Şakir Abi böyle biriydi işte!
En son görüşmemiz 23 Ağustos'ta oldu Şakir
Abi ile.. Hasta yatağında telefonla aradı, teşekkür etti, "usta
kalem" olduğunu yazdığım için.
Bir de tembihte bulundu:
-Hadi, Aydın Menderes çok önemli bir laf söyledi. Ben yazabilseydim
yazardım ama yazamayacağım için sen yaz lütfen.
Menderes, "DP'nin başına helal süt emmiş bir isim lazım" demiş
Şakir Abi'ye.. O da bu lafı çok önemsemiş.Gözü hastanede başının
ucundaki bilgisayarına ilişmiş Gülsüm Abla'nın (eşi) anlattığına
göre. Teşebbüs etmiş yazmaya ama, o lanet hastalık izin vermemiş
buna.
Belki de veda edecekti ha...
Olmadı...
Ölmeden bir gün önce MHP Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ile
birlikte Şakir Abi'nin yanındaydık. Oksijen tüpüne bağlı olduğu
için, bizi görmedi ilkin! Daha sonra doktoru geldi, maskesini
çıkardı ve kendisine bilgi verdi.
O sırada kapıda beni gördü.
El salladı!
"Hoşçakal" diyormuş meğer!
Beraat Kandili'nde yoğun bakımdan iki yıl önce çıkmıştı Şakir
Abi... "Zımba gibiydi" kendi deyişiyle.. İki günlüğüne
gitti hastaneye, günler uzadıkça uzadı.. O geceyi
bekliyormuş, uyandığı, hayata bağlandığı mübarek bir gecede
aramızdan ayrıldı.
Ustamdı o...
Akıl hocamdı...
Başarılarımda önemli bir katkısı vardı.
"Afferin kerata" derdi hep...
Kızardı arada bir...
Daha iyi olmam için...
Ya da geride kalmamam için...
Mutevazıydı..
Riyakar değildi.
"Ben" demezdi hiç..
O'nu Gazeteoku'nun en tepesine
çıkarmıştım birgün..
O'na torpil geçmeme kızmıştı:
-Hayatım yapma böyle, beni oraya ne diye çıkarıyorsun. İnsanlar
beni orada görmek için ne yapacak. Bu siteye okumak için girenlere
dayatma beni. Türkiye'nin en çok okunan yazarlarını oraya koy ki,
okur kaçmasın!
Böyle biriydi benim abim
Mekanı cennet olsun!
Eksik olma lafı onundur
Ben şimdiden eksikliğini hissediyorum
Halkın Cumhurbaşkanı
"Bekir Coşkun'un Cumhurbaşkanı"nı da sevdim ben.
Devletimin başıydı çünkü, ordumun başkomutanıydı..
Emin Çölaşan haklıydı; Ahmet Necdet
Sezer, "(...) İçine kapanık, başı önüne eğik, konuşmayan,
ilişki kuramayan, herkesten kaçan, devlet yönetimine duygularını
karıştıran, başbakanla bile küsen, sorumluluktan kaçınan biri.
Çeşitli kesimleri karşısına almak istemeyen, açık tavır koyamayan
bir kapalı kutu. O, kendisini Çankaya'ya seçtiren Ecevit'in
bir yanılgısı"ydı!
7 yıl boyunca Sezer'in devletteki ağırlığını "sadece
geri çevirdiği yasalar ve kararnamelerle
hissettik!"
Bu da doğru...
Ama yukarıda da belirttiğim gibi, o devletimin başıydı, herkesin
her kesimin cumhurbaşkanıydı. Özal gibi, Demirel
gibi.. Çankaya'da şimdi. Abdullah Gül var; benim yeni
cumhurbaşkanım!
Hayırlı olsun!
Salak!
"Salak" her yerde
"Salak"tır.. Türkiye'nin en büyük gazetesinde yazması onun
"Salak"lığının üstünü örtmedi yıllarca..
Nur içinde yatsın Şakir Abi (Süter) bunlar için "Salak"tan da öte
ifadeler kullanırdı:
-Geri zekalı...
Ertuğrul Özkök'ün daha fazla tahammül edemeyip, kapının önüne
koyduğu "Salak" aynı "Salak!" hiç değişmemiş...
Geçmişteki "Salak"lıklarını şimdi İnternet'te sergiliyor!
Alenen orduyu darbeye çağırıyor
Salak işte!
AK Parti seçime hazırlanıyor!
Sus!
Onur Öymen MHP'yi suçluyor:
-Siz olmasaydınız Abdullah Gül seçilmeyecekti.
Ne olacaktı peki?
Kaos!
Uyan artık Onur Bey!
KONDA ne diyor bak...
Halk, o çok övündüğünüz iki puanı bir ayda alıvermiş sizden.
AK Parti yüzde 54...
MHP tırmanışta...
Gül seçildi Onur Bey. Halk onu Çankaya'ya gönderdi. Artık önümüze
bakalım, halk CHP'den yeni bir şey bekliyor. Yok hayır bu
olmayacaksa, Mustafa Sarıgül'ün deyişiyle Allah'ını seversen
sus!
Türkiye"nin rahat bir nefes alması için lütfen sus Onur Bey!