AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kısa sürede toplanarak, Sur...
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kısa sürede toplanarak, Suriye’deki iç çatışmanın komşu ülkelere de zarar verdiğini düşünerek gerekli tedbirleri almalıdır ve bizim beklentimiz de budur” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin, Karabük’te gazetecilere yaptığı açıklamada, dün Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen bombalı saldırıyla ilgili olarak gözaltına alınanlardan bazılarının, Şam yönetimi ve istihbaratıyla bağlantılı olduğunu söyledi.
Dün yaşanan olaya emniyet güçlerinin ve başsavcılığın el koyduğunu da belirten Şahin, “Bu olayı kim gerçekleştirdi ve arkasında kim olduğuna dair çok ciddi çalışma yapılıyor. Zanlı olarak 9 kişi gözaltında. İçişleri Bakanımızın açıklamasına göre bunlardan birkaç tanesinin Şam yönetimi ile istihbaratı ile bağlantılı olduğuna dair bilgiler vermişler. Bütün bu bilgiler ışığında kim, kimler, hangi amaçla bu eylemi yaptı ortaya çıkarılacaktır. Suriye’de Şam yönetimine, Beşar Esad yönetimine karşı halkın olumsuz yaklaşımı sonucu, memnuniyetsizliği sonucu bir iç savaş çıktı. Şam yönetimi ve iş başındaki Esad yönetimi, halkın demokrasi isteklerini baskı ile, silahla ve bombalarla susturmaya çalıştı. 3 yıla yakın süredir Suriye’de iç çatışma bütün acımasızlığıyla devam ediyor. Suriyeliler komşu ülkelere ve Türkiye’ye sığındı. Onlara kapımızı açtık ve bu durum insani bir durumdur. Türkiye halkı ve Suriye halkı kardeştir. 200 bini aşkın insanı bizim sınırlarımız içerisinde misafir ediyoruz. Şam yönetimi bundan memnun olmayabilir. Suriye’den kaçıp gelen insanlarımıza, Türk halkının ve hükümetinin sahip çıkıyor olması, Şam yönetimini rahatsız ediyor olabilir. Bu eylemin amaçlarından bir tanesi. Özellikle Hatay ve çevresinde kalan Suriyelilerle bizim halkın arasını açmaya çalışıyorlar. Nitekim dün bir takım eylemler de oldu. Bu eylemi yapan kişiler oranın yerli yöneticileri tarafında teskin edilmişlerdir. Böylece Suriyelilerin Türkiye’de rahatlıkla bulunmamaları gerektiğini göstermek istemiştir bu eylemi yapanlar. Türk halkının Suriyelileri istemiyoruz demelerini sağlamak için bu eylemin yapıldığını düşünüyorum. Başka nedenleri de olabilir. Türkiye’de iç barışı temin edecek, terör sorununu Türkiye’nin gündeminden çıkaracak çözüm süreci diye bir süreç başladı. Bazı komşularımız Türkiye’nin terör sorunundan rahatsızlık duyduklarını, değişik vesilelerle ifade ediyorlar. Suriye’nin ve yönetiminin başından beri, babası Hafız Esad döneminden bu yana PKK terörüne destek verdiğini herkes veriyor. Beka vadisinde palazlandı bu terör örgütü. Suriye hep terör örgütünü desteklemiş bir ülkedir. Türkiye’nin hep başı bu terör örgütü vesileleri ile belada olsun istemiştir. Huzursuz olmamızı bir dış politika hedefi olarak görmüş olabilirler. O nedenle böyle bir eylem gerçekleştirmekle Türkiye’nin huzursuzluğuna bir katkı da kendileri yapmak istemiş olabilir. Benim asıl üzüldüğüm noktalardan bir tanesi de, İranlı yöneticilerin gizli veya açık olarak PKK terör militanlarına haber göndererek, -siz niye silah bırakıyorsunuz diye- bunun doğru olmamasını temenni ediyor ve bu komşulukla da bağdaşmıyor. Şam yönetimine Tahran yönetiminin de baştan sona destek veriyor olması, onların komşuluk anlayışı bakımından, onlar açısından çok kötü bir durum olsa gerek. Beşar Esad, döktüğü kanda boğulacaktır” ifadelerini kullandı.
Mehmet Ali Şahin, Türkiye’de veya dünyanın başka bir yerinde insan hakları kriterlerine aykırı uygulamalar yapılıyorsa, şimdi Suriye’de olduğu gibi insan katliamı gerçekleşiyorsa, Birleşmiş Milletler’in bütün bu olaylar karşısında sessiz kalmaması gerektiğini de hatırlatarak, “Birleşmiş Milletler üzerine düşeni yapmalıdır. Çünkü o örgüt, zaten sorunları çözmek için vardır. Dünyanın bir bölgesinde insanlık dramı yaşanıyorsa ve hala devam ediyorsa, BM bu olaya ve olaylara seyirci kalmamalıdır. Aslında işin içine girdi ve bir takım insanları görevlendirdi ama bir sonuç alınmadı. BM Güvenlik Konseyi kısa sürede toplanarak, komşu ülkelere de bu Suriye’deki iç çatışmanın zarar verdiğini de düşünerek, gerekli tedbirleri almalıdır. Bizim beklentimiz budur. BM’nin ve Güvenlik Konseyi’nin herhangi bir kararı olmaksızın, bir ülkenin Suriye’ye dönük bir operasyonunun, hukuki bakımından tartışma olacağını düşünüyorum. ABD’nin tek başına böyle bir davranışta bulunacağını sanmıyorum. Bir ulusal basın ajansı Başbakanımızın ağzından, Amerika buraya askeri müdahalede bulunursa biz de yardımcı oluruz diye bir haber çıktı. Bu haberi Başbakanımız ve Başbakanlık yalanladı. Uluslararası hukuk çerçevesinde bu konuya yaklaşmak ve çözüm bulmak gerek. O nedenle BM’ye vurgu yapıyoruz” diye konuştu.
Hizbullah’ın Beşar Esad ve yönetimine açık şekilde destek verdiğinin hatırlatılması üzerine ise Şahin, şunları söyledi:
“Maalesef destek ve işbirlikleri mezhebi bir nedenle olmaktadır. Bir mezhep dayanışmasıdır. O mezhep dayanışmasının ben siyasi dayanışma olduğunu kanaatindeyim. İslam dini bu tür insanlık dışı muamelelere asla izin vermeyen bir dindir. Hem İslam dinine bağlı olduğunuzu söyleyeceksiniz, ama mezhebi taassupla bütün bu yanlışlıkları görmezden gelip bir dayanışma içinde olacaksınız. O mezhebi anlayışı, dünya kamuoyu tarafından çok ciddi bir şekilde sorgulanır.”