İstanbul Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, çözüm süreci ve akil insanlar hakkında konuştu, hükümete yüklendi.
Abone olİstanbul Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, akili insanlarla ilgili "Bizim akıllılar çok konuşup az dinliyor. Yine bir başka ata sözüdür, 'çok konuşma aklının dibi gözükür' derler. ifadelerini kullandı.
Emek başta olmak üzere barış, özgürlük ve dayanışmanın temel ilkeleri olduğunu belirten Sarıgül'e göre sosyal demokrasi, Türk müsün, Kürt müsün diye sormaz aç mısın tok musun diye sorar.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, ünlü halk ozanı Ali Ekber Çiçek’in 7'nci ölüm yıl dönümü anma törenleri için Balıkesir’in Edremit ilçesi Güre beldesine geldi. Güre Belediyesi Afrodit Termal Otel’de basın toplantısı düzenleyen Sarıgül, yıllardır Anadolu’nun her köşesinde gezdiğini, hiç bir yurttaşı küs görmediğini, düşman görmediğini ifade etti.
Teşhis ve tespitlerinin farklı olduğunu belirten Sarıgül, Türkiye'nin, dünyanın en büyük ekonomiye sahip 17. ülkesi, insani gelişmişlikte 82. olduğunu, Anadolu insanının yoksul olduğunu, aş, iş aradığını ifade etti. Sarıgül, şöyle dedi:
BİZİM AKILLILAR ÇOK KONUŞUP AZ DİNLİYOR
“Bugünlerde çok gündemde olduğu için söylemek isterim. Ali Ekber Çiçek, hükümetlerin tayin ettiği değil, halkın yüreğinde taht kuran bir akil adamdı. Sazı dinlenirdi ama sözü daha çok dinlenirdi. Anadolu’da bir söz vardır. 'Akıllı olan az konuşup çok dinler.' derler. Bizim akıllılar çok konuşup az dinliyor. Yine bir başka ata sözüdür, 'çok konuşma aklının dibi gözükür' derler. Bugünlerde herkesin aklının dibi ortada. Halkımıza gidip barışı anlatıyorlar, soruyorum size halkımız savaşta mı? Bakın Ali Ekber ne diyor; “Kırma gönül şişesini yapan bulunmaz, yıkma Hakkın binasını ören bulunmaz, kimsenin gönlünü kırma, kırılan gönül onarılmaz. Hukuk binası yıkılırsa, yerine koyamayız diyor. Anadolu’nun bağrından yükselen bu insani sözlerin ırkı olur mu? Milliyeti olur mu? Bu kültür yeni değil, Anadolu’da binlerce yıl birlikte yaşamış insanların ortak mirasıdır bu kültür, güncel konu barış süreci, hararetli bir biçimde barıştan söz ediliyor.
ANADOLU İNSANI İŞ ARIYOR ADALET ARIYOR
Anadolu insanı ne zaman birbirine küstü de şimdi barışıyor. Ben yıllardır Anadolu’nun her köşesinde geziyorum. Hiç bir yurttaşımı bana karşı küs görmedim. Düşman görmedim. Biz barışı sağlıyoruz diyenler dikkat etsin barış düşmanlarına esir düşmesinler. Herkes şunu bilsin Anadolu insanı birbirine küs değil. Düşman değil. Barış sözcüleri, insanları birbirine düşman etmesinler yeter. Bizim teşhisimiz ve tespitimiz farklı Anadolu insanı yoksul birleşmiş milletlerin insani gelişmişlik raporuna bir bakın. 192 ülke var, Türkiye 82. sırada. Türkiye dünyanın en büyük ekonomiye sahip 17. ülkesi, insani gelişmişlikte 82. böyle şey olmaz. Yıllardır söylüyorum sorun çok açık, Anadolu insanı yoksul, Anadolu insanı aş arıyor, iş arıyor. Anadolu insanı adalet arıyor, Anadolu insanı gökyüzüne baktığında orada savaş uçağı görmek istemiyor. Turist taşıyan, zenginlik taşıyan uçaklar görmek istiyor. Hastane istiyor, okul istiyor, oğlunu, kızını okutmak istiyor. Bizim temel hedefimiz bu soruna çare olmaktır.
ÇARE SOSYAL DEMOKRAT DEĞERLER
Sosyal demokrat değerlerdir. Benim insanım bu değerleri Avrupa’dan öğrenmedi. Anadolu insanı bu değerleri Hacı Bektaşi Veli'den, Yunus Emre 'den, Mevlana'dan öğrendi. Anadolu insanının barışı öğrenmek için paylaşımı öğrenmek için aracılara ihtiyacı yok. Anadolu insanı her gün Veysel dinliyor, Neşet dinliyor, Ali Ekber dinliyor. Şu hale bakın barış barış diye partiler cepheleşiyor. Bizim bildiğimiz barış bölmez birleştirir demek ki güven yok, inandırıcılık yok, ikna yok. Ülkenin bütününü ilgilendiren yaşamsal konularda bütün siyasi partilerin bir araya gelmesi gerekir, bilgi birikim sahibi olması ortak noktaları bulması gerekir, bunu yapamazsanız sorunun çözümcüsü değil, parçası olursunuz.
SOSYAL DEMOKRASİ TÜRK MÜSÜN KÜRT MÜSÜN DİYE SORMAZ, AÇ MISIN TOK MUSUN DİYE SORAR
Türkiye’nin siyasi partileri şu anda çözümcü değil, sorunun parçası durumunda. siyasi partiler, sorun çözmek yerine yaklaşan yerel seçimlerin illerdeki genel seçimin, değişecek rejimin, başkanlığın, hesabını yapıyorlar. Sorunları daha da çözümsüz hale getiriyorlar. Biz bugüne kadar siyasi doğrultumuzdan sapmadık. Hatta zamanı geldi, önümüze geçen varsa buyursun dedik, yol verdik. Bölen olmadık, parçalayan olmadık, sosyal demokrasinin ilkelerine inandık. Emek başta olmak üzere barış, özgürlük, dayanışma temel ilkemizdir. Sosyal demokrasi, Türk müsün, Kürt müsün diye sormaz aç mısın tok musun diye sorar.
Siyaseti dikkatle takip ettiğimiz gibi ülkemizin her köşesini de dikkatle takip ediyoruz. Balıkesir’in şehirciliği, sanayisi, tarımı, turizmi, hayvancılığı, madenciliği, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve ilçeler de dahil olmak üzere sorunları öğrenmeye çalışıyoruz. Balıkesir hak ettiği yerde değildir. Ülke hak ettiği yerde değildir. Biz dikkatle izliyoruz iki Türkiye var; 1. televizyonlardaki Türkiye, 2. yaşadığımız Türkiye. Bizim içinde yaşadığımız Türkiye, acaba her şey iyi de bizim gönül gözümüz mü kapalı, hayır Birleşmiş Milletler'de bizim söylediğimizi söylüyor. 192 ülke var, ekonomisi 17. sırada, gelişmişlik düzeyi 82. sırada, bütün verileri, bütün rakamları bilimsel bir çerçeve içinde dikkatle takip ediyoruz. Bu ülke, sadece iktidar ve muhalefet partilerinden ibaret değildir. Ülkemizin her sorunu bizim sorunumuzdur. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkeye sahip çıkacak yüreğimiz de var gücümüz de.”