BIST 9.673
DOLAR 35,27
EURO 36,70
ALTIN 2.968,48
HABER /  GÜNCEL

Sakarya Üniversitesi'nde kongre

Bu yıl dördüncüsü yapılan "4. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi" 15-16 Eylül tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi'nde çok sayıda katılımcı ile gerçekleştirildi.

Abone ol

Bu yıl dördüncüsü yapılan “4. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi” 15-16 Eylül tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından, 42 farklı üniversiteden 125 akademisyen ve araştırmacının 64 bildiri ile katılmasıyla Kartepe’de gerçekleşmiştir. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi’nin amacı, Türkiye’nin bilgi ekonomisi ve bilgi yönetiminde sanayi toplumu alışkanlıklarından yeni çağın bilgiye dayalı zorunluluk, dinamik ve yeteneklerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasına katkı sağlamaktır. Bunun için kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının faydalanabileceği ve projelendirebileceği araştırmalar yapmak, öneriler geliştirmek ve bilgi bazlı düşünme ve uygulamaların yaygınlaşmasına yardımcı olmak ve ulaşılan sonuçları kamuoyuna açıklamak kongremizin amaçları arasındadır. Bu çerçevede, Kartepe The Green Park Hotels’de 15-16 Eylül’de iki gün boyunca 17 oturumda ülkenin bu konuda çalışan uzman bilim adamlarının katılımıyla gerçekleşen sunum ve tartışmalar “Türkiye Bilgi Toplumu’nun Neresinde?” adlı bir açılış paneli ile başladı. Panelde Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kemal İnan, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Altan, ve KOSGEB İdaresinden Erkan Gürkan’dan konuşmacı olarak yer aldılar. Paneli Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yönetti. Eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal’dan bu yana pek rastlanmayan devlet büyüklerinin panel yönetmesini Binali Yıldırım tekrar başlattı. Dört konuşmacı da, son yıllarda enformasyon teknolojilerinin kullanımın yaygınlaşmasına rağmen, Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında çok iyi bir durumda olmadığını vurgulayarak, bu alanda kamu, özel sektör ve sivil toplum kurumlarının sistematik çalışmalar yapmasını gerektiğini ifade ettiler. Sabancı Üniversitesi’nden İnan, Türkiye’nin enformasyon teknolojileri kullanma düzeyinin giderek yükseldiğini ancak enformasyon teknolojilerinin kullanımının sadece bir araç olduğunu, bilgi toplumunun belirleyici dinamiği olan bilgi üretimi konusunda ise fazla mesafe alınmadığını ileri sürdü. Bilgi toplumuna geçiş için, teknolojik alt yapı yatırımları ile birlikte bilgi üretimini fiilen yapacak insana yatırımın çok daha önemli olduğunu vurguladılar. İstanbul Üniversitesi’nden Mehmet Altan ise, bilgi toplumuna geçiş için bir zihinsel devrimin yaşanması gerektiğini belirterek, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken kol gücü yerine zihinsel gücün temel üretken kabiliyet olarak toplumda yaygınlaşması gerektiğini belirtti. Bu zihinsen üretkenliğin en somut ürünlerinin patentler olduğunu ve patent sayısı bakımından gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında, patent fakiri bir ülke olduğunuzu belirtti. KOSGEB Başkanı Erkan Gürkan ise, KOBİ’lerimizin son birkaç yıldır üretim, pazarlama, yönetim, ithalat/ihracat gibi temel fonksiyonlarını bilgi teknolojilerinden çok daha yoğun yararlanarak yaptıklarını ileri sürdü. 50 bin işletmenin stratejik yol haritalarını kendileri ile paylaştıklarını, son üç yılda ne yaptıkları ve gelecek üç yılda ne yapacakları konusunda planlı düşündüklerini söyleyerek bunun önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise, bilgisayar okur yazarlığı, internet kullanımı, iletişim altyapısının son yıllarda hızla arttığını, ancak bunun gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında hala çok düşük olduğunu söyledi. Bilgisayar ve internet kullanımının yaygınlaşması için hükümet olarak seferber olduklarını ve e-Devlet projesinin pilot uygulamalarının başladığını, en kısa zamanda da yaygınlaştıracakları belirttiler. Arkasından başlayan 17 oturumda Türkiye’nin bilgi toplumu açısından konumu aşağıdaki başlıklar çerçevesinde tartışma konusu yapıldı. 1. Bilgi, Felsefe ve Bilim Ahlakı 2. Bilgi İktidar İlişkisi 3. Bilgi ve Kariyer Yönetimi 4. Stratejik Bilgi ve Bilgi Ekonomisi 5. Yerel Yönetimler ve Bilgi 6. Bilgi ve İnsan Kaynakları Yönetimi 7. Bilgi Toplumu ve Dönüşümler 8. Bilgi Toplumu ve Kişisel Özgürlükler 9. Yeni Ekonomi, Piyasa ve Rekabet 10. Bilgi Yönetimi ve Örgütsel Davranış 11. Organizasyonlarda Bilgi Yönetimi 12. Bilgi ve Beşeri Sermaye 13. Kamu Yönetiminde Bilgi ve e-Devlet Uygulamaları 14. Yeni Ekonomi ve İktisat Teorisi 15. Postmodern Dönüşümler 16. Bilgi Teknolojileri 17. Bilgi Toplumu ve Pazarlama Sunulan bildiri ve yapılan tartışmaların sonucunda, ortaya çıkan tespit ve öneriler kısaca şunlardır: • Türkiye’nin bilgi toplumuna geçiş konusunda belli gelişmeler yaşanmasına karşın, dünyadaki birçok ülke bizden çok daha hızlı biçimde bilgi ekonomisi ve bilgi toplumuna dönüşüm sürecini yaşadığı gözlenmiştir. • Türkiye’nin daha çok bilgi teknolojilerinin kullanımına odaklanmış olduğu görülmektedir. • Türkiye’nin bilgi teknolojilerinin üretimi konusunda olduğu kadar bu teknolojilere yönelik yatırımların gerçekleştirilmesinde de yetersiz olduğu tespit edilmiştir. • Türkiye’de AR-GE, üniversite-sanayi işbirliği, yenilik ve patent üretiminde oldukça yetersiz durumdadır. • Türkiye’de AR-GE harcamaları yetersiz olup, bunu gerçekleştirecek kurumlar ve kurumlar arası iş birliğinin yetersiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır. • Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşümü konusunda hızlı bir atak yapabilmesi için: 1- Bu günkü çağdaş uygarlığın önündeki bir konumu; örneğin 2023 de ulaşılacak, net bir hedef olarak belirlemelidir. 2- Türkiye AB üyeliğinden daha öncelikli olarak bilgi toplumu olmaya odaklanmalıdır. Bilgi toplumu olma hedefi AB sürecinin bir parçası değil onun dışında ve üstünde öncelik almış bir hedef olmalıdır. Sonu açık bir AB hedefi yerine sonu çağdaş uygarlığın üstü olan bilgi toplumu hedefi ana vizyon olarak belirlenmeli ve bunun için gerekli süreçler derhal devreye sokulmalıdır. 3- Türkiye’yi bilgi toplumuna geçiş stratejisi ve politikalarını ivedilikle netleştirip en kısa zamanda uygulamaya koymalıdır. 4- Türkiye’nin bilgi toplumuna geçiş stratejisinin hazırlanmasında ve uygulanmasında kendi bilim adamı ve uzmanlarımızdan öncelikli ve ağırlıklı olarak yararlanarak öğrenme ve bilgi birikim süreçlerinin birikimli etkisinden daha yoğun biçimde yararlanılmalıdır. 5- Bilgi toplumuna geçiş için geleneksel düşünce kalıpları yerine bilgi çağının yenilikçi ve yaratıcı düşünce kalıplarına geçişi sağlayacak zihniyet devriminin yaşama geçirilebilmesi için eğitim ve öğretimin tüm kademelerinin içerik ve niteliğinin yenilenmesi gerekmektedir. 6- Bilgi toplumunu getirdiği hız, verimlilik, rekabet, kalite ve yenilik süreçlerini etkin biçimde yakalayabilmek için işletme ve kurumlarımızı hızlı ve nitelikli eğitim, öğrenim, geliştirme ve dönüşüm süreçlerine taşıyacak mikro politikalar acilen uygulamaya konulmalıdır. 7- Bilgi toplumunda ekonomik birimler arası etkileşim ve iş birliğinin öncelikli konumu dikkate alınarak birimler arası ağ-etkileşiminin yoğun biçimde teşvik edilmesi amaçlanmalıdır. 8- Küresel bağlantıları olan ulusal yenilik ağlarının etkin biçimde kuruluş ve işleyişi sağlanmalıdır. 9- Kalkınmanın değişen içerik ve niteliği dikkate alınarak bilgi birikimi ve yerel potansiyelleri değerlendiren yeni bir kalkınma anlayışının kurumlaşması acilen sağlanmalıdır. 10- Bilgi toplumunun her alanda demokratik ve etkin katılıma dayandığının bilincinde olarak, her düzeyde tüm tarafların işbirliğine dayalı sinerjik toplumun yaratılması için çalışılmalıdır. Sonuç Bilgi toplumuna dönüşüm; topyekun bir süreç olup, toplumun tüm kurum ve sistemleriyle yeni bir anlayış içinde ve yine tüm kurumların etkin katılımıyla gerçekleşebilecek bütüncül düşünülmesi gereken bir olgudur. Bilgi toplumuna dönüşüm, sanayi uygarlığına dönüşümden çok daha köklü ve hızlı sonuçlar yaratıyor. Bunun bilincinde olarak, yaşanacak her türlü gecikmenin tarihsel sorumluluğunu dikkate alarak, bir an önce hepimizin ülkemizi bilgi toplumuna taşıyabilmek için harekete geçmesi gerekmektedir.