BIST 9.916
DOLAR 35,22
EURO 36,67
ALTIN 2.963,27
HABER /  DÜNYA

Sadece faizdeki artış 8 milyarlık yük getirdi

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili operasyonun ülkeye büyük zarar ettirdiğini belirterek, "Sadece faizdeki ...

Abone ol

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili operasyonun ülkeye büyük zarar ettirdiğini belirterek, "Sadece faizdeki bu artış bile ekonomimize 8 milyar TL’lik ek bir yük getirmiş durumdadır. Kendi mecrasında yürüyecek adli bir operasyonun ekonomimize yansıması böyle mi olmalıdır? Bu durumu ne anlayabiliyoruz, ne de doğru buluyoruz" dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD Başkanlar Toplantısı öncesi Türkiye gündemine dair son gelişmeleri değerlendirdi. MÜSİAD’ın kurulduğu günden bu yana hakkın, hukukun, adaletin ve eşitliğin yanında yer aldığını belirten Olpak, "Medeniyetimizden beslenen birlik ve beraberlik ruhu ile ülkemizin maddi ve manevi yönden gelişmesine katkıda bulunmak, en önemli misyonumuzdur. İş adamları olarak ülkemizin geleceğine daha fazla yatırım yapabilmemiz için temel beklentimiz büyük bedeller ödeyerek elde ettiğimiz huzur, güven ve istikrar ortamımızın devamını, daha hızlı ve adil işleyen bir yargı sistemi ve bireysel hak ve özgürlükleri daha da gelişmiş bir Türkiye’de yaşamaktır. Bu çerçevede gezi olaylarından başlayarak sonuçlarıyla ekonomimize olumsuz yansımaları olan gelişmeleri yakinen izliyoruz" dedi.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinen Nail Olpak, "Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları sebebiyle 17 Aralık tarihinde başlatılan soruşturma ile oluşan ortamı, adli boyutunu ayrı tutmak kaydı ile ülke ekonomimize ve güven ortamına verdiği ve verebileceği zararlar bakımından endişe ile takip ediyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki nerede ve kim tarafından gündeme getirilirse getirilirse, muhtevası ve muhataplarına bakılmaksızın yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sonuna kadar araştırılması hepimizin ortam arzusudur. Bu sürecin yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkesinden taviz verilmeden kurumların görev alanları içinde takip edilmesi zorunludur. İddialar kapsamında hukukun temel doktrini olan masumiyet karinesinin önemine de işaret etmek isteriz. Söz konusu soruşturmada ismi geçen kişilerin de peşinen hükümlü ilan edilmiş gibi gösterilmemeleri ve ilgileri yoksa iddiaların ailelerini de kapsayacak şekilde gösterilmemesi, toplumsal adalet duygumuzun törpülenmemesi için çok önemlidir. Bunların yanında muhataplarının ve içeriklerinin birbirinden farklı olduğu ifade edilen dosyaların hangi gerekçeyle birlikte mütala edildiği ve kovuşturma konusu yapıldığı kamuoyunda cevabını bekleyen en temel soru olarak görülmektedir. Yerel seçimler, ardından Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler sürecine girdiğimiz bu günlerde bu soruşturma sebebiyle yaşananların ekonomimiz dahil olmak üzere beklenmedik yansımaları, doğuracağı muhtemel etkiler bakımında kamuoyunda siyasal alana yönelik ciddi bir çalışma olarak algılanmaktadır. Buna izin verilmemelidir" şeklinde konuştu.


Türkiye’nin geçmiş 10 yılda temel hak ve özgürlükler alanında büyük mesafeler kat ettiğine işaret eden Olpak, "Türkiye hayata geçirdiği reformlarla siyasi ve ekonomik istikrar sonucu büyümesini gerçekleştirmiş bir ülke olarak çok şükür bölgesinde lider bir konuma gelmiştir. Dünyanın ve özellikle Avrupa’nın en büyük ekonomilerini olumsuz etkileyen küresel krize rağmen Türkiye istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Kaynaklarımızın ve değerlerimizin hoyratça heba edildiği, kısır tartışmaların yaşandığı sisli yıllar gerilerde kalmıştır. Uzun meşakkatli çalışmalar sonucunda ulaştığımız huzur, güven ve istikrar ortamımıza hep birlikte ve mutlaka sahip çıkmalıyız. Siyasi ve ekonomik kazanımlarımızı önceleyen bir yaklaşımla herkesi bu gelişmeleri bir kez daha değerlendirmeye davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"8 MİLYAR LİRA EK YÜK GETİRDİ"
TUSİAD Başkanı Nail Olpak, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının ekonomiye yükseldiği maliyeti de rakamlarla açıklayarak şunları söyledi:
"Temelinden tamamen adli bir soruşturma olan söz konusu iddiaların ardından anlaşılmaz bir şekilde bunun ekonomik beklentilere yansıtılması sonucu dolar kuru 2.098 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Borsada yüzde 7.5’ lara varan düşüşler yaşandı. Gösterge tahvil faizi, 0.8 puan artarak 9.6 seviyesine yükseldi. Sadece faizdeki bu artış bile ekonomimize 8 milyar TL’lik ek bir yük getirmiş durumdadır. Hiç kimsenin itirazı olmayan ve kendi mecrasında yürüyecek adli bir operasyonun ülke ekonomimize yansıması böyle mi olmalıdır? Bu durumu ne anlayabiliyoruz, ne de doğru buluyoruz. MÜSİAD olarak başından beri destek verdiğimiz aydınlık yarınlarımız için atılmış önemli bir adım olan çözüm süreci ve demokratikleşme paketi ile toplumsal barış açısından normalleşme yolunda hızla ilerleyen Türkiye’nin, adli boyutunun dışına çıkartılan bir olayın gündemi ile meşgul edilmesi kimseye yarar sağlamayacaktır. Uluslararası arenada ülkemize yönelik algıları olumsuz yönde etkileyen bir itibarsızlaştırma operasyonunun belirli çevreler tarafından manipüle edildiği intibası kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak yer bulmaktadır. Bu kanaat gerekçeleri ile birlikte hızla ortadan kaldırılmalıdır. İş dünyası olarak 2023 vizyonuna kilitlendiğimiz bu günlerde ülkemizin ve evlatlarımızın geleceği için birbirimize daha fazla kenetlenmeli, aklı selim ile huzur güven ve istikrar ortamımıza sahip çıkmalıyız"
(İHA)