ŞAM Çıkartması Devlet Bekası
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, Mecliste, TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’un ev sahipliğinde düzenlenen iftar davetinde yapmış olduğu kısa konuşma ülkelerarası siyasi literatürde etkisi uzun ve yapıcı nitelikte bir konuşma olarak yer buldu. İftar öncesinde Sayın Erdoğan’ın Sırrı Süreyya Önder’le yapmış olduğu sohbetteki samimiyette gözlerden kaçmadı.
Gündemde olan pek çok sorunun;
PKK’nın silah bırakıp kendini tasfiye etmesi,
Suriye’de Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan mutabakat,
İkili arasındaki anlaşmaya ilişkin değerlendirmeler,
Ankara, SDG ile yapılan anlaşma sonrasında Şam’da,
Mezhep eksenli kışkırtmalar gibi konu başlıklarına cevap aranırken Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Terörsüz Türkiye hedefi mesajı verdi. "Çok fazla uzamadan, fitneye, gerilime, provokasyon hiçbir aşırılığa mahal vermeden, işi yokuşa sürme gibi cambazlıklara tevessül etmeden, inşallah beklenen neticenin süratle alınacağı kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.
Siyasetin özü itibarıyla ülkeye ve millete hizmet yarışı olduğunu
milletin hayır duasına mazhar olmak için hassasiyet vurgusuna dikkat çekti.
Dış politika, güvenlik, ekonomi ve siyasetin demokratik alanının genişletilmesine dair konularda muhalefetle bir araya gelmenin önemine değindi.
Türkiye'nin 40 yıldır ayağına bağ olan, askeri, polisi, jandarması, kamu görevlisi ve siviliyle on binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine yol açan terör belasının bitmesi, acıların dinmesi, ülkede artık kan ve gözyaşının son bulması, terör belasının kökünün kazınması için tüm siyasi partilere ve milletvekillerine çağrı yapıldı. Türkiye coğrafi ve stratejik konumu gereği iç ve dış siyasette hep aktif durumda. Dış İşleri Bakanı Sayın Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler ve MİT Başkanı Sayın İbrahim Kalın’ın Şam’a yapmış olduğu çıkartma çok çok önemli. Öncelik Şam’ın güvenliğinin yanında Türkiye’nin güney sınırı güvenliği için oradalar. Sayın Fidan, Amman'daki zirvede Suriye'yi siyonist emellerine alet etmek isteyen İsrail'e çok güçlü mesajlar vermişti. Bu güçlü çıkıştan bir gün sonra da YPG lideri Mazlum Abdi ile Ahmed Şara arasında ezberleri bozan uzlaşı geldi. Bu tabi ki tesadüf değil. Türk devlet aklının, küresel güçler ve bölge ülkeleriyle yerel unsurlar arasında ilmek ilmek dokuduğu diplomasinin zaferidir. YPG silahlarını bırakıp Suriye devletine dahil olması ve yeni Suriye sürecin mimarı Türki’yedir.
İmamoğlu’nu Büyütür, Parlatır
Bu yaşananlar tarih sayfalarında yerini alırken başta Sayın Fidan olmak üzere emeği geçenler tarih yazacak. Yazdılar da…
Ülkenin Cumhurbaşkanı ve bakanları tarih yazarken birileri de minyatür siyasette rol kapmaya çalışıyor. Kendi kendini cumhurbaşkanı adayı ilan edip İzmir’den çıkartma yapmaya çalışıyor. Öyle ki kendi partisinin ABB Sayın Mansur Yavaş bile “Belediye çalışmalarını aksatarak cumhurbaşkanlığı adaylığı için harekete geçmeyi doğru bulmam” diye eleştiriyor.
İstanbul’da metrolar sürekli arızalanıyor, İETT otobüsleri yanıyor, Metronun yürüyen merdivenleri yürümüyor,
Şehir içi yollarda çok ciddi asfalt çalışmasına ihtiyaç var, İstanbul’daki çarpık yapılaşma had safhada, Belediye yandaşlarına verilen imar izinlerindeki kontrolsüzlük şehri betonlaştırdı. Bütün bu sorunlar yok sayılıp siyasi ikbal peşinde koşmak siyasi ahlaka yakışmayandır.
O nedenle öncelikle kendisine güvenmiş oy vermiş 16 milyon İstanbullunun yüzde 51.14’ünün oyunu alarak seçilmiş bir başkan olduğunu ve kendisine oy veren-vermeyen tüm İstanbullulara hizmet etmesi gerektiğini hatırlamalı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yollara düşen Ekrem İmamoğlu siyasi ağırlığını zayıflatıyor.
Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın kendisini görmesini istiyor. Fark edilmek istiyor, dikkat çekmek istiyor. Fakat Sayın Erdoğan muhatap olarak görmüyor. Sayın Erdoğan İmamoğlu’nu muhatap alırsa bu muhataplık İmamoğlu’nu büyütür, parlatır.
Buradayım Derinlerde
Süleyman Erdal'ın doğadan uzaklaşarak kendine yabancılaşan günümüz insanının, doğaya dönüşüne dair istemlerinin yer aldığı figür ve peyzajlardan oluşan resimleri; Bedri Baykam, Galericiler Derneği Başkanı Doğan Paksoy, Prof. Kemal İskender, Atilla Atala, Mehmet Özenbaş gibi önemli sanatçı ve akademisyenlerden oluşan kalabalık bir kitlenin katılımı ile 3 Mart’ta UPSD Sanat Galerisi’nde sergilenmeye başladı. Çalışmalarını İstanbul ve Bodrum'da sürdüren Süleyman Erdal'ın, yaşadığı zamanın ruhunu eleştiren ve düşünceye bağlı kurgularla ürettiği resimler, izleyiciyi mekândan kopararak farklı bir düş dünyasının içine sürüklüyor. Eserlerde arka planda gördüğümüz, peyzaj içinde kalan ve günlük hayatta karşılaştığımız figürler günümüzün yalnız, düşünceli, tedirgin insanının adeta temsili gibi. Doğadan insana, insandan yaşama doğru giden ve bitmeyen bir özlem gibi izleyicilere aktarılan resimlerin olduğu "Buradayım, Derinlerde" sergisi 30 Mart 2025 tarihine kadar UPSD Sanat Galerisi'nde pazar-pazartesi hariç her gün 12.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Güzel bir hafta sonu etkinliğini buraya bırakıyorum.