BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,57
ALTIN 2.959,13
HABER /  GÜNCEL

Sağlık dünyasını karıştıran tazminat

Ameliyat masasında ölüm, "Sağlık Dünyası"nı karıştırdı. Mahkemenin bakanlığa kestiği 300 milyarlık tazminat, en yüksek kurumdan en alttaki kişiye indirgendi.

Abone ol

Sağlık Bakanlığı, ilginç bir uygula- maya imza attı. Ameliyat sırasında ölen bir hasta için mahkemenin verdiği 300 milyar liralık tazminatı İstanbul Sağlık Müdürlüğü’ne havale etti, müdürlük de dönemin bürokrat- larına. Hepsinin gerekçesi aynı...

Anayasa’nın 40. maddesinin son fıkrasına göre, herhangi bir devlet kurumunda oluşan hatadan dolayı meydana gelebilecek cezalar ilgili memura rücu edilebiliyor. Yıllardır var olan ancak uygulanmayan bu düzenlemeyi, Sağlık Bakanlığı hayata geçirdi. Özel bir hastanede guatr ameliyatı sırasında ölen kadınla ilgili 300 milyar liralık tazminatın faturasını olayın direkt sorumlularına kesti. “Sağlık Bakanlığı özel hastaneleri denetlemekle yükümlüdür. Olayda denetim ihmali vardır.” şeklindeki gerekçenin davanın tazminatla sonuçlanmasına yol açtığının altını çizen bakanlık, bundan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nü sorumlu tuttu. Tazminatı Anayasa’nın 40. maddesi uyarınca müdürlüğe ‘rücu’ (sorumlulara geri dönme) etti. Müdürlük de aynı yöntemi kullandı. Söz konusu özel hastanenin kurulduğu günden ölümle sonuçlanan ameliyatın gerçekleştiği tarihler arasındaki sağlık müdürleri, müdür yardımcıları ve tedavi hizmetlerinden sorumlu şube müdürlerinden oluşan bir liste hazırladı. 300 milyar liralık tazminatın bu listedeki isimlerce ödenmesini kararlaştırdı. Şimdi bürokratlar tazminattan nasıl kurtulacaklarını veya nasıl ödeyeceklerini düşünüyor. Alınan bilgilere göre müdürlüğün listesi Sağlık Bakanlığı’na ulaştı. Tazminatın bürokratlardan ne şekilde tahsil edileceğine bakanlık karar verecek.

Olay İstanbul’daki Özel Doğaner Hastanesi’nde 8 Ekim 2000 tarihinde yapılan bir guatr ameliyatıyla başladı. 32 yaşındaki Hatice Eşiyok, ameliyat sırasında drenaj borusunun kısa olması yüzünden kendi kanıyla boğularak hayatını kaybetti. Eşiyok’un ailesi ameliyatı gerçekleştiren doktor, hastane ve Sağlık Bakanlığı aleyhine dava açtı. İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nde görülen davada ilginç bir karar çıktı. “Hizmetin kötü, geç veya hiç yapılmaması durumunda idarenin kusurlu olacağı’ belirtildi. Kararda hastanenin 1981, 1991 ve 1996 yıllarında denetlendiği ve noksanlık tespit edilmediği halde, ameliyat tarihinde birçok eksiğin bulunduğuna dikkat çekildi. Sonuç olarak, 23 Haziran 2004’te çıkan karar- da idarenin gerekli denetimleri yapmama- sı sebebiyle Sağlık Bakanlığı, 300 milyar lira tazminata mahkum edildi.

Bu miktarı ağır bulan bakanlık, tazminatı olayın gerçekleştiği İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nün ödemesi gerektiğine karar verdi. Cezayı il müdürlüğüne rücu eden bakanlık 81 ilin sağlık müdürlüklerine de bir uyarı yazısı gönderdi, denetimlerin düzenli bir şekilde yapılmasını istedi.

İstanbul Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ise 300 milyar liralık tazminatın kurum bütçesinden ödenmesine karşı çıktı. Cezanın, denetimden sorumlu olan, ancak yeterli denetimi yapmayan görevliler tarafından karşılanması fikri benimsendi. Özel Doğaner Hastanesi’nin kurulduğu tarihten olayın yaşandığı tarihe kadar geçen süre içinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, özel hastanelerin denetiminden sorumlu Müdür Yardımcılığı ile Tedavi Hizmetleri Şube Müdürlüğü görevini yürütenlerin listesini çıkardı. Sağlık Müdürlüğü şimdi 300 milyarlık tazminatı bu isimlerden tahsil etmenin formülünü arıyor. Müdürlük yetkilileri, vatandaşların eskiden olayların üstüne gitmediğini belirtirken, artık en küçük bir sorunda bile tazminat davası açıldığına dikkat çekiyor. Tazminatın ilgili personel tarafından karşılanmasının olumlu ve olumsuz yönleri olduğuna işaret edilirken, “Büyük miktardaki tazminat bir devlet memurunun mali durumunu çok aşar. Ancak denetim görevini tam olarak yapma konusunda uygulama etkili olur.” deniliyor.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar imzasıyla 18.01.2005 tarihinde yayınlanan “hizmet kusuru” konulu genelgede de sağlık hizmetlerinin kalitisenin iyileştirilmesi yönünde olumlu sonuçlar alındığı belirtiliyor. Genelgede bakanlık aleyhine açılan davalarla ilgili şu bilgilere yer veriliyor: “Alınan olumlu neticelerle birlikte sağlığın hata kabul etmeyen hizmetlerin başında gelmesi ve hizmet alan kesimin beklentilerinin giderek artması nedeniyle yataklı tedavi kurumlarımızda işlenen kusurlara bağlı bakanlığımız aleyhine açılan davalarda son zamanlarda artış yaşanmaktadır. bakanlığımız, bu davalar sebebiyle büyük miktarlarda tazminat ödenmesi durumuyla karşı karşıya kalabilmektedir. Bakanlıkça ödenen ve Hazine zararı niteliğinde olan bu tazminatların Anayasa’nın 40 ve 129. maddeleri uyarınca müsebbip ve mesul kamu görevlisinden rücuan tahsili cihetine gidilmektedir.”

Tıp hukuku açısından gelişmiş ülkelerde hekim hatalarından kaynaklanan tazminatları sorumlu hekim ödüyor. Malpraktis Yasası (Hastanın hekim ya da yardımcı sağlık personeli tarafından zarar görecek şekilde yanlış tedavi edilmesi; hatalı tedavi) olarak bilinen düzenleme, Türkiye’de uzun yıllardır tartışılmasına rağmen henüz hayata geçmedi. Bu yasa gereğince birçok ülkede hekimler meslekî hatalara karşı sigortalı hale geliyor. Tedavi sırasında oluşan sakatlanma ya da ölüm durumlarında tazminatı sigorta şirketi karşılıyor.


En çok davalık olan tıbbi hatalar

Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nin verdiği bilgilere göre, açılan tazminat davalarındaki hizmet kusuru ve tıbbi hatalar şöyle: Ameliyat sırasında vücutta alet ve kompres unutma sebebiyle ikinci bir ameliyat geçirme. Doğumda anne-bebek ölümü. Doğumda bebek sakatlanması. İntra Müsküler Enjeksiyon sonrası sakatlanma. Ortopedi, cerrahi ya da jinekolojik ameliyatlar sonrası sakatlanma.


Devlet yetkiyi Anayasa’dan alıyor

Temel hak ve hürriyetlerin korunması ile ilgili hükümler - Madde 40: Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. Kişinin resmi görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.

Anayasa’da kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler - Madde 129: Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.

Haber : Abdullah Dirican
Kaynak :