Çin'de Şangay ve Hong Kong gibi metropollerin göz kamaştıran manzarası, Çin'in daha uzun yıllar kalkınma halindeki bir ülke olarak kalacağı gerçeğini değiştirmiyor.
Abone olŞangay gibi bir metropolün biraz dışına çıkıldığında yoksul bölgelerle karşılaşılıyor. Çin kaynakları bile 900 milyon çiftçinin perişan durumda olduğunu teslim ediyor. Kerstin Lohse'nin haberi. Ülkenin önde gelen aydınlarından Zu Şekin, "Şangay Çin değildir" diyor ve "İlk bakışta Şangay, Honkong, Tokyo ya de New York arasında fark görremezsiniz. Ama Şangay'ın 200 km. batısına gidin, karşınıza bambaşka bir Çin çıkar. Doğu sahilindeki kentlerin 10-15 yıl gerisinde kalmış bir Çin'le tanışırsınız" diye devam ediyor. Ülkenin batısına yapılan yolculuklar zaman tünelinden geçip geçmişe dönmeye benziyor. Buralarda yaşayanlar globalleşmenin ne olduğundan habersiz. Çin'i adeta patlarcasına artan ihracatından bu insanlar pay alamıyor. Şangay'a 1300 km. mesafedeki Lintong'da çiftçilik yapan Zang Şean, toprak yolun sonundaki saman damlı kulübede oturuyor. İki oğlu da Pekin'deki inşaatlarda işçilik yapıyor. Yılda eline ancak 200 Euro geçen 50 yaşındaki bu köylü tarımcılıkla geçinmenin mümkün olmadığını söylüyor. Zang, "Şüphesiz eskisinden iyi yaşıyoruz. Üstümüz başımız düzeldi, soframız zenginleşti. Ama üzerimde sürekli, 'ailemi nasıl geçireceğim' baskısı var" diyor. Taşra hayatı ve geçim derdi Lintonglular'ın iliğine işlemiş. Şehirliye göre çok daha çabuk yaşlanıyorlar. Zang, 50 yaşında olmasına rağmen, çürük dişleriyle ve bozkırın kavurduğu teniyle tam bir ihtiyara benziyor. Çinli çiftçilerin durumu 900 milyon Çinli çiftçinin durumuyla uzun süre kimse ilgilenmedi. Anhui'li iki sosyologun "çiftçinin durumu" konulu raporu yayınladıkları bundan bir yıl öncesine kadar. Kitapta, çiftçinin hayatını, reform ve açılma politikaların başlamasından sonra tarımcılıkla uğraşanların karşılaştıkları haksızlıkları konu ettiklerini anlatan 61 yaşındaki yazar Çen Guidi sözlerini şöyle sürdürüyor: "Tek bir cümleye sığdıracak olursak bu kitapta Çin kırsalını, çiftçinin, felakete yol açması istenmiyorsa mutlaka çözümlenmesi gereken sorunlarını dile getiriyoruz. Ülkemiz son yıllarda oldukça güçlendi. Ama çoğunluğun durumunu tek bir kelimeyle, 'çaresiz' olarak nitelendirebiliriz. Çiftçinin derdine çare bulmadan modernleşmeyi yürütemeyiz." Kitap toplatıldı Hükümet yayınlandıktan kısa süre sonra kitabı toplatmış, yazarlarından medyada söz edilmesini de yasaklamıştı. Çiftçinin selametinin rejimin ayakta kalabilmesi açısından da son derece önemli olduğunu nihayet kavrayan Pekin yönetimi fakirliği yenmeyi slogan haline getirdi. Sorunların tarifini ise kimseye bırakmıyor. Halbuki geniş halk kesimlerinin memnuniyetsizliğine, son aylarda köylerdeki huzursuzluğun artması kadar sağlıklı bir ölçek olabilir mi? Sayıları onbinleri bulan kalabalıkların protesto gösterisi yapması için küçük bir kıvılcım yetiyor. Son gelişmeler, yerel parti yöneticilerinin yolsuzluklarından ve görevi suistimal edişlerinden halkın nasıl nefret duyduğunu gözler önüne seriyor. Wen Jiabao ve Hu Jintao'nun liderliğindeki yeni yönetim ise seleflerinden öğrendiğini yaparak, gazeteci, yayıncı ve diğer aydınlar gibi ülkenin sorunlarını açıkça dile getirenleri susturmayı yeğliyor. Kerstin Lohse Kaynak : Deutsche Welle