Günlük yaşamın zor koşullarıyla baş etmekte güçlük çeken Sarıyerlilerin ilk adresi artık SADEM..
Abone ol6 ay önce hizmet vermeye başlayan Sarıyer Aile Danışmanlık Merkezi, kısa zamanda çok büyük yol kat etti. SADEM Genel Koordinatörü Davut İbrahimoğlu tarafından hazırlanan bir rapor, gün geçtikçe önemi artan “Koruyucu Ruh Sağlığı Hekimliği” nin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Ruh sağlığını tehdit eden birçok sorunla iç içe yaşamak zorunda kalan bireylere yardımcı olmak amacıyla 6 ay önce hizmete giren SADEM, Sarıyer Belediye Başkanı Yusuf Tülün’ün özverili çalışmaları sonucu hayat buldu. Ruhsal bozuklukların birinci basamakta tanınması ve etkili tedavisi ile bu hastalıkların kronikleşmesini önleyerek ileride ortaya çıkabilecek bireysel, sosyal ve ekonomik yıkımları engellemek adına oluşturulan merkez, artık Sarıyer’in nabzını tutuyor.
SADEM Genel Koordinatörü Psikolog Dr. Davut İbrahimoğlu’nun hazırladığı raporda dikkat çekici sonuçlar ortaya çıktı. Raporda; yazılı ve görsel basının hayatımıza iyice girmesi ve de interaktif yaşamın giderek yaygınlaşmasıyla birlikte, değişen ve gelişen dünyamızda çoğu insanın adaptasyon sorunu yaşadığını, bu sorunlar neticesinde ruh sağlığımızın ciddi tehditler altında olduğunu açıklandı. Türk Kültürüne mahsus aile bütünlüğünün gün geçtikçe yıpranmakta olduğu belirtilen raporda; sevgi ve hoşgörü ortamının azalmakta olduğu günümüzde, koruyucu ruh sağlığı hekimliğinin daha büyük önem kazandığı, duygu ve düşüncelerimizin toparlanmasında ruh sağlığı hekimliğinin büyük faydası olacağı ifade edildi.
EV HANIMLARININ ORANI DÜŞÜYOR
Raporda; Sarıyer’de ruhsal ve davranışsal problemler yaşayan çocukların ve öğrencilerin sayısında artış görüldüğü belirtilerek; bu artış aile içi şiddet, ilgisizlik, bilgisizlik ve sınav kaygısına dayandırıldı. SADEM’e başvurularda ev hanımlarının oranında ise azalma olduğuna dikkat çekilerek, terapilerin ev hanımları üzerinde yararlı olduğu ifade edildi.
SADEM’in Sarıyer’in tüm mahallerine ulaştığını ifade edilen raporda son olarak SADEM’e başvurma sebepleri sıralandı. Buna göre; erişkinlerde ilk sıraları takıntılar, kaygı, aile içi problemler ve iletişim bozukları alırken; çocuklar ve gençlerde tırnak yeme, parmak emme, yalan söyleme, saldırganlık gibi uyum ve davranış bozuklukları görülüyor.