Gülay Göktürk, kreditörlerin kemer sıkma paketine 'hayır' diyen Yunanistan'ın şantajcılığına övgü yağdırılmasına tepki gösterdi.
Abone olÇipras “küresel vesayetin kuşatmasına karşı yükselen” isyanın sembolü mü yoksa borcun üstüne yatmaya çalışan şantajcı mı?
Akşam gazetesi yazarı Gülay Göktürk'ün "Şimdi de şantajcılığa övgü" başlıklı yazısı çok konuşulacak. Bazı çevrelerde Çipras'ın demokrasi kahramanı olarak gösterilmesine isyan eden yazar, tartışmalara ilişkin sert bir yazı kaleme aldı.
Göktürk, AB ve IMF'nın şartlarına 'hayır' diyen Yunan halkını ve Çipras'ı şantajcılıkla suçladı.
TİCARETİN EN TEMEL İLKESİ
Kreditörlerin alacaklarını tahsil edebilmek için önerdikleri kemer sıkma tedbirlerine “hayır” demeyi “küresel kapitalist sisteme karşı demokrasinin zaferi” olarak kutlanmasının yanlış bulan liberal kalem, bu durumu "Borcunu ödememeyi hak gibi görmek ne uluslararası ilişkilere ne de esnaf ahlakına uyar. Borca sadakat ilk değiş tokuştan bu yana ticaretin en temel ilkesidir." ifadesiyle açıkladı.
ÇİPRAS'IN ASIL YAPMASI GEREKEN
"Peki şimdi nasıl oluyor da borcun üstüne yatmak “demokrasi” oluyor?" diyen yazar, Çipras'ın iktidar olduktan sonra asıl yapması gerekenin borçların yeniden yapılandırılması ve tasarruf tedbirlerinin kısmen hafifletilmesi için AB’yle pazarlığa girişmek olduğunu savundu.
Çipras'ın Euro bölgesinden çıkma kararı almadığını dikkat çeken Göktürk, tam tersine euroda kalarak borçlarını ödememeye kararlı oldukları mesajlarını hatırlattı.
Göktürk'e göre Yunan halkı ne devrim istiyor; ne de demokrasiyi savunuyor; sadece AB’ye şantaj yaparak borcunu sildirmeye çalışıyor. Yazar, daha sonra Çipras'ın asıl niyetini yazısının sonunda böyle açıklıyor:
AB ŞANTAJA BOYUN EĞECEK Mİ?
"Çipras’ın niyeti, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkmasının AB’de ciddi bir siyasi krize ve hatta dağılmaya yol açabileceği korkusunu kullanarak ve AB’nin böyle bir şeyi göze alamayacağına güvenerek Avrupa’ya şantaj yapmak ve borçlarını sildirtmeye çalışmak.. Hatta hatırlarsanız, Yunan Başbakanı referanduma birkaç gün kala bu şantajı iyice ileri götürüp “Eğer AB dışında kalırsam bütün kaçak göçmenleri sınırımdan geçirir Avrupa’yı cehenneme çeviririm” noktasına kadar ilerletti.
İşte kapitalizme karşı dünya solunun idolü haline gelen adamın izlediği “saygıdeğer” politikanın özü bu!
AB’nin bu şantaja boyun eğip eğmeyeceğini yakında göreceğiz. Ama eğse de eğmese de Çipras şantajcı olmaktan, Yunan halkı da şantajcıya destek vermiş bir halk olmaktan kurtulmayacak.