Beş sene önceokurlara merhaba diyen www.sunsursuz.com sitesi, doğum gününde okurlarına acı bir sürpriz yaptı. Site hem doğum günü kutladı hem de veda etti...
Abone olİnternet medyasının kendine özgü sitelerinden biri olan www.sansursuz.com, beş yaşını kutladığı doğum gününde, okurlarına acı bir sürpriz yaptı. Beş yaşını kutlayan site yöneticileri, böylesi mutlu bir günde okurlarıyla acı gerçeği şöyle paylaştı: Sansürsüz beş yaşında okurlarına hoşçakalın diyor...
İnternethaber olarak www.sansursuz.com'un en yakın zamanda yeniden okurlarına kavuşmasını diliyor, sitede çıkan veda yazısının tam metnini yayınlıyoruz:
Sansürsüz Beş Yaşında Hoşçakalın Diyor...
Bugün (5 Temmuz 2005) beş yaşına giren Sansürsüz, tek sesli, at gözlüklü, tek sözlü “egemen” medayaya karşı "bireysel" sorumlulukla bir mücadele olarak açtı gözlerini sanal dünyaya.
Amacımız ilkeli ve evrensel habercilik için bir nefes borusu yaratabilmekti; zira Türk medyasında bu tür gazetecilik yaptıkları için artık kendilerini kamusal alanda ifade etme şansı bulamayan ufak bir gazeteci grubu için sanal bir yolculuktu Sansürsüz.
Beş yıl içinde zaman zaman maddi-manevi sıkıntılardan dolayı “nasıl devam ettireceğiz Sansürsüz’ü?” diye çok düşündüysek de her gün artan okuyucu sayısı ve desteği çoğu endişeyi unutturdu bize. Ancak beş yılı arkada bırakırken Sansürsüz maddi sıkıntılardan dolayı en azından bir süreliğine artık günlük bir haber sitesi olmaktan vazgeçmek zorunda kalıyor ne yazık ki. Bundan sonra Sansürsüz.com sadece yazarlar bölümü odaklı bir site olacak.
Bağımsız ve doğru haber ilkesinin egemen medyada yaygınlaşabilmesi için siz Sansürsüz okuyucularını katılımcı, duyarlı ve sorumlu okur olmaya çağırmış, Sansürsüz’ü biz, doğurduk siz okuyucular büyütün diye de eklemiştik her sene Sansürsüz yaşgünü yazılarında… Bugün de yine aynı çağrımızı sürdürüyoruz!
Sistemin, egemen medyanın söylediğine karşı bireyin söylediklerinin öneminde gizliydi Sansürsüz’ün başarısı. Bu yüzden bizim ne söylemeye çalıştığımız kadar sizin ne söylediğiniz de önemli bizim için.
Geçen bir yıl içinde Sansürsüz anketlerde “Sansürsüz okuru neler dedi?” diye bir bölüm hazırladık son olarak. Gündemdeki konulara ağırlık verdiğimiz anketlere katılımın ve cevapların Türkiye’nin iç dinamiklerine dair önemli ipuçları verdiğine inanıyoruz:
Sansürsüz okuyucusunun en çok cevap verdiği üç anket sırasıyla şöyleydi:
Sansürsüz’ün beşinci yılı içinde değişen gündeme bağlı olarak toplam 42 anket sorusu hazırlamışız. Bu 42 anket içerisinde en çok cevap verilen üç soru şunlar:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 'Abdullah Öcalan adil yargılanmadı' kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna toplam 2,578 kişi cevap vermiş. Sansürsüz anketleri içinde en çok yanıtlanan bu soruda yüzde 6 AİHM’yi haklı bulurken, yüzde 94 AİHM’yi haksız olarak gördüklerini belirtmiş.
İkinci en çok yanıtlanan soru da yine birinci soruyla ilintiliydi. “Sizce Türkiye AİHM kararına uyarak Öcalan'ı yeniden yargılamalı mı?” sorusunu 2,331 kişi cevaplamış. Ankete katılanların yüzde 93’ü Öcalan’ın tekrar yargılanmaması gerektiğini vurgularken, sadece yüzde 7’si tekrar yargılanması gerektiğine inandıklarını söylemiş. İlk üçe girmeyen ancak ilk üçe giren iki soruyla bağlantılı üçüncü bir anketin buradan değerlendirmesinin de önemli olduğu fikrindeyiz. 929 kişinin katıldığı bir ankette “Türkiye'de Kürtler ve azınlıklar üzerinde baskı var mı?” sorusuna yüzde 51 evet derken, yüzde 48 hayır, yüzde 1’lik bir bölümse emin olmadığını belirtti.
Üçüncü en çok yanıtlanan soruysa “Fransa ve Hollanda'da yapılan AB Anayasası referandumlarından "Hayır" sonucu çıkmasını Türkiye açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?”du. 1,109 kişinin katıldığı ankette, yüzde 84 referandum sonuçlarını Türkiye’nin yararına, yüzde 14 ise zararına olarak nitelendirmiş.
Sansürsüz anketlerde en az cevap verilen sorularsa şunlardı:
“2 Kasım'da yapılacak ABD Başkanlık seçimlerini kimin kazanmasını
arzuluyorsunuz?” sorusuna sadece 186 kişinin cevap vermesi şaşırtıcıydı. ABD iç politikasına duyulan bu ilgisizlik içerisinde katılımcıların yüzde 58’i Demokrat Parti adayı John Kerry’nin, yüzde 13’i Cumhuriyetçi Parti adayı George Bush’un, yüzde 18 ise Bağımsız aday Ralph Nader’in başkan olmasını istediklerini belirtmiş.
En az cevaplanan diğer bir soruysa “Kuzey Kıbrıs'ta yapılan erken genel seçimlerinden Mehmet Ali Talat'ın önde çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?”du. Bu ankete sadece 137 kişi katılmış. Ve bu 137 kişinin yüzde 53’ü şimdi KKTC Cumhurbaşkanı olan Mehmet Ali Talat’ın başbakanlığının Kıbrıs için kötü olduğuna inandıklarını söylemişler, yüzde 39 ise tam tersine bunun Kıbrıs için iyi bir gelişme olduğunu vurgulamışlar.
Diğer az cevap verilen soruysa “Yaz saati uygulamasının psikolojik olarak üzerinde bir etkisi olduğuna inanıyor musunuz?”du. Sadece 135 kişinin cevapladığı bu soruya yüzde 51 “olumlu bir etkisi var” derken, yüzde 26 “olumsuz bir etkisi var,” yüzde 23 ise “etkisi yok” demiş.
Bu sıralama içine girmeyen ancak bizim dikkatimizi çeken sizin de ilginizi çekebileceğini düşündüğümüz bir kaç anket sonucuysa şunlardı:
• Günde kaç saat televizyon izlediğinizi sormuştuk sizlere: Sansürsüz okuyucularının çoğunluğunun ya hiç televizyon izlemediği ya da 1 saatten az veya en fazla 1 ila 2 saat arasında televizyon izlediği dikkatimizi çekti (yüzde 54). Geri kalanların yüzde 33’ü 3 ila 5 saat televizyon izleyenlerken, yüzde 11’i 5 saatten fazla televizyon izliyor.
• Sansürsüz okuyucularının yüzde 59’u sitemizi Türkiye’den takip ediyor, geri kalan yüzde 41’lik kesimse bizimle hergün dünyanın değişik coğrafyalarından buluşuyor bu sitede. Sansürsüz, beş yıllık hayatı boyunca Irak da dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinden güncellendi, galiba her gittiğimiz yerden okuyucularımız da bizimle sanal bir yolculuk yaptı.
• Sansürsüz okuyucularının yüzde 54’ü yani yarısından fazlası Türk medyasını “ihbarcı” olarak tanımladı “Başbakan Erdoğan'ın Türk medyasını ''ihbarcı'' olarak tanımlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine. Diğer yüzde 46’lık bir kesimse Başbakan’a katılmadıklarını belirttiler ama sadece Türk medyası üzerine bir soru sorsaydık cevabı ne olurdu bizde merak uyandırdı…
Beş yıl içerisinde dilimiz sürçtü ise affola diyerek, Sansürsüz’de tarihe her gün tanıklık etmeyi bir süreliğine durduruyoruz! Umuyoruz tek sesli, at gözlüklü, tek sözlü “egemen” medayaya karşı biraz çok sesli, çok gözlü, çok sözlü olabilmişizdir. Hoşçakalın!