Sarıgül, Baykal ve Gürsel Tekin'in İstanbul mücadelesi
Gazeteci arkadaşım Barış Yarkadaş, "Sarıgül'ün medyası"nı
yazarken, "bildik ifadeler"den duyduğu rahatsızlığı okurlarıyla
paylaşmış.
Barış haklıdır!
Ne yana dönsek Sarıgül...
Ve hep aynı sözler:
-CHP'yi Baykal'dan kurtaracağız!
Birkaç gün önce yazmıştım, Sarıgül ciddi bir alternatif olmak
istiyorsa, yapacaklarını bir bir anlatmalı, projelerini kurmay
heyetiyle birlikte açıklamalı.
Tekrar ediyorum; "Lafla peynir gemisi yürümez!"
Yürümüyor da nihayet...
Hal böyle olunca, Sarıgül yıllardır bir arpa boyu yol alamıyor.
Peki...
Sarıgül öyle de Baykal çok mu farklı?
Değil tabi...
22 Temmuz hezimeti bile Baykal'ın aklını başına getirmemiş.
Anıtkabir'de Ata'nın huzurunda yazdıkları dünden farklı
değildi:
-Rejim tehdit altında!
Barış ile birlikte Sarıgül'e kızıyoruz ama, asıl kızmamız gereken
Baykal'ın ta kendisidir. Bu söylemleriyle CHP'de siyaseti çıkmaza
soktuğu gibi, çalışma arkadaşlarını zora sokuyor.
Güngör Mengi de dikkat çekmişti geçen gün.
AK Parti İstanbul'da evlere girmeye başladı.
Hedef 2009 seçimlerinde de iktidar olmak.
Bereket ki, İstanbul'da bunu en erken CHP'nin yeni İstanbul İl
Başkanı Gürsel Tekin fark etti de, din diyanet siyaseti yerine
halka dayalı siyaset yapmaya karar verdi.
Daha önce de söyledim, Gürsel Tekin iyi niyetli, gerçek bir emekçi.
Ama İstanbul'u almak için iyi niyet yetmiyor ne yazık ki. CHP'nin
en üst kademesinin siyasi anlayışı Tekin'in zor olan işini daha da
zorlaştırıyor. Bu yüzden istenen mesafenin alınması mümkün
görünmüyor.
Ha düzelir mi?
Valla Gürsel Tekin çalışıyor...
O çalıştıkça, Baykal ve tayfası ayağına çelme takıyor.
Kör topal bu iş yürüyecek...
Ama nereye kadar...
Bekleyip göreceğiz.