BIST 9.368
DOLAR 34,52
EURO 36,17
ALTIN 2.983,44
HABER /  GÜNCEL

Saha dışında lig kazanma yolları

Yaptığı açıklamalarla G.Saray'dan büyük tepkiler alan Aziz Yıldırım'a Aziz Üstel de tepki gösterdi. Üstel, ligi kazanmak için saha dışı yöntemleri yazdı...

Abone ol

Aziz Üstel, "Şimdi anlaşıldı" isimli yazısında Aziz Yıldırım'a olan tepkisini dile getiriyor.

YAZI: Aziz ÜSTEL
KAYNAK:
www.pasfotomac.com.tr

Yıldırım, ligi kazanmak için "Saha dışı yöntemlere başvurmak gerektiğini" söylemişti. Şimdi bu yöntemlerin neler olduğunu birer birer görüyoruz....

Bir zamanlar, ben henüz suya "bu" derken, bir teknik direktör vardı. Adı Molnar. Macar'dı hazret; ikide bir Türkiye'ye gelir, Fenerbahçe'yi çalıştırır, zaman zaman sarı-lacivertlileri şampiyon yapar, sonra da "Ben var gelmek Finibaççe olmak kampiyonat" diye demeç verirdi gazetelere. Bu yıl ligde aynı demeci verecek çok kişi var. Örneğin Cem Papila. Cem Papila da "Ben var düdük çalmak, Finibaççe olmak kampiyonat" diyebilir. Sonra sayın Levent Bıçakcı, o da "Ben var federasyon koltuğuna oturmak, Finibaççe olmak kampiyonat" dese kim karşı çıkabilir. Ya da efendime söyleyeyim Merkez Hakem Kurulu... Onlar da topluca bir ağızdan "Biz var bu koltuklara oturmak Finibaççe olmak kampiyonat" deseler ne gam! Öyle kalkıp uzun hesaba kitaba durmaya gerek yok, alın son Trabzon maçını. Bugüne değin nerede görülmüştür bir hakemin 18 hata yapıp da bunların tümünü bir takımın lehine tecelli ettiği? Cem Papila doğru düzgün yönetse maçı Trabzon 2-1 galip gelecek, ligin seyri değişecek bir anda.

AVRUPA'DA DİYECEK KİMSE YOK
Sayın Aziz Yıldırım, kendi ağzıyla ligi kazanmak için 'saha dışı yöntemlere başvurmak gerektiğini' belirtmişti bir konuşmasında. Daha doğrusu 'Bu tür yöntemlerin geçerliliğini, yılllar sonra da olsa anladım' diyordu. Şimdi bizler bu yöntemlerin neler olduğunu birer birer görüyoruz. Amma Sezar'ın hakkını da Sezar'a vereceksiniz, seksen çuval para harcayıp ligi böylesine itiş kakışlara götürmek bayağı yönetici bilgisi ve becerisi ister. O parayla öyle bir takım kurulur ki, Türkiye Ligi'nde dalga geçer UEFA'da da en az yarı final oynardı. Tabi elinizde böyle bir takım olunca, hocanız da yanlışı gerçek belleyip düzensizliği düzenden sayınca Avrupa'da hüsranları oynarsınız. Çünkü UEFA'da "Ben var burada oturmak, Finibaççe olmak kampiyonat" diyecek kimse yok!.. Galatasaray yönetimi, hocası ve takımı bu yıl çok iyi bir sınav verdi bence. Herhalde Sayın Özhan Canaydın'ı en acımasızca gerek televizyonlarda gerekse de bu sütunlarda ben eleştirdim. Ama bu yıl ona bir şey söylemeye dilim varmıyor. Bir yandan eldeki olanakları genişleterek yarınları güvenceye alma çabası, öte yandan amatör sporları bir başka bahara havale ederek tek gelir kaynağı futbolu dipdiri ve son haftalara değin onurlu ve de erdemli bir savaşımın içine sokabilmek kolay iş değildir. Bu noktaya daha yönetime geldiği ilk yıl varabildi ama yanlış yönlendirmeler, içi boş çıkan destek vaatleri ve ta baştan buram buram yanılgı kokan seçimler onu geçmişle kavgaya yöneltti. Ne var ki kendisi de bu geçmişin ayrılmaz bir parçasıydı. Neyse dilerim bunlar gerçekten geçmişte kalsın, artık zaman hep birlikte geleceğe yürüme zamanıdır. Galatasaray'ın yoluna Hagi'yle devam edeceği haberi olumlu bir gelişmedir. Tigana ya da başka bir hoca seçimi yine kargaşaya sürüklerdi Galatasaray'ı.

GELECEK GALATASARAY'IN
Hagi hem kulübü, hem Türkiye'yi hem de bu "güzel ligi" en iyi bilen kişilerden biridir. İlk kez bir takımı bir yıl boyunca çalıştırma fırsatına kavuştu. En önemlisi Arda, Cafercan, Mülayim, Zafer, Özgürcan gibi pırlantaların değerini çok iyi biliyor. Bir başka hocaya bunları anlatmak 6 ay sürerdi en azından. Şimdi yapılacak şey eldeki takımı hem bu aslanlarla kaynaştırmak hem de 3-4 tane yeni futbolcu almak, hem de kimi eski topçulara bonservislerini vererek onları örneğin Birleşik Arap Emirlikleri'ne göndermek için fırsat yaratmaktır. Gelecek Galatasaray'- ındır. Tomas, Song, Ribery ve Mondragon sarı-kırmızılı takım için büyük değer taşıyor. Önümüzdeki yıl mutlaka Hakan Yakın'dan da yararlanılmalı. Hatta son maçlarda ona görev vermenin yolları aranmalı. Sol tarafa bir topçu şart, bir de duran toplara vurabilen, orta sahayı derleyip toplayacak biri. Ne yazık ki büyük umutlarla transfer edilen Conceiçao'nun bu kişi olmadığı anlaşıldı. Bir de içime dert olan Hasan Şaş var. Herhalde dünyayı tarasanız onun kadar iyi yürekli, efendi ve de yetenekli bir futbolcu az bulursunuz. Dilerim gelecek yıl onun eskisinden de iyi bir biçimde sahalara döndüğünü görürüz. Dedim ya gelecek Galatasaray'ın, bunu gerçekleştirmekse salt Galatasaraylıların elinde.