BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Şair Karabucak isyan etti

Naif sanatın usta ressam ve şairlerinden Hikmet Karabucak, Türkiye'de sanata daha çok önem verilmesi gerektiğini belirtti.

Abone ol

Karabucak, bunun yolunun da çocuklarımıza vereceğimiz sevgiden geçeceğini söyledi. Yurt içinde ve yurt dışında 18 kişisel resim sergisi açarak kendine özgü sanatıyla uluslararası sanatçı düzeyine ulaşan ve şimdiye kadar 16 ödül kazanan naif sanatçı Hikmet Karabucak, Türkiye'nin sanatla da ön plana çıkabileceğini belirterek, "Bunun için çocuklarımıza ana okulundan başlayarak sevgi aşıları yapalım. Onların yeteneklerini keşfederek yüreklendirelim, yönlendirelim" dedi. Karabucak, naif resmin, özgür, kendine özgü tekniklerle geliştirilen, mekanikleşme ve karmaşaya tepki olarak doğal ve yapmacıksız yalınlığın ön plana çıktığı özellikleri bünyesinde topladığını, bu tür resimlerde canlı renkler, belirgin şekiller ve ince ayrıntıların ağır bastığını belirtti. Eğitim düzeyi arttıkça naif resim yapanların azaldığını, yeni resimde ışık, gölge, perspektif oyunlarının devreye girdiğini, buna tepki olarak Türk resim sanatının öncülerinden Fahir Aksoy rehberliğinde, "Türk Naifleri" adlı ressam topluluğunun oluştuğunu anlatan Karabucak, şimdiye kadar bu tarzdaki resimlerinin yer aldığı Hollanda, Fransa, İtalya ve Avusturya'da düzenlediği sergilerin yoğun ilgi gördüğünü belirtti. Karabucak, "Özellikle Viyana Amerlinghauz Kültür Merkezi tarafından, 'Türkiye'de Günlük Yaşam' başlığı altında düzenlenen sergim olağanüstüydü. Viyana sokakları benim afişlerimle süslenmişti. Türk sanatçısı olarak ülkem adına gurur duydum" diye konuştu. "RESİM VE ŞİİR YAN YANA" Renkli iç dünyasını ve halk kültürünü renk renk, dize dize işleyerek resim sanatında uluslararası düzeyde tanınan bir isim haline gelen Hikmet Karabucak, naif resmin, çocuksu bir duyarlılık ve masum bir çekicilik taşıdığını, bu nedenle naif sergi gezmenin mutluluk verici olduğunu, izleyici ve alıcı bakımından da ilgi gördüğünü kaydetti. Karabucak resim yapma sürecini anlatırken de şunları söyledi: "Resim yapmadan önce bir şeylerin etkisinde kalırım zaman zaman. Bu etkiler, aylar yıllar önce olsa da hafızamda saklı kalır. Şiirini yazarım boşalamam, resimleme duygum ağır bastığında yine o zamana döner, düşünür ve yaşarım. Heyecanım doruğa çıktığında çizerim, alt yapısını hazırlar ötekilerin çizimine geçerim. Arka arkaya içimin düğümleri çözülür, en az on resimle boyamaya başlarım. Onlarla konuşur, koklaşır ve etkilendiğim zamanları doyasıya yaşarım." Mayıs ayında Romanya'da, ardından Bodrum ve İtalya'da düzenlenecek karma ve kişisel sergilerine katılacak olan Hikmet Karabucak, resmin yanı sıra naif şiirler de yazıyor. Karabucak, "'Sanatta tek yönlülük olmaz' derler. Bende resimle şiir özdeşleşti. El ele yola çıktıklarında eserlerin tadı başka oluyor. Duygulandığımda o şiiri yazmazsam huzursuz olurum. Aradan uzun süre geçse de yine yazar ve böylece yapacağım resmin temelini atarım" dedi. Türk kültür ve sanatının dünyaya tanıtılabilmesi için bir devlet politikası oluşturulması gerektiğini vurgulayan Karabucak, "Bunun için öncelikle çocuklarımıza ana okulundan başlayarak sevgi aşıları yapalım. Onların yeteneklerini keşfederek yüreklendirelim, yönlendirelim. Sistem onları köreltmesin ve yeteneklerini en üst boyutlara taşıyabilecekleri ortamı hazırlasın. Güzel olan her şeyin temelinde sevginin can suyu olduğu unutulmasın" diye konuştu.