Samanyolu rüşvet iddialarını bu kez ilginç bir senaryoyla ekrana taşıdı.
Abone olSamanyolu TV'den yolsuzluk soruşturmasına dizili gönderme! Küçük Kıyamet'te ölüm haberini veren Postacı bu kez, yetim hakkını yiyen bir belediye başkanına ölümü haber veriyor.
İşin ilginç tarafı ise 17 Aralık soruşturmasında bugüne kadar konuşulan herşey hemen hemen dizide yer alması.
Başbakan Erdoğan'ın cemaat medyası diye suçladığı Samanyolu TV, bu kez 17 Aralık'ta yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla başlayan gündemi, TV dizisine taşıdı. "Haramzadeler" bölümüyle yayınlanan Küçük Kıyamet adlı dizide dün, hizmet bahanesiyle alınan rüşveti gündeme taşıyarak, yine hükümeti taşladı.
SAVCIYA TEHDİT, SORUŞTURMAYI ENGELLEME
Gerçek hayattan kesitleri taşıdığı iddia edilen dizide, bu hafta Postacı yetimlerin hakkını yediği iddia edilen bir belediye başkananın hayatını ekrana taşıdı. Ölüm mektubu postaya verilen başkan, dizide hakkındaki rüşvet soruşturmasını engellemek için önce savcıyı tehdit etti ardından da müfettişler gelene kadar delilleri yok etti.
BAŞKANA ÖLÜMÜ HATIRLATTI
Türkiye gündemine paralel olarak 17 Aralık sürecince ortaya atılan tüm iddiaları gündeme taşıyan dizide, Postacı başkanın rüyasına girerek yetim hakkı yememesi için uyarıyor. Bölümün sonunda cehenneme bileti kesilecek olan Başkan ise iş yaptığı iş adamlarından, vatandaşa yardım yapabilmek için çeşitli bahanelerle paraları kabul ediyor. İşte Postacı'nın bu rüşvetlerle ilgili başkanı uyardığı o ilginç sahne;
RÜŞVETE KILIF UYDURULUYOR
Dizide en dikkat çeken şey ise bir iş adamının başkana getirdiği rüşvet oldu. İşte ikili arasındaki o ilginç dialogda iş adamının başkana söyledikleri;
- Vesvese etmişsindir başkan. Sen kim rüşvet almak kim. Bu millet senin yaptığın hizmetleri hangi devirde gördü. Senin gibi iş bilen, iş bitiren, vicdan sahibi bir belediye başkanı geldi mi bu memlekete? Fakir fukara senin sayende kışı kaygısız geçiriyor. Al başkan al bunu bu da benim sana hediyem olsun. İzin verdiği maden iyi para kazandırıyor. Al bu parayı al. Bir sürü yardım yapıyorsun, parasız yapılmıyor bu işler.
İşte o sahne;