BIST 10.852
DOLAR 32,66
EURO 35,44
ALTIN 2.511,53
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Şakir Abi kitabını göremedi

Akciğer kanserine yenik düştü. Eşine ithaf ettiği kitabı yayımlandı. Ama o göremedi.

Abone ol

Pazartesi günü, iki yıl mücadele verdiği akciğer kanserine yenik düşen gazeteci yazar Şakir Süter’in son kitabı “Fıkralar... Fıkracılarımız” yayımlandı.

Başlık Yayınları’ndan çıkan “Fıkralar... Fıkracılarımız” kitabında Şakir Süter, Türk siyasetine yön vermiş isimler hakkında okurlarından gelen fıkraları bir araya getirdi. Vefatı nedeniyle yüzlerce fıkranın yer aldığı kitabının yayınlanmış halini göremeyen Şakir Süter, kitabı eşi Gülsüm Süter’e ithaf etti.

Salı günü piyasaya çıkması beklenen “Fıkralar... Fıkracılarımız” kitabının sunuş bölümünde Şakir Süter okurlarına şöyle seslendi:

“Böyle bir kitap, eğer bana kalsaydı, asla yayınlanmazdı.Yani, ben o sabrı ve beceriyi gösteremezdim. 17 yıl geriye gidilerek bütün yazılar taranacaktı. Seçici bir göz, birbirine benzeyen, tekrar gibi algılanacak fıkraları ayıklayacak, ‘iyi - en iyi’ olanları kitap için tasnif edecekti.

KIYAMIYORDUM

Aralarında gerçekten bize özgü, ‘yerli’ fıkralar çoktu. Kıyamıyordum yitip gitmesine; keşke bir kitapta toplayabilseydim bunları. İyi de, kim nasıl yapacaktı bu işi. Tam bu sırada Sadrettin Kuşoğlu dostum imdadıma yetişti. Ama gazetemizin Muhasebe Müdürü olan Kuş-oğlu, o yoğun işleri arasında böylesi bir külfetin altına nasıl girecekti. ‘Benim için de farklı bir uğraş, bir nevi dinlenme de sayılır’ diyerek işi üstlendi. Bazı insanların yaşamında sadece siyah-beyaz vardır. Kuşoğlu, ‘grisi bol” insanlardan ve hep yapıcı özelliğini öne çıkaran bir kişilik. Son yıllarda tanıdığım en olumlu insandır. Sonuçta sayesinde ortaya bu kitap çıktı. Kendisine şükranlarımı sunuyorum. Dilerim bu kitap, fıkraseverlerin de beğenecekleri biçimde huzura çıkmıştır.”

KAHVECİ’NİN ANISI:

ŞAKİR Süter’in kaleminden Adnan Kahveci ile yaşadığı bir anı ve fıkra:

Rahmetli Adnan Kahveci ile çok yakın dosttuk. Kahveci, bir “fıkra fabrikası” gibi çalışırdı. Duyduğu fıkraları aktarmakla kalmaz, kendine özgü “Laz fıkraları” da üretirdi. “Ben de adını vermeden yayınlardım o fıkraları. Bir gün Karadenizli bir okurum, Kahveci’den dinleyip yazdığım fıkraya tepki göstermiş, ben de bunu Adnan’a söylemiştim:

- Seninkiler kızıyor bu fıkralara; ona göre!

Adnan Kahveci “yahu, kendi propagandamızı yapıyoruz, anlamıyorlar mı?

Bundan iyi reklam mı olurmuş” diyerek eklemişti:

- Laz Fıkrası’na kızan Laz, bizden değuldur!