İnklap kanunlarındaki şapka kanununa uymayan vekil ve memurlar 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alacak.
Abone olTasarı, şapka takmama suçunun cezasını 6 ay hapisten 1 yıla çıkarıyor. Tasarıya göre inkılap kanunlarındaki şapka takma mecburiyetine uymayan milletvekili ve memurlar 6 aydan 1 yıla kadar hapis ve 750 milyon liradan 3 milyar liraya kadar ağır para cezasına çarptırılacak. Yürürlükteki TCK’nın 526. maddesinde “şapka takma mecburiyeti” ve “Türk harfleri dışındaki harflerin kullanılması” hükümlerine aykırı davrananların 2 aydan 6 aya kadar hapis ve 11 milyon 790 bin liraya kadar para cezasına çarptırılması öngörülüyor. Uygulanma imkanı kalmayan bu maddenin kaldırılması beklenirken, tasarının 302. maddesindeki yeni düzenlemeyle hem hapis ve para cezası artırılıyor; hem de “Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun” eklenerek maddenin kapsamı genişletiliyor. TCK’yı çağın gereklerine uygun hale getirmek amacıyla hazırlandığı belirtilen tasarının gerekçesinde şapka takmamanın cezasının neden artırıldığı konusunda bir açıklama yer almıyor. Sadece Anayasa’nın inkılap kanunlarının korunmasına ilişkin 174. maddesine uyum sağlanması amacıyla tasarıda bu cezaya yer verildiği belirtiliyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, TCK tasarısının temel ve kapsamlı bir kanun tasarısı olduğu için eksik yanlarının olabileceğini belirterek, bunların Meclis Adalet Komisyonu’nda ele alınarak eleştirilen noktaların tekrar değerlendirileceğini ve birtakım düzeltmeler yapılabileceğini ifade ediyor. TCK tasarısını hazırlayan komisyon üyelerinden ceza hukukçusu Prof. Dr. Bahri Öztürk, inkılap yasaları arasında yer alan bu düzenlemenin sembolik bir değeri olduğunu, ancak kanunda yer aldığı için bir savcının isterse bu kanuna göre soruşturma açabileceğini belirterek, “Böyle bir dava açacak savcının önce kendisinin şapka takması lazım.” dedi. Anayasal zorunluluk olarak bu maddeye tasarıda yer verilmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, kendisinin maddenin mevcut halinin aynen korunmasından yana olduğunu ve cezanın artırılmasına karşı çıktığını; ancak komisyon üyelerin çoğunluğunun maddede bir yenilik yapılması ve cezaların diğer suçların cezalarıyla orantılı hale getirilmesi amacıyla ceza miktarını artırdıklarını dile getirdi. Prof. Dr. Öztürk, TCK tasarısının uzun süren çalışmalar sonucunda hazırlanan kapsamlı bir metin olduğunu belirterek, bazı eksik yanlarının olabileceğini, ancak bir bütün olarak ele alındığında tasarının Türkiye’nin önünü açacak nitelikte olduğunu dile getirdi. ‘Meclis değiştirebilir’ Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak ise, “Şapka Kanunu”, “Türk Harflerinin Kullanılması” ve “Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceği”ne ilişkin yasaların Anayasa’nın 174. maddesiyle koruma altına alındığını hatırlatarak, bu kanunlarda yer alan hükümlere mutlaka Ceza Kanunu’nda yer vererek bir ceza vermenin gerekli olmadığını söyledi. Anayasa’ya göre bu kanunların Anayasa’ya aykırılığının ileri sürülemeyeceğini, ancak Meclis’in isterse bunları değiştirebileceğini belirten Kamalak, günün şartlarına uymayan, toplumun ihtiyaçlarıyla ters düşen yasalarla insanların ceza tehdidi altında tutulmasının da son derece yanlış olduğunu vurguladı. Kamalak, her ne kadar sembolik olarak değerlendirilse de konjonktüre göre bu cezaların uygulanma ihtimalinin bulunduğuna dikkat çekerek “Çoğu zaman kanunlarda yer almayan fiiller bile yorum yoluyla suç kapsamına sokuluyor. Belki şimdi uygulanmaz; ama 28 Şubat süreci gibi yarın olağanüstü bir dönem geldiğinde bazı dinî kisvelerin giyilmesini yasaklayan kanun uygulanmaya başlanarak başörtüsü takanlar ve dinî kıyafetler giyenler suç işlemiş sayılarak cezalandırılabilir.” diye konuştu. Prof. Dr. Bahri Öztürk ise bazı kisvelerin giyilmesini yasaklayan inkılap yasasının din adamlarının mabet ve ayinler dışında dinî kıyafet giymelerine sınırlama getirdiğini belirterek, bu yasanın başörtüsü takanlar hakkında uygulanmasının söz konusu olmadığını savundu. Avukat Hacı Ali Özhan ise, uygulanmayan ve uygulanma şansı kalmamış hükümlerin suç olmaktan çıkarılması gerekirken, aksine hapis cezasının artırılmasının kamu düzenini dahi bozabileceğini vurguladı. Özhan, yeni tasarının uygulamaya geçirilmesi halinde şapka giymeyen milletvekilleri ya da devlet memurları ile dinî kıyafet giyenlerin ve Türk alfabesinde bulunmayan harf kullananların hapis cezası alabileceğine işaret etti.