ABD, 2003 yılında Irak’ın işgali ve Saddam Hüseyin rejiminin düşürülmesinin ardından milyonlarca belge elde etti.
Abone olİlk defa gün ışığına çıkan belgeler arasında Saddam Hüseyin ve en yakın danışmanlarının Kürtlere özerklik verilmesi ile bağlantılı olarak Türkiye hakkında Haziran-Temmuz 1988 tarihlerinde yaptıkları konuşma da var.
Saddam Hüseyin ile kurmaylarının yaptığı özel görüşmelerin ses kayıtlarının da bulunduğu belgeler yıllarca incelendi ve Savunma Bakanlığı’nın finanse ettiği Amerikan Milli Savunma Üniversitesi’nde bir arşiv haline getirildi. Şimdi ilk defa üniversitenin Ulusal Strateji Araştırmaları Enstitüsü, bu belgelerden 20 tanesini halka açıkladı.
Halepçe katliamından kısa süre sonra yapılan konuşmada Türkiye’nin o dönemde yaptığı kimyasal silah karşıtı açıklamalarına referans veriliyor. Saddam Hüseyin’in Türkiye’nin Kürtlere sahip çıkmasına çok sinirlendiği, karşılık olarak Kürtlere otonomi verilmesiyle ilgili bölgesel bir konferans düzenlemesini planladığı görülüyor.
ÖZAL İSTİYORSA KÜRTLERİ EVLAT EDİNSİN AMA SONRA BİZDEN YARDIM İSTEMEYİN
Saddam Hüseyin, kornuşma sırasında Türkiye’nin Kürt meselesini aslında umursamadığını anlatmak için “Onlara Kürt bile demiyorlar” dedikten sonra Taha Yasin şunları söylüyor:
Onlar cuma günü kimyasal silahlarla ilgili açıklamayı yapmadan önce finans bakanlarıyla konuştum. Özal’ın çok yakın arkadaşı olduğunu biliyorum. Finansörlerinden biri. O’na Özal’ın ekonomik durum nedeniyle güven oylamasına gittiğini bildiğimi ama bunun bize karşı sorumsuz muhalefet için bahane olamayacağını söyledim. “Başbakan Özal şimdi Kürt oylarını kazanmak için konuşuyor. O zaman biz de istediğimizi yapmakta özgür oluruz. 1984 anlaşmasını imzaladığımızda bu yaratıkların [Kürtlerin] hepsi buradaydı.
Türkiye’nin istediğini takip etmek adına topraklarımıza 5 kilometre kadar girmesine izin verdiğimiz için Arapların hakaretine uğradık. Şimdi siz Kürtlerden özür diliyorsunuz, açıklamalar yapıyorsunuz. Başbakan isterse onları evlat edinsin ama sonra yardım istemeyin” dedim. Bakan bembeyaz oldu. “Bunu kastetmedik. Haklısınız. Hükümetin durumu nedeniyle pazarlık yapıyoruz” dedi. Kimyasal silahlarla ilgili bu kadar ısrarcı olmalarının nedeni de bu olmalı.
BARZANİ'Yİ OTONOMİYE BEN İKNA ETTİM
Mesud [Barzani] ayrılıkçı değil. Otonomiyi Barzani teklif etmedi, ağzından ben almak zorunda kaldım. Ona “Silah bırakmak için ne istiyorsa söylesin” diye mesaj yolladım “Şöyle yapalım böyle yapalım” diye cevap geldi. Sonunda “Otonomi mi” istiyorsunuz diye ben sordum. Resmen zorladım. Mesud babasına benziyor, lider olmak isteyen bir aşiret şeyhi. Ama
Celal [Talabani] gerçek bir ayrılıkçı!