Salda Gölü'nde tahribat iddialarıyla görüntülerinin gelmesi sonrası harekete geçildi. Artık ziyaretçi sayısı aşıldığında alana kabul edilmeyecek. Ziyaretçilerin Salda Gölü'nü uzaktan gözlemleyebilecekleri seyir terası yapıldı.
Abone olBurdur'un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü ve koruma alanları, çeşitli üniversitelerden gelen iklim elçilerine akademisyenlerce anlatılarak saha çalışması yapıldı, yürütülen koruma projeleri tanıtıldı.
Salda Gölü Beyaz Adalar mevkisini iklim elçileriyle inceleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdür Yardımcısı Beyhan Oktar, gazetecilere, Türkiye'nin iklim elçileri gençlerle Salda Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesini ziyaret etmekten mutluluk duyduklarını söyledi.
Alanda bilimsel çalışmalar gerçekleştiren akademisyenlerle yerinde inceleme ve bilgi paylaşımlarında bulunduğunu belirten Oktar, Salda Gölü hakkında halkın doğru bilgiye erişimini sağlamayı hedeflediklerini aktardı.
Oktar, gölün herkes için kıymetli ve mutlak korunması gereken bir alan olduğunu vurgulayarak, "Salda Gölü ve çevresinin korunması çalışmaları Bakanlığımızca üst düzeyde çevre hassasiyetiyle yürütülmekte" dedi.
- "Bilimsel çalışmalara göre koruma tedbirleri alındı"
Salda Gölü ve çevresinin 2019'da Cumhurbaşkanlığı kararıyla Bakanlığın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğini anımsatan Oktar, gölün yüzeyinin 7 katı kadar alanın koruma altına alındığını kaydetti.
Oktar, iklim değişikliğine ilişkin yeni birçok görev üstlendiklerine değinerek, şöyle konuştu:
"Bu doğrultuda Bakanlığımızca Yeşil Kalkınma hedefleri belirlendi. Şu anda bulunduğumuz nokta 'dünyadan marsa bir pencere' niteliğinde ve tüm dünyanın ilgi odağında olan Salda Gölü'nün en hassas ve değerli noktası olarak bilinen, bilimsel olarak da popüler hale gelen Beyaz Adalar bölgesidir. Bu bölgeyi hassas kılan özeliklerden birisi hidromanyezit minerallerinin oluşumlarının en yoğun gözlemlendiği nokta olmasıdır. Özellikle NASA'nın sosyal medyadaki paylaşımıyla dünyanın ilgisini toplamış ve çok yoğun şekilde ziyaretçi akınına uğramıştır. Bu aşırı talebin sonucunda ise alan, kontrolsüz kullanıma ve kirliliğe maruz kalmıştır. Alanın koruma-kullanma dengesi gözetilerek Bakanlığımızca bölgede üniversitelerle iş birliği yapılarak bilimsel çalışmalar başlatılmıştır. Sonuçlanan bilimsel çalışmalara göre koruma tedbirleri alınmış ve uygulamalar da bu hassasiyete göre sürdürülmüştür."
Bilimsel verilere dayalı çalışmalara başlandığına, kaçak inşa edilen yapıların ve görüntü kirliliğine neden olan çadırların kaldırıldığına dikkati çeken Oktar, "Öncelikle bu alanda mevcutta bulunan 4 kilometrelik sahil kısmının bozulmasını engellemek için ahşap bariyer yapıldı. Böylece araçların ve insanların sahil kısmına erişimine izin verilmedi. Ziyaretçilerin Salda Gölü'nü uzaktan gözlemleyebilecekleri seyir terası yapıldı. Alanın otopark ihtiyacı sit alanının 2 kilometre uzağında çözümlenmiştir. Ücretsiz elektrikli trenle ziyaretçilerin erişimi sağlanmaktadır. Gördüğünüz bu alan tamamen dumansız hava sahası ilan edildi. Alan 7 gün 24 saat kamera sistemiyle izlenmektedir. Böylece ziyaretçilerin herhangi bir tahribata yönelik davranışına izin verilmiyor. Sıfır atık yönetimi kapsamında alana atık kumbaraları yerleştirildi. Hiçbir şekilde konaklama hizmetine yönelik kullanımlara izin verilmedi. Konaklama sit alanı dışındaki yerleşimlerde belirlendi." dedi.
- "Hedefimiz Salda Gölü ve çevresini UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne kazandırmak"
Oktar, günübirlik faaliyetler kapsamında insanların ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, uyumlu, ahşaptan sökülüp takılabilir, yerden yüksek birimler tasarladıklarını, bunları Kıyı Kanunu'na uygun şekilde konumlandırdıklarını söyledi.
Atık suların bertarafına yönelik atıksu arıtma tesisi projelendirme çalışmalarının tamamlandığını ve proje imalat aşamasına gelindiğini bildiren Oktar, şunları kaydetti:
"Bunun yanı sıra arıtılmış suyun yüzde 100 geri kazanımına yönelik çalışma tamamlanmıştır. NASA'nın Mars'dan getireceği kayaçlar üzerinde yapılacak çalışmalarına da ışık tutması hedeflenen Salda Gölü ve çevresindeki hidromanyezit oluşumlara yönelik projemiz de Bakanlığımızca tamamlandı. Diğer taraftan Salda Gölü'nün sosyoekonomik analiz ve taşıma kapasitesinin belirlenmesi çalışmalarımız tamamlandı. Beyaz Adalar'da yıllık 572 bin 173 kişiyle, Halk Plajı da yıllık 280 bin 628 kişiyle sınırlandırıldı. Bunun için gerekli otomasyon sistemleri kuruldu. Günlük ve saatlik alan için müsaade edilen ziyaretçi sayıları dolduğu takdirde kısa süreliğine ziyaretçi girişlerini bekletiyoruz. Bakanlığımızca yine Salda Gölü ve çevresindeki biyoçeşitlilik, yönetim planı çalışmaları projelerimiz de devam ediyor. Projelerimiz sonucunda elde edilen bilimsel veriler, koruma tedbirlerine yansıtılacak. Hedefimiz Salda Gölü ve çevresini en iyi şekilde korumak, gelen ziyaretçiler bakımından alanda koruma kullanma dengesini sağlamaktır. Diğer bir hedefimiz ise Salda Gölü ve çevresini UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne kazandırmaktır."
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Jeomikrobiyoloji- Biyojeokimya Araştırma Grubu Lideri Prof. Dr. Nurgül Balcı, gençlerle Salda'da olmanın heyecan verici olduğunu dile getirdi.
- "Bugün gençlerle sahada yapacağımız çalışma birçok şeye örnek olacak"
Salda Gölü'nün korunarak gelecek nesillere aktarılmasının temel unsurlarından bir tanesinin her konuda olduğu gibi gençler olduğunu belirten Balcı, "Bizim temel hedefimiz gençleri bu konuda eğitmek. Bugün gençlerle sahada yapacağımız çalışma birçok şeye örnek olacak. Özellikle yürütücüsü olduğum NASA ile yaptığımız projenin çalışmalarında elde ettiğimiz verileri burada gençlere aktarma şansı verdiği için de Bakanlığa teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Balcı, saha çalışması boyunca kayaçtan başlayarak nadide gölün oluşumuna kadar geçen bir süreci gençlere anlatacağına işaret ederek, "Bu süreç yalnızca Salda Gölü'nü anlamak açısından değil, aynı zamanda evrende başka yerlerde yaşam izlerinin bulunması açısından da son derece önemli. Şu anda Mars çalışmalarını birlikte yürüttüğümüz ekiple yaptığımız çalışmaların sonucunda elde ettiğimiz nitelikli verileri burada sizlerle paylaşmaktan çok mutlu olacağım. Bilimin ekseninde öğretici olmanın, paylaşmanın özelde Salda Gölü'nü, genelde ülkemizi belirli bir yere getirmesinde çok önemli olduğunu düşünüyorum." değerlendirmelerinde bulundu.
- "Dünya standartlarına uygun bir koruma projesi yürütülüyor"
Ankara Üniversitesi Ekoloji ve Çevre Biyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Latif Kurt da buradaki ekosistemlerin ekstrem habitatlar olduğunu, habitata özgü, dünyanın başka yerinde bulunmayan birtakım canlı türlerini barındırdığını anlattı.
Salda Gölü çevresine özgü 2 sığırkuyruğu bitkisi tespit ettiklerini aktaran Kurt, "Bunun yanı sıra burası bir sulak alan ekosistemi. Bu alkali yapısı nedeniyle birçok canlıya ev sahipliği yapan, dünyada yaşamın izleriyle ilgili birtakım ipuçları içeren, aynı zamanda daha sonraki evrimsel süreçte birtakım türleri de barındıran, biyolojik çeşitlilik bakımından son derece önemli bir yer. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla burada uzun zamandır dünya standartlarına uygun bir koruma projesi yürütülüyor." açıklamasını yaptı.