Sağol Paşam!
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, çok zor bir
dönemde görev yapıyor.
Onu da anlamak lazım...
Büyükanıt konuşunca ufacık bir şey büyük olay oluyor!
Sussa sustu diyorlar.
Konuşsa, iri puntolarla konuştu oluyor.
Ne yapsın Genelkurmay Başkanı?
Alın işte...
Çaktı selamı...
Gül'dü...
Ne gerekiyorsa yaptı...
Yetmedi mi daha?
Hayır!
Şu bir gerçek ki bize rahat batıyor!
Haberi batsın!
Bir bakın etrafa...
Elin adamı bizim kadar ülkesine kötülük yapıyor mu acaba?
Büyükanıt ve arkadaşları selam çaktı ya."Cumhurbaşkanı"nın yanına
"m" harfi iliştirildi ya. Bundan sonra ne olur biliyor musunuz? Bir
bahane ile Büyükanıt'a da giydirmeye başlayacağız!
Hilmi Paşa'ya yaptığımız gibi..
Ta ki yeni bir gerginlik çıkarılana kadar...
Yerse tabii!
AK Parti nasıl başarılı oldu?
LDP'nin konuşmaktan başka hiçbir şey yapmayan eski lideri Besim
Tibuk, 22 Temmuz zaferinin kulpunu bulmuş:
-Doping vardı!
Tibuk endişeli:
-Böyle çalışmaya devam etsinler yüzde 70'i
bulurlar.
Tibuk'un çalışmaktan kastı, hizmet
değil:
O'na göre, tarikatlar AK Parti'yi uçurdu.
Kömür ve erzak dağıtımı da cabası...
Peki bu doğru mu?
AK Parti doping mi kullandı, yoksa hizmetinin karşılığını mi
aldı?
Bana göre, AK Parti'yi zafere götüren en önemli neden,
teşkilatların gece gündüz çalışmasıdır.
Belediyeler ha keza..
Bakın önümüzde yerel seçimler var.
Belediyeler vızır vızır!
Muhalefet hala, 22 Temmuz öncesinde seslendirdiği şarkıları
söyleyedursun, iktidar almış başını gidiyor.
Örnek mi istiyorsunuz?
Alın size Küçükçekmece Belediyesi...
Aziz Yeniay'ın hedefi 5 yılda 183 proje gerçekleştirmekti.
Bu başarı üç yıla sığdırılmış. 2004 yılındaki Küçükçekmece'ye
rahatlıkla "eski" diyebiliyoruz şimdi.
Neden?
Bu ilçenin çehresi değişmiş çünkü! Göl bir bataklıktı
eskiden. Şimdi pırıl pırıl! Bostancı sahilinden hiçbir farkı
kalmamış Küçükçekmece Gölü'nün..
Şimdi soruyorum;
Besim Tibuk "doping" diyecek diye, Aziz Yeniay hizmet
yapmasın mı?
Verilen sözler unutulsun mu?
22 Temmuz geldi geçti...
Az önce de ifade ettiğim gibi önümüzde yerel seçimler var.
Kılıf aramayın!
Çalışın, sizin de olsun!
Mezar yeri
Şakir Abim (Süter) yaşasaydı eğer, yattığı yeri mutlaka yazardı.
İstanbul'da mezar yeri bulmak mucize... Sevgili Gülsüm Abla'nın
gönlü razı olmadı Şakir Abi'yi tıkış tıkış bir yere gömmeye!
Karacaahmet'te de başka yer olmayınca, çaresiz Çengelköy'ün yolunu
tuttuk. İyi ki öyle yapmışız! Şakir Abi'ye yakışan ebedi
istirahatgahı hakikaten yazılacak bir yer! Nefis bir mekan..
Ölen kişinin huzur bulabileceği bir alan!
Evet doğru ölünün yattığı yer toprağın altıdır neticede.. Ama,
bir de ziyaretçilerin penceresinden bakmak lazım. Hiçbirimiz
sevdiğimiz insanın tıkış tıkış bir yerde olmasını istemeyiz öyle
değil mi?
Zira, mezarlara basa basa, ziyaret gerçekleştirmek, o mezarlıkta
yatan diğer insanlara eziyettir.
Sözün özü şu:
Az önce de ifade ettiğim gibi, Şakir Abi yaşasa, bu mezarlık yerini
kesin yazardı. Ben onun yapacağını yaptım!
Mekanı cennet olsun!