Türkiye'de sağlık hizmetlerine ulaşmadan hizmet organizasyonuna, hizmet sunumuna, ücretlendirmeye kaliteye tanı ve tedaviye kadar hiçbir alanda standart yok
Abone olTürkiye-Avrupa Vakfı tarafından düzenlenen “Avrupa Birliği Müzakere Sürecinde Türkiye Sağlık Hizmetleri” konulu toplantıda konuşan Türk Hekimleri Dayanışma Vakfı 2. Başkanı Doç. Dr. Gazi Zorer, ülkemizdeki sağlık düzeyinin yükseltilmesi için standartların belirlenmesi gerektiğine işaret ederek, standartlar oluşturulmadan AB ile entegrasyonun ya da dışa açılmanın mümkün olamayacağını savundu. Doç. Dr Zorer " Sağlık hizmetlerine ulaşmada, hizmet organizasyonunda, hizmet sunumunda, ücretlendirmede, asgari teminat paketinde, eğitimde, etikte, hukuksal alanda, kayıt, tanı ve tedavide, sonuçların ölçülmesinde ve kalitede standart oluşturulmalıdır" dedi. "EĞİTİMDE BİLE STANDART YOK" Türkiye’ de 52 tıp fakültesi olduğuna ve her birinde kendine özel eğitim programı uygulandığına, bunları kontrol edecek bir mekanizmanın bulunmadığına dikkat çeken Zorer, Anadolu’ da açılan alt yapısı bile olmayan hastanelerde verilen uzmanlık eğitiminin sorgulanması gerektiğini söyledi. Tanıda izlenecek basamak sisteminin belli olduğunu, ancak buna uyulmaması yüzünden gereksiz tetkikler yapıldığını da anımsatan Doç. Dr. Gazi Zorer, şöyle konuştu: " Hastaya zaman ayırıp muayene etmeden tetkik isteniyor. Hatta dizi ağrıyandan röntgen yerine MR isteyen hekimler var. SSK Samatya Hastanesi’ nde başhekimliğim sırasında biyokimya sorumlusunun isteği üzerine bir çalışma yapıldı. İstenen 100 tetkikten 96’ sının normal çıktığı görüldü. Yani hekim hastayı muayene etmeden tetkike göndermiş. Tanıda izlenecek yolların standartının belirlenmesi ve herkesin buna uyması gereksiz tetkikleri önleyecek, maliyeti de düşürecektir. Aslında ülkemizin öz kaynakları, gelişmişlik düzeyi, ulusal çıkarları göz önünde tutularak mal-hizmet üretenlerin, hizmet alanların, hizmeti sunanların birlikte olduğu bağımsız kurullar oluşturulmalı, bu kurullar standartları tesbit etmelidir. Sağlıkta ulusal program hazırlanmalıdır. TTB, TEB, TDB ve odaları başta olmak üzere tüm meslek kuruluşları, YÖK, uzmanlık dernekleri işbirliği yapmalıdır. Yoksa siyasetin gölgesinde bu işler yapılamaz." Kaynak: www.sagliginsesi.com