BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,35
ALTIN 2.842,54
HABER /  GÜNCEL

Sarkozy: Atina'yı Euro Bölgesi'ne almak hataydı

Yunanistan'ın ekonomik verileri hatalı olduğu için 2001'de Euro Bölgesi'ne katılmasına izin verilmemiş olması gerektiğini savunan Fransa Cumhurbaşkanı, krizin aşılması sürecinde mevcut Yunan yönetimine güvendiklerini söyledi.

Abone ol

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Yunanistan'ın 2001 yılında Euro kullanmasına izin verilmesinin hata olduğunu söyledi.

Sarkozy, Fransız kanalına yaptığı açıklamada Yunanistan'ın ekonomik verileri hatalı olduğu için Euro Bölgesine katılmasına izin verilmemiş olması gerektiğini anlattı.

Ancak mevcut Yunan yönetimine güvendiğini ekleyen Sarkozy, dün akşam Brüksel'de varılan anlaşma sayesinde Atina'nın borç krizini aşmasına yardımcı olunacağını ifade etti.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Stavros Lambrinidis ise BBC'ye yaptığı açıklamada ülkesinin Euro Bölgesi'ndeki krizin sebebi olmadığını, herhangi bir ülkeyi günah keçisi yapmanın yanlış olduğunu söyledi.

BBC ekonomi muhabiri ise Sarkozy'nin, bir çok iktisatçının daha Yunanistan'ın Euro Bölgesi'ne ilk girdiği günden bu yana bildiği bir şeyi dile getirdiği yorumunu yaptı.

Olumlu tepki

Avrupalı liderlerin borç krizine çözüm için vardıkları anlaşma olumlu tepkiler ve piyasalardaki yükseliş sürüyor.

ABD Başkanı Barack Obama, borç krizinin aşılması konusundaki anlaşmayı memnuniyetle karşılayarak, ''AB'nin, krizin çözümü için kritik bir temel attığını'' belirtti.

Çinli yetkililer de 'varılan uzlaşmanın piyasa güveninin artırılmasına yardımcı olmasını beklediklerini' söyledi.

Ancak Dünya Bankası başkanı Robert Zoellick, liderlerin almaları gereken daha temel kararların bulunduğu uyarısında bulundu.

Bu anlaşmanın sadece ilk adım olduğunu belirten Zoellick, şimdi, anlaşmanın uygulanmasını hayata geçirmenin ve dünya ekonomisinin yeniden büyümesini sağlamanın temellerini atmanın önemli olduğunu ifade etti.

Varılan anlaşma uyarınca Yunan borçlarının yarısı silinecek, bankalar sermaye artıracak ve istikrar fonu 1,4 trilyon euro'ya çıkacak

Liderlerin hedefleri

Euro bölgesi liderleri Brüksel'de dün gece on saatten fazla süren görüşmeler ardından, borç krizinin yayılmasını engellemesini umdukları üç ayaklı bir plan açıkladılar.

Sabaha karşı 4'te düzenlenen basın toplantısında konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Yunanistan'ın borçlarının yarısının silineceğini duyurdu.

Alacaklı bankalarla uzlaşmanın son dakikada sağlandığı bildiriliyor.

Oysa bu bankalar bugüne dek % 40'tan fazla bir indirimin masraflı sigorta taleplerine yol açabileceği ve sonuç olarak İtalyan ve İspanyol borç piyasalarını da uçuruma sürükleyebileceği görüşünü savunuyordu.

Zirvede üzerinde anlaşılan ikinci nokta ise, gelecekte herhangi bir ülkenin temerrüde gitmesinden kaynaklanabilecek kayıplara karşı bankaların sermayelerini güçlendirmesi kararı oldu.

Buna göre AB bankaları sermaye yeterliliklerini artırmak için Haziran 2012'ye dek 106,4 trilyon euro yeni sermaye bulmak zorunda kalacak.

Bunu öncelikle piyasalardan kendi imkanlarıyla bulmaya çalışacaklar; başarılı olamazlarsa kendi hükümetlerinden, hükümetleri de yardımcı olamazsa Avrupa Mali İstikrar Fonu'ndan yardım isteyecekler.

Buna göre Yunan bankaları 30 milyar euro, İspanyol bankaları 26 milyar euro, İtalyan bankaları 15, Fransız bankaları 9 ve Alman bankaları da 5 milyar euro bulmak durumunda.

Uzlaşma sağlanan üçüncü nokta ise Avrupa Mali İstikrar Fonu'nun 440 milyar eurodan 1 trilyon euro seviyesine, hatta bunun da üzerine çıkarılması.

Ancak bunun için üye ülkelerden ek katkı istenmeyecek, "mali mühendislik" diye adlandırılan ve ayrıntıları Kasım ayına bırakılan yöntemlere başvurulacak.

Fonun nasıl artırılacağı konusunun muğlak bırakılması, planın en zayıf noktalarından biri olarak görülüyor.

Pek çok lider fona katkılarının artmasını siyasi açıdan riskli buluyor, meclislerine ve kamuoylarına kabul ettiremeyeceklerini düşünüyordu.

Fransa, fonun gerekirse Avrupa Merkez Bankası'ndan borç alarak desteklenmesini istemiş; ancak Almanya bunu engellemişti.

Sonuçta Fransa lideri Sarkozy, Çin gibi gelişmekte olan ülkelere gidilerek fona katkı isteyeceklerini söyledi.