BIST 10.001
DOLAR 35,33
EURO 36,50
ALTIN 3.032,71

Şakir Abi böyle biriydi işte!

En son görüşmemiz 23 Ağustos'ta oldu Şakir Abi ile.. Hasta yatağında telefonla aradı, teşekkür etti, "usta kalem" olduğunu yazdığım için.
Bir de tembihte bulundu:
-Hadi, Aydın Menderes çok önemli bir laf söyledi. Ben yazabilseydim yazardım ama yazamayacağım için sen yaz lütfen.
Menderes, "DP'nin başına helal süt emmiş bir isim lazım" demiş Şakir Abi'ye.. O da bu lafı çok önemsemiş.Gözü hastanede başının ucundaki bilgisayarına ilişmiş Gülsüm Abla'nın (eşi) anlattığına göre. Teşebbüs etmiş yazmaya ama, o lanet hastalık izin vermemiş buna.
Belki de veda edecekti ha...
Olmadı...
Ölmeden bir gün önce MHP Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ile birlikte Şakir Abi'nin yanındaydık. Oksijen tüpüne bağlı olduğu için, bizi görmedi ilkin! Daha sonra doktoru geldi, maskesini çıkardı ve kendisine bilgi verdi.
O sırada kapıda beni gördü.
El salladı!
"Hoşçakal" diyormuş meğer!
Beraat Kandili'nde yoğun bakımdan iki yıl önce çıkmıştı Şakir Abi... "Zımba gibiydi" kendi deyişiyle.. İki günlüğüne gitti hastaneye, günler uzadıkça uzadı.. O geceyi bekliyormuş, uyandığı, hayata bağlandığı  mübarek bir gecede aramızdan ayrıldı.
Ustamdı o...
Akıl hocamdı...
Başarılarımda önemli bir katkısı vardı.
"Afferin kerata" derdi hep...
Kızardı arada bir...
Daha iyi olmam için...
Ya da geride kalmamam için...
Mutevazıydı..
Riyakar değildi.
"Ben" demezdi hiç..
 O'nu Gazeteoku'nun en tepesine çıkarmıştım birgün..
O'na torpil geçmeme kızmıştı:
-Hayatım yapma böyle, beni oraya ne diye çıkarıyorsun. İnsanlar beni orada görmek için ne yapacak. Bu siteye okumak için girenlere dayatma beni. Türkiye'nin en çok okunan yazarlarını oraya koy ki, okur kaçmasın!
Böyle biriydi benim abim…
Mekanı cennet olsun!
”Eksik olma” lafı onundur…
Ben şimdiden eksikliğini hissediyorum…


Halkın Cumhurbaşkanı
"Bekir Coşkun'un Cumhurbaşkanı"nı da sevdim ben. Devletimin başıydı çünkü, ordumun başkomutanıydı..
Emin Çölaşan haklıydı; Ahmet Necdet Sezer, "(...) İçine kapanık, başı önüne eğik, konuşmayan, ilişki kuramayan, herkesten kaçan, devlet yönetimine duygularını karıştıran, başbakanla bile küsen, sorumluluktan kaçınan biri. Çeşitli kesimleri karşısına almak istemeyen, açık tavır koyamayan bir kapalı kutu. O, kendisini Çankaya'ya seçtiren Ecevit'in bir yanılgısı"ydı!
7 yıl boyunca Sezer'in devletteki ağırlığını "sadece geri çevirdiği yasalar ve kararnamelerle hissettik!"
Bu da doğru...
Ama yukarıda da belirttiğim gibi, o devletimin başıydı, herkesin her kesimin cumhurbaşkanıydı. Özal gibi, Demirel gibi.. Çankaya'da şimdi. Abdullah Gül var; benim yeni cumhurbaşkanım!
Hayırlı olsun!

Salak!
"Salak" her yerde "Salak"tır.. Türkiye'nin en büyük gazetesinde yazması onun "Salak"lığının üstünü örtmedi yıllarca..
Nur içinde yatsın Şakir Abi (Süter) bunlar için "Salak"tan da öte ifadeler kullanırdı:
-Geri zekalı...
Ertuğrul Özkök'ün daha fazla tahammül edemeyip, kapının önüne koyduğu "Salak" aynı "Salak!" hiç değişmemiş...
Geçmişteki "Salak"lıklarını şimdi İnternet'te sergiliyor!
Alenen orduyu darbeye çağırıyor…
”Salak” işte!

AK Parti seçime hazırlanıyor!

Sus!
Onur Öymen MHP'yi suçluyor:
-Siz olmasaydınız Abdullah Gül seçilmeyecekti.
Ne olacaktı peki?
Kaos!
Uyan artık Onur Bey!
KONDA ne diyor bak...
Halk, o çok övündüğünüz iki puanı bir ayda alıvermiş sizden.
AK Parti yüzde 54...
MHP tırmanışta...
Gül seçildi Onur Bey. Halk onu Çankaya'ya gönderdi. Artık önümüze bakalım, halk CHP'den yeni bir şey bekliyor. Yok hayır bu olmayacaksa, Mustafa Sarıgül'ün deyişiyle Allah'ını seversen sus!
Türkiye"nin rahat bir nefes alması için lütfen sus Onur Bey!