CHP seçmenlerine seslenen Ezgi Başaran günün en çarpıcı Ana Muhalefet eleştirisine imza atarken 8 aylık bebeği ile CHP arasındaki benzerlikleri sıraladı...
Abone olİNTERNETHABER.COM
Radikal yazarı Ezgi Başaran CHP'nin Meclis'te kitapçık fırlatma eylemini yorumladığı yazısında CHP seçmenlerinin yoğunlaştığı sahillere seslenerek Ana Muhalafet Partisi'ne çarpıcı eleştiriler kaleme aldı.
CHP'Lİ SEÇMENLERE SORDU: İKİ RESİM ARASINDA FAR VAR MI?
8 aylık bir çocuğu olduğunu yazarak söze başlayan Başaran, bebeğinin davranışları ile CHP'nin politikaları arasındaki benzerliğe dikkat çekti ve hem bebeğinin hem de CHP'li vekilin kitapçık fırlattığı anın fotoğraflarını yan yana köşesinde yayınladı. Başaran iki resim arasında "hayatla olan bağlantı ve dünyayı algılama yeteneği bakımlarından" bir fark olmadığını vurguladıktan sonra CHP'li seçmenlere seslendi ve "Sahiller cevaplasın: Bu iki resim arasındaki fark nedir?" diye sordu.
İşte Başaran'nın CHP seçmenlerine seslendiği yazı:
BİR BENİM OĞLANA BİR DE CHP'YE BAKIN
Bir havada uçuşan bu tüzük kitapçığına... Bir de meyve yemek isterken kaseyi yanlışlıkla kafasına geçiren benim 8 aylık oğlanın fotoğrafına... Arada bir fark görüyorsanız...
Benim oğlan henüz hiç bir şey yapamıyor.
Yemeğini kendisi yiyemiyor.
Kakasını çişini tutamıyor.
Üstünü giyip çıkaramıyor.
Temizliğini yapamıyor.
Tek kelime konuşamıyor.
Az biraz emekliyor, hiç yürüyemiyor.
Ayakta bile duramıyor.
Derdini anlatamıyor.
Ya ne yapıyor?
Oyuncağını alıyor, iki kere silkeliyor, sonra hooop, fırlatıp atıyor.
Ne bu şimdi?
Hiç. Manada hiçlik.
Benim oğlanın bu durumuna endişelenmiyoruz anası babası babaannesi anneannesi dedesi teyzesi dayısı olarak.
Deniz’in bizi anlamaması, seviyeli bir iletişime geçmemesi, atma fırlatma itme kakma bağırma çağırma ile işleri halletme yoluna gitmesini normal karşılıyoruz.
Zira oğlan 8 aylık.
CHP ŞİMDİYE KADAR NE YAPTI?
Diğer taraftan…
Daima emeklemeyen, bir türlü ayaklanamayan, derdimizi anlamayan ve derdini anlatamayan bir yıllanmış insanlar grubuyla karşı karşıyayız. Yıllar yıllar yıllardır.
Rakibi hakkında hiç de karmaşık olmayan, son derece aleni, son derece açık yolsuzluk şüpheleri varken…
Rakibi, gücüne güç katan ortağıyla köprüleri feci atmışken, tüm kirli çamaşırlar ortaya saçılmışken…
Ne yaptı? Bunların hiç birini halka anlatamadı. Sadece bunu değil, kendi hayal ettiği ülkeyle ilgili de bir hikaye bir hayal anlatamadı.
Birkaç ay arayla iki kez yenildi.
Yerel seçimlerde yenildi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ciddi taktik hataları yaparak yenildi.
Ve sonuçta ne yaptı?
Seçmenin yüzde ellisinin oy verdiği adamın Cumhurbaşkanlığı yemin töreni öncesi mecliste tüzük kitapçığını fırlattı attı.
Evet, aynı benim 8 aylık oğlum gibi, iki üç kez silkeledi, sonra da fırlattı attı.
Türkiye’nin en köklü siyasi partisinin, CHP’nin yaptığı, yapabileceği bu oldu. Evet.
DAHA FAZLASINI TALEP EDİN!
Google’a İngilizce olarak “baby throwing things” yani “bebek bir şeyler fırlatıyor” yazdığınızda karşınıza 25 milyon sonuç çıkıyor. Çoğu bu sinir bozucu davranışla baş etme önerileri içeriyor.
Öyleyse yeni Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin küllerinden doğduğu gün” dediği bugün…
Dediğimizi anlar, derdimizi anlatır diye büyük bir sebatla CHP oy veren ‘sahiller’ bu iki fotoğrafa iyi baksın.
Bir havada uçuşan bu tüzük kitapçığına…
Bir de meyve yemek isterken kaseyi yanlışlıkla kafasına geçiren benim 8 aylık oğlanın fotoğrafına…
Arada bir fark görüyorsanız… Hayatla olan bağlantı, dünyayı algılama yeteneği bakımlarından, eyvallah.
Ha görmüyorsanız, talep edin.
Genel başkan değişmesinden, protestocu ulusalcılardan, Emine Ülker Tarhan’dan, Süheyl Batum’dan, soğuk esprilerinden başka bir şeyi olmayan Muharrem İnce’den, özgürlükçü, sol ve yeni CHP vaatlerinin hiç birini karşılamayan, sözünü tutmayan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, kurultaydan, vesaireden daha fazla şey talep edin.
Yahut eskileri püskül püskül olmuş bu yeni Türkiye’ye talim edin. Hiç ağlamayın, zırlamayın, kitapları fırlatmayın. 8 aylık oğlan gibi yapmayın.
Madem öyle talim edin. Olgun ve nazik insanlar gibi.