Saksı
Köşe başındaki çiçekçiden aldığım ve ileride göz alıcı beyaz bir laleye dönüşecek olan soğanı, uygun toprakla birlikte kara bir saksıya yerleştirdim.
Tarif edildiği gibi, gerektiği zamanlarda, kuru havalarda, suladım
Kıpırtı yok
Soğan toprağa gömülü halinden mutlu, kafasını aydınlığa çıkarmaya niyetli değil sandım
Günlerce, gittim-geldim saksıya baktım
Bir derdi var soğanın, uzatamıyor başını dışarıya
Soğandan beyaz bir lale yaratmaya çalışan ben, üzgün üzgün saksıyla konuştum saatlerce
Haydi saksı kardeş, sana emanet ettiğim o minicik, her şeyden habersiz soğanı aydınlığa kavuştur diye
Günler geçti
Kapkara saksıdaki, beyaz lalenin tabiatına tamamen uygun toprağı suladım usanmadan
Beyaz laleye olan inancımla, toprağına duyduğunu düşündüğüm sevgiyle
Günler birbirini kovaladı
Bıkmadım, yılmadım
Konuştum, saksıyı okşayıp ağladım
Haydi dedim başında umutla beklerken, yapabilirsin
O güzel beyaz lale için gerekli bütün ortamı hazırladım, sana emanet ettim onu
Kıpırtı yok soğanda ve zaten saksıda
Saksı beni dinlemiyor veya anlamıyor olabilir miydi acaba?
Sonra vazgeçtim saksıyla konuşmaktan, o kadar karaydı ki içi de dışı da, anlamaz beni diye soğana yönelttim bütün enerjimi
Biliyordum çünkü bembeyaz bir umut olduğunu
Başını kumdan çıkarabileceğini, aydınlığa bakabileceğini, herkesin hayranlıkla bakacağı ve kimsenin onu koparmaya gücünün yetmeyeceğini anlattım ona
Toprağına sımsıkı bağlı kalması gerektiğini söyledim, saksıya rağmen
İyi geceler diledim beyaz bir laleye dönüşecek olan soğana, yattım sonra
Sabah uyandığımda minicik bir yeşil vardı kapkara saksının içinde
Bana gülümsüyordu o yeşil, günaydın, lale olmaya hazırım diye
Yüzümde haklı çıkmanın mutluluğuyla dedim ki kendi kendime:
Lale olmaya hazır bir soğanla konuşmalıydın en başından
Tabii ya
Saksı nereden bilsin senin yüreğin nasıl bir bekleyişte
Altı üstü saksı işte!