Şanlıurfa'da doktordan acı sözler: Kızımın saçına ak düştü oğlum 4 kilo verdi
ŞANLIURFA'da yakalandığı koronavirüs doktor anneyi evlatlarından ayırdı. Süreçte kızının 'anne ölmeni istemiyorum' dediğini duyunca büyük acı yaşadığını belirten Dr. Serap Satış, '7 yaşındaki kızımın saçında beyaz teller gördüm. O ağladı ben ağladım. Oğlum da bu süreçte 4 kilo verdi' dedi.
Abone olHarran Üniversitesi Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Serap Satış, bir ay önce yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı ve halsizlik şikayeti ile Covid-19 testi yaptırdı. Testi pozitif çıktı. Gördüğü tedaviyle hastalığı yenen Satış, yaşadıklarını gazetecilere anlattı.
Serap Satış, "Hastanede mesai bitimine doğru aniden ateşimin çıktığını fark ettim. Eve gittiğimde baş ağrısı ve halsizlik başladı. Gece uykudan uyandığımda enkaz altından çıkmış gibiydim. Hemen kendimi izole edip korumaya aldım. Test için hastaneye giderken 7 yaşındaki kızım kapıda beni tutarak, 'Anne ölmeni istemiyorum' deyince çok kötü oldum" dedi.
Hastalığın bütün semptomlarını yaşadığını ve psikolojisinin çok kötü olduğunu ifade eden Satış, "Bu hastalıktan çocuklarım gerçek anlamda çok etkilendi. Öleceğimi düşünüyorlardı. Beni yanlarında istiyorlardı. Onları düşünmek beni daha çok yıprattı. Bu hastalıktan dolayı felç olduğumu, enkaz altında kaldığımı düşünüyordum. Çok yüksek ateşim vardı, solunum sıkıntısı çekiyordum. Bunlar bir yere kadardı. Çocuklarımın üzüntüsünü bir türlü sindiremedim." sözlerini kullandı.
"Çocuklarımı gözyaşları içerisinde izledim"
Hastanede tedavi süresince sevdiklerinden ayrı kalmanın yanında ölüm duygusunu da hissettiğini belirten 2 çocuk annesi Serap Satış, çocuklarından daha fazla ayrı kalamayacağını meslektaşlarına ilettiğini belirterek, "Bunun üzerine hastane bahçesinde, tel örgüler arkasından çocuklarımı gözyaşları içerisinde izledim" dedi.
Serap Satış şöyle konuştu:
"Hastanede yattığım sürede çok ağladım. Hep çocuklarımı istedim. Daha sonra çocuklarımı getirdiler. Tel örgünün arkasında yaklaşık 2 metre uzaklıktaydılar. Kızım resmen tel örgüyü kıracaktı. Karşılıklı ağlayıp, durduk. Bu süreci çok şükür atlattık ama psikolojik olarak çok zor günler geçirdik. Bir anne için bu hastalık daha kötü bir durum. Çocuklarımın bensiz ne olacağı düşüncesini kafamdan bir türlü atmadım. Çocuklarıma bunu yaşatmaya hakım var mı diye kendimi sorguluyordum."
"Hiç maskesiz gezmedim. Hiçbir hastaya eldivensiz dokunmadım. Bir şekilde bu hastalık bana da bulaştı. Karantinadan çıktıktan sonra kızım Miray'ı ilk yıkayıp, saçını kuruttuğumda saçında beyaz telleri görünce hem o ağladı, hem de ben ağladım. Beni teselli etmeye çalışıyordu. Kızım, 'Anneciğim bunlar gelip geçer' diye beni teselli etti. Oğlum Mustafa Emir de bu süreçte 4 kilo verdi. Kızım sürekli 'anneciğim ben sensiz uyuyamıyorum' diyordu. Çok şükür bu zorlu günlerimiz geçti. Sevdiklerimizin yüreğini yakmamak için tedbirli olalım."