BIST 9.777
DOLAR 34,16
EURO 38,17
ALTIN 2.920,22
HABER /  MAGAZİN

Savaş Aydan Hokkabaza delil

Hokkabaz'la ilgili her gün yeni bir iddia ortaya atılıyor. İşte Savaş Ay'ın Hokkabaz delili

Abone ol

Hokkabaz'la ilgili her gün yeni bir iddia ortaya atılıyor. Savaş Ay, filmin senaryosunun kendisine ait olduğunu söyledi ve Cem Yılmaz'ı 'senaryosundan esinlenmekle' suçladı. Ay, 'Senaryomu ilk okuyanlardan biri de Ahmet Altan'dı. O dönem ekonomik kriz nedeniyle filmi çekemedim. Senaryo birebir aynı değil ama hikayenin ana fikri aynı. Yılmaz'ı mahkemeye vereceğim' dedi. Ay, bu iddiasına delil olarak 2000'de AKŞAM gazetesinde yazdığı köşe yazısını gösterdi. Ay, 'Ben hikayeyi AKŞAM'da özetlemiştim. Cansu Dere'yi anne rolü için uygun görmüştüm. Yıllar sonra da Dere ile Yılmaz sevgili oldu. Belki de Cem, Cansu'da kalan senaryoyu gördü'diye konuştu. Filmin gişe rakamları da tartışma yarattı. Yapımcı BKM yetkilileri, 'İlk 10 günlük gişe rakamını 30 Ekim'de vereceğiz' açıklamasını yaptı. Sinema çevreleri, filmin gişede hüsrana uğradığını ve 400 bin rakamına bile ulaşamadığını öne sürüyor. Yönetmen ve yapımcı Sinan Çetin ise buna karşın 'Hokkabaz'ın en çok izlenen film rekorunu kırdığını açıkladı.







İşte Savaş Ay'ın delil olarak gösterdiği ve 2000 yılında AKŞAM'da yayınlanan yazı:

1964-65 yılları... Sihirbaz Vecihi yazlık sinemalar, kötü salonlar, asker matineleri, panayır yakınlarına kurulan çadır tiyatroları ve cambazhanelerde illüzyon gösterileri yapan bir sahne esnafıdır. 45 yaşlarında, yapılı, etkileyici, karizmatik bir tiptir. Kendinden 17 yaş küçük eşi, zayıf, çelimsiz, güzel sesli uvertür şarkıcılık yapan bir kadındır. Turnelere, konserlere genellikle birlikte giderler. 9-10 yaşlarında Zafer ve 5 yaşında Işın adlı iki çocukları vardır. Özellikle Zafer sahne arkalarında büyüyen. Çocukluğunu o dünyaya teyelli yaşayan, bu nedenle akranlarının kah yadırgadığı, kah hayran olup, öykündüğü bir yaşamı vardır.

OKU VE ADAM OL!..

Vecihi zaman zaman turne grupları organize edip, Anadolu'ya heyet götürür. Baba-anne ve oğul çoğu kez bu turnelere birlikte giderler. Zafer babasına hayrandır, büyüyünce o da sihirbaz olmak istemektedir. Ancak aile Zafer'in 'okuyup adam olmasını (!)' arzuladığından başta sihirbazlık olmak üzere, sahne sanatlarının tümü yasaklanmıştır kendisine.

Mahalle ve okul arkadaşları arasında kendine değişik bir yer yapmak isteyen Zafer 'bunun yolunun sihirden geçtiğini' düşünmektedir. Ancak gizlice babasını taklit ettiği zamanlarda oldukça beceriksiz ve yeteneksiz olduğu ortaya çıkar. Evde bulunan bi dolu eşyayı, yumurta filan nevinden şeyleri sihir sevdasına kırıp, döküp yok ettiği bir dönemde, Vecihi'nin organize ettiği bir turne gelip çatar. Heyet uzun burunlu kötü bir otobüsle Anadolu'ya çıkmak üzeredir.

GAZELHANDAN, CAM YİYENE

Kadroda yaşlı bir karı koca kantocu-parodi komiği olarak, Roman darbukacı Necmi ve karısı Perihan dansöz olarak, cam, porselen tabak, ağaç yiyip, yoga yaparak icrai faaliyette bulunan Howard takma adlı Hamdi, Vecihi'nin asistanı eski boksor Hasan, klarnetçi, cümbüşçü, kemancı, gazelhan Fevzi Üreten ve öncü görevini üstlenip önce iş bağlayan arkadan heyetin oraya gitmesini sağlayan. Kendi de şarkı söyleyen efemine bir tip olan Remzi de vardır. Otobüsün şoförü Gagarin adlı çok renkli, dilli, ilginç bir adamdır. Otobüsüne Gülnihal adını takmış ve adeta onunla aşk yaşamakta, onunla konuşmaktadır. Sayılan her tipin çok sıra dışı, ilginç yaşamı ve geçmişleri vardır.

Heyet yola devam ettikçe ve konserler için konakladıkça başlarına gerilimli, komik, trajik çeşitli olaylar gelir. Dönemle bağlantı kurulacak pek çok obje, olay ve rastlantıdan yararlanarak arka planda o dönemin sosyal, kültürel, politik analizleri de verilmektedir(...)

PEKİ NE BU?..

'Peki nedir bu? Ne yazdın bunu?' diyorsunuz belki de. Bu kısmetse yakında çekeceğimiz filmin öyküsü. Tabii kısacık, mini minnacık bir öykü. Darbukacı Necmi'den, Sihirbaz'a, Küçük Zafer'den dansöz Perihan'a tipleri göz önüne getirin. Onları bazı ünlü sanatçılarımızın oynadığı vaziyetleri bi düşünün. Oldukça ilginç haller çıkıyor ortaya di mi? Yaa işte bizi yani ekipçe hepimizi haftalardır heyecanlandıran, uyutmayan bir tatlı-zor iş başı işte bu. Ne diyelim, hayırlısı olsun!..

Kaynak:www.aksam.com.tr