Şafak Pavey'in özgürlük anlayışı...
AK Partili 4 milletvekilinin Meclis'e başörtüsü ile geldikleri gün bir konuşma yapan Şafak Pavey'in sözleri uzun süre konuşulmuştu.
AK Partili 4 milletvekilinin Meclis'e başörtüsü ile geldikleri
gün bir konuşma yapan Şafak Pavey'in sözleri uzun süre
konuşulmuştu.
Aslında o gün yazmak istedim ama araya başka konu girince geçti
gitti. Dün gece bir televizyon kanalında izledim.
Geçtiğimiz yıllarda geçirdiği o talihsiz kazadan sonra Erdoğan'ın
kendisini ziyaret etmesi hakkında ilginç bir yorumda bulununca,
yazmadan geçemedim.
"Sayın Başbakan kazadan sonra zarafet örneği gösterip beni
hastanede ziyaret etmişti. Tekrar teşekkür ediyorum bunun için. Ama
insani ilişkilerin siyasi rekabete malzeme yapılıp medet umulmasını
anlamış değilim. Bir hasta ziyareti karşılığında dünya görüşümü
değiştirmem mi gerekiyor? Bunu anlamış değilim"
diyordu.
Sadece bu mu?
İnsan hakları , kölelik falan derken lafı gediğine koyup,
"Gay, lezbiyen, biseksüel kişilerin de evlenme
hakkı olması gerekir" diyerek
özgürlüklere bakışını ortaya koyuyordu..
O konuşurken peşin peşin alkışlayan kuru kafaları izledikçe gülesim
geldi. Netice itibari ile kafa CHP kafası.
Karşısındakini aşağılayan, saygıyı,özgürlüğü sadece ama sadece
kendisine isteyen hastalıklı bir zihniyetten başka ne
bekleyebilirsiniz ki?
Hem başörtülüler 80 yıl Meclis'e giremezken üç maymunu
oynayacaksınız. Hem de 2 yıl o Meclis'e pantolonla giremediniz diye
vicdanlara çekiç gibi inmeye çabalayacaksınız.
Hem "Bu hükümet zamanında ben pantolonla Meclis'e
gelemedim" diyeceksiniz, hem de "Pantolon yasası
çıkarırsak, türbanla da Meclis'e gelirler. Ses etme
Şafak!" diyen partidaşlarınızdan bahsetmeyeceksiniz.
Hem "Aynı evde kalan kız ve erkeklere özgürlük"
diyeceksiniz. Hem de Çamlıca'da sevdiğini öpen başörtülü kadına
adeta ortalık malı muamelesi yapıp, "O çok özgür davranırsa
böyle rezil ederim" diye aşağılayacaksınız.
Hem Başbakan'a "Dolmabahçe'de oturup gemiden inen kadınları
dikizliyor" diyen genel başkanınızı alkışlayacaksınız. Hem
de Çamlıca'nın tepesinde öpüşenleri dikizleyeceksiniz!.
Hem, "Başbakan beni hastanede ziyaret etti diye dünya
görüşüm mü değişecekti yani?" diyeceksiniz. Hem de
başörtülü ve inançlı insanların dünya ve ahiret görüşünü
değiştirmeye kalkan "ikna odalarının mucidi Nur
Serter" ile aynı safta yer alacaksınız.
Sonra da, "Bu özgürlükleri yaşıyorsanız Atatürk sayesinde
yaşıyorsunuz" diyerek bir bir ülkenin yarısını Atatürk
düşmanı ve vatan haini olarak ilan edeceksiniz. Barbara gibi
yaşayıp, Deborah adetlerini halka dayayıp, Scarlett'i
kadınlara idol olarak gösterip, sonra da "Bak Atatürk
olmasa senin adın Olivia olurdu" diyeceksiniz.
"Ah Susan! Keşke bir sussan da haline baksan"
demezler mi?
Sahi şu özgürlük dediğiniz lanet olası şey sadece CHP'lilere mi
mahsus bu coğrafyada?
Sorarlar adama, "80 yıldır bize çok görülen haklarımızı,
yaşadığımız zulmü kime borçluyuz? Atatürk'ün verdiklerini nimet
olarak sayıyorsanız, Atatürk'ün adını kullanarak vermediklerinizin
faturasını kime keselim?" diye sorarlar.
Artık bu millete, "Sen Atatürk sayesinde bu
haldesin" şeklindeki o aşağılayıcı, sindirici,
ötekileştirici kirli cümleyi dayatamazsınız.
Bunu hala anlamadınız mı?
Sizin nazarınızda kabul görecek hangi cümleyi kursun bu insanlar
onu söyleyin bari? İlla sizin söylediğiniz gibi,
"Olmasaydın, olmazdık" diyerek Allah'ı mı inkar
etsinler?
İlla sizin yaptığınız gibi öz be öz ecdatları olan Osmanlı'ya küfür
mü etsinler? Kanuni'yi, Yavuz'u, Sultan Fatih'i reddettiklerinde,
Abdülhamit'e küfrettiklerinde mi muteber olacaklar sizin
gözünüzde?
Sırf bunları yapmadıkları için daha ne zamana kadar onlara,
"Erdoğan'ın g.tünün kılı" diye hakaret
edeceksiniz?
Yetmedi mi?
Anlamadınız mı hala?
İnsanlar, "Sizden biri olacağıma, Erdoğan'ın g.tünün kılı
olmaya razıyım" diye bas bas bağırıyor.
Hala anlamadınız mı sizi ne sıfata koyduklarını?
Bu ülkenin insanı "'Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum'
diyen komutan kadar, 'Ya ben İstanbul'u alırım, ya
İstanbul beni' diyen komutana da özgürlük
borçluyum" diyor.
"Şu ayrıştıran, bölen, bölüştüren zehirli dilinizi bir kere
de Kazım Karabekir için, Mareşal Fevzi Çakmak için, Nene Hatun
için, ölüme "Allah Allah" nidasıyla koşan
Mehmetçik için oynatın" feryatlarını duymuyor
musunuz?
Erdoğan'ın sizi hastane odasında ziyaret etmesi elbette dünya
görüşünüzü değiştirmemeli. Hiç bir canlının sizin dünya görüşünüzü
değiştirmeye hakkı yok. Tıpkı, sizin samimiyetsiz gülücüklerinizin
arkasına sakladığınız dayatmalarla, "Dünya görüşünü
değiştir. Benim gösterdiğim kişinin izinden git. Sen olmasaydın biz
olmazdık diyeceksin" deme hakkınız olmadığı gibi...
Siz bunu dediğiniz sürece, "Ben özgürlüğümü cepheden
dönenler kadar, cephede ölenlere de borçluyum" cevabının
altında ezilmeye mahkum kalacaksınız.
Anlayın artık!