BIST 9.662
DOLAR 35,22
EURO 36,74
ALTIN 2.963,71
HABER /  DÜNYA

Şahin: Bu anayasanın en önemli...”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Bu anayasanın en önemli maddeleri yasama sorumluluğu ve dokunulmazlıktır” dedi.<br/>Anay...

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Bu anayasanın en önemli maddeleri yasama sorumluluğu ve dokunulmazlıktır” dedi.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun bugünkü toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin, “Genellikle milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili suçüstü hali ve ağır ceza gerektiren suçlar istisna idi. Bunun yeterli olmayacağı kanaatine vardık. Uzman arkadaşlarımız Türk Ceza Kanunda bir inceleme yaparak alt sınırı 10 yıl üzerinde olan suçlar hangileridir, bunlarla ilgili değerlendirme yapacaklar. Amaç, bu tür suçların dokunulmazlık kapsamı dışında kalıp kalmayacağını değerlendirmek. Çünkü bu anayasanın en önemli maddelerinden bir tanesi yasama sorumluluğu ve dokunulmazlıktır. Son zamanlarda tutuklu milletvekilleri konusuyla da gündeme gelen bir maddedir. Üzerinde hassasiyetle duruyoruz” şeklinde konuştu.
BDP’li Önder’in ‘Bulgaristan modeli’ örneğini değerlendiren Şahin, “Eğitim ve öğrenim hakkı ve özgürlüğüyle ilgili madde üzerinde çalışırken, BDP’nin ana dilde eğitim talebi var. Biz ana dilinin öğrenilmesi konusunda farklı bir görüşte değiliz zaten uygulamaları başladı. Bulgar Anayasası uygulanabilir nitelikte görüldü bazı arkadaşlar tarafından. Pazartesi saat 14.00’te görüşüldüğünde değerlendirilecek. Bunun üzerinde komisyon olarak durmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bugün milletvekili sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı maddesi üzerinde değerlendirme yapıldığını belirten MHP Konya Milletvekili Faruk Bal ise, “Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmalar eskiden sadece cezai anlamda sorumsuzluğu kapsıyordu, bu hukuki sorumsuzluğu da eklenerek genişletildi. Hakaret içerirse tazminat davası açılabilir. Bir istisnada sövme suçu, biz bu maddeye karşı çıktık. Milletvekilinin sorumsuzluğu kürsü sorumsuzluğu ile sınırlıdır. Hukuki sorumsuzluğu ortadan kaldıracak şekilde değiştirilemez. Milletvekili dokunulmazlığı maddesinde sorunlar vardı. Bunların düzeltilmesini istedik. Anayasanın 14. maddesine atıfta bulunan hükmü vardı bu da olmayacağına göre bu atıf boşta kalıyor. Bunun yerine biz terörü ve şiddet içeren suçlar ile suçüstü hallerde dokunulmazlığın olmaması yönündedir. Bir metin üzerinde tam mutabakat sağlanamadı. BDP’nin önerdiği ‘Bulgaristan modeli’ ciddi bir model değildir” diye konuştu.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da, yasama sorumsuzluğunda bir mutabakata vardıklarını ifade ederek, “Üç parti arasında mutabakat var. MHP mutabakatın dışında kaldı. Sövme eylemi sorumsuzluk kapsamı dışındadır diyoruz. Hakaret ile sövmenin iç içe geçmesinden kaynaklanan bir takım belirsizlikleri gidermeyi amaçlıyoruz. Dokunulmazlıkta yine 3 partinin belirli bir yaklaşımı var. MHP biraz daha farklı yaklaşım içerisinde. Belli aşamada meclis tarafından yargılama izninin verilmesi ama tutuklamak izninin verilmemesi. Adam öldürmeye ilişkin suçüstü hali dışında. Tutuksuz yargılamanın yapılması bu noktada biraz daha çalışma yapılacak. Biz resmi dilin ve anadilde eğitimin Türkçe olmalı diyoruz. İnsanlar kendi kültürünü öğrenmeli yaşamalı ana dilini öğrenmeli. Bu kavramlar birbirinin içine giydirilerek tartışıldığı için bir kutuplaşma olduğunu görüyoruz” açıklamasında bulundu.
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de Bulgaristan modeli değil, Türkiye modeli ifadesini kullanarak şöyle konuştu:
“Zora girme sinyalleri veren bir süreç var. Türkçe’nin resmi dil olması ortadan kalkar mı? Bizim bu tıkanıklığı aşmak için, çözümdür bu, Türk’ün endişesini Kürt’ün haysiyetini iki fıkra altında teminat altına almak. Bir halkın izzeti şerefi dilidir. Bu şekilde ikili düzenlemeler Güney Afrika Anayasasında var. Pazartesiye kadar, bu meseleyi çözüme kavuşturmak için yeni bir zemin yaratma derdindeyiz. Meseleyi çözüme kavuşturma aynı zamanda barışımızı güvence altına alma çabasıdır. Burası Türkiye kendimize özgü şartlarımız var. Zor yakaladığımız barış zeminini korumak zorundayız. Durduğumuz nokta burasıdır.”