraklı savaş gemilerinin hukuki statüsünü düzenlemek olan sözleşmenin hazırlık aşamasında, yani Montrö konferansında, Sovyetler Birliği Karadeniz’e kıyıdaş olmayan yabancı bayraklı savaş gemilerinin Karadeniz’e girişini mümkün olduğu kadar kısıtlamak istemişti.

Sovyetlerin ardından bu politikayı sürdüren Rusya Federasyonu’nun aksine ABD savaş gemilerinin tam serbest geçiş haklarının olması gerektiğini savunuyor.

Montrö Sözleşmesi gerek ticari gemilerin gerek savaş gemilerinin
geçişini, barış zamanı, savaş zamanı ve Montrö Sözleşmesine münhasır olarak- yakın bir savaş tehlikesi tehdidi şeklinde üçe ayırarak düzenliyor.

Sözleşme, yabancı bayraklı gemilerin hem Türk Boğazlarından
geçişlerine hem de Karadeniz’de bulunmalarına, idari ve diplomatik
yöntem, hacim-tonaj, adet ve kalma süresi bakımından önemli kısıtlamalar getiriyor.

Montrö Sözleşmesi’nin yabancı bayraklı savaş gemilerine getirdiği
başlıca kısıtlamalar şu şekilde sıralanıyor:

- Geçiş öncesinde Türkiye’ye bildirimde bulunma zorunluluğu (Madde 13’e göre Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkeler 8 gün öncesinden diplomatik yollarla ön bildirim yapmalıdır. Karadeniz’e kıyıdaş olmayan ülkeler ise
15 gün öncesinden yine aynı yolla ön bildirim yapmalıdır. Ayrıca, ön
bildirim tarihinden itibaren 5 gün içinde geçiş gerçekleşmelidir)

- Toplam tonaj sınırlanması, (Madde 14’e göre Sözleşmenin III.
maddesinde ve III sayılı Ek’inde öngörülen koşullar dışında Boğazlarda
transit geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en
yüksek (tavan) toplam tonajı 15.000 tonu aşamıyor)

- Savaş gemilerinin türü, (Örneğin uçak gemilerinin Türk Boğazlarından geçişine izin verilmiyor)

- Denizaltıların gündüz ve su üstünden geçme zorunluluğu,

- Karadeniz’e kıyıdaş olmayan savaş gemilerinin Karadeniz’de kalma
süresine ve toplam tonajına getirilen ayrıntılı sınırlamalar, (Madde
18’e göre Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin barış zamanında bu
denizde bulundurabilecekleri toplam tonajı Sözleşme’de belirtilen
şartlar dışında 30.000 tonu aşamıyor. Şartlar dahilinde de gerekçe ne
olursa olsun 45.000 tonu geçemiyor)

Savaş durumunda ise Türkiye eğer savaşan tarafsa dilediği gibi hareket edebiliyor ve Boğazları tüm yabancı savaş gemilerine kapatabiliyor. Bu hak, Türkiye kendisini yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa yine tanınıyor ancak Türkiye’nin BM Genel Sekreteri’ne bu konuyla ilgili bir bildiri göndermesi gerekiyor.

MONTRÖ ABD'Yİ DE BAĞLIYOR

Montrö Sözleşmesi yürürlüğe girdiği tarihte, Karadeniz’e giriş-çıkış
yapabilecek en büyük savaş gemisinin deplasman ağırlığının 30 bin ton olduğuna işaret eden Kanbolat, bu ağırlığın, o dönemdeki en büyük savaş gemisi olan ağır kruvazörlerin deplasman ağırlığını teşkil etmekte olduğunu ifade etti.

Öte yandan, bugün gemileri Boğazlardan geçen ABD ne 1923 Lozan
Sözleşmesi’nin ne de 1936 Montrö Sözleşmesi’nin tarafı. Ancak Montrö Sözleşmesi, yarattığı objektif hukuki statü açısından sözleşmeye taraf olmayan üçüncü ülkeleri dolayısıyla ABD’yi de bağlıyor.