BIST 9.741
DOLAR 35,22
EURO 36,78
ALTIN 2.973,65
HABER /  GÜNCEL

Saddam, şimdi kahrından ölüyor

Saddam'ın ölmediğini belirten Ballı, "Ancak Irak'ta yaşananları gördükçe kahrından ölmek istiyordur" dedi.

Abone ol

Amerika ve Batı'ya karşı direnişin simgesi haline gelen Saddam Hüseyin liderliğindeki Irak, Arap dünyasına tam bir hayal kırıklığı yaşattı. Çok değil 1 hafta öncesine kadar gördükleri her kamera karşısında "Kanımız, canımız sana feda olsun ya Saddam" diye bağıran Bağdatlılar, şimdilerde ABD askerlerinin elini öpüyor. Anarşi ve talan yaşanan Bağdat sokaklarında bütün kamu binalarını yağmalayan Iraklılar, "Thank You ABD", "Thank You Bush" diye slogan atıyor. İşte, Saddam Hüseyin diktatörlüğünün en ihtişamlı döneminden çöküşüne kadar geçen sürece tanıklık eden İHA Televizyon Haberleri Müdürü İsmail Ballı'nın Bağdat izlenimleri: "Aylar öncesinden geldiğimiz Bağdat'ta bugün gördüklerimiz hayatımızın sonuna kadar hafızalarımızdan silinmeyecek. Irak'a savaş açılmasını haksız bulmama rağmen, işimizi mümkün olduğu kadar tarafsız bir şekilde yerine getirmenin vicdani rahatlığı içindeyim. Bağdat'ta 1 hafta öncesine kadar her şey Saddam Hüseyin'in kontrolü altındaydı. Sokaklarda mevzilenen Cumhuriyet Muhafızları ve onlara destek veren gönüllüler, ABD askerlerinin, kendi cesetlerini çiğnemeden şehre giremeyeceklerini haykırıyordu. Aslında herkesin merak ettiği bir konu vardı. 400 bin kişilik ordusu, yüzlerce uçağı, binlerce tankı bulunan Irak ordusu ortalarda gözükmüyordu. Birçok uzman gibi biz de bunun bir gerilla savaşı taktiği olduğunu, gizlenen Cumhuriyet Muhafızları'nın ABD askeri Bağdat'a girdiğinde ortaya çıkarak olara ağır kayıplar verdireceklerini sanıyorduk, yanılmışız. SAHHAF'IN ORTADAN KAYBOLUŞU, YENİLGİNİN HABERİYDİ Aslında her şey 9 Nisan Çarşamba günü bitti diyebiliriz. Bağdat'ta Saddam Hüseyin rejiminin sona erdiğini gösteren ilk işaret, bir çok insanın kahraman gözüyle baktığı Enformasyon Bakanı Muhammed Said El Sahhaf'tan geldi. Her gün düzenli olarak basın toplantıları yapan El Sahhaf ortalarda görünmeyince yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu anlaşıldı. Aynı gün öğle saatlerinde Amerikan tankları ve zırhlı araçları Filistin Oteli'nin önünde belirince takke düştü, kel göründü. Sonrasını hepiniz biliyorsunuz. 25 Temmuz Meydanı'ndaki Saddam Hüseyin heykeli ABD tanklarının da yardımıyla Iraklılar tarafından yerle bir edildi. İnsan böyle bir manzara karşısında ne hissedeceğini, ne düşüneceğini gerçekten şaşırıyor. Heykeli yıkanlar arasında daha önce 'Kanımız canımız sana feda olsun ya Saddam' diyenlerin de bulunması, Irak'ta hiç bir şeyin gerçekte göründüğü gibi olmadığının en açık deliliydi. Evet, savaş bitti, Saddam rejimi sona erdi. Irak'ta, hatta Ortadoğu'da yeni bir dönem başladı. Ancak şunu merak ediyorum; 'Canımız sana feda olsun' dedikleri Saddam Hüseyin'i deviren ABD askerlerinin elini öpen Iraklılar, bu davranışlarında ne kadar samimi olabilir? İhanetler ve komplolar beşiği Mezopotamya Havzası'nda Amerikalılar ne kadar kalabilir? Bugün Saddam Hüseyin'in heykelini deviren Iraklılar'ın yarın Amerikan ve İngiliz askerlerine baş kaldırmayacaklarını kim bilebilir? IRAKLILAR TALANDA, GÖNÜLLÜLER DİRENİŞTE Bağdat'ta uzunca bir süre kaldım. Acı tatlı bir sürü anı yaşadım. Ben ve ekip arkadaşlarım burada yaşadıklarımızı asla unutmayacağız. Beraber çalıştığımız 3 gazeteci arkadaşımız Amerikan füzeleri ve tank mermileri ile öldürüldü. Hastanelerde kolları kopan çocukları, yanan bedenleri, çaresizlik içinde kıvranan sağlık personellerini gördük. Sonrasında tarihte eşine az rastlanır türden yağmalama olaylarını izledik. Malını korumak isterken Amerikan askerlerinin kurşunlarına hedef olan insanların acısını yaşadık. Çaresizlik içinde kalan canlı kalkanları, Türk TIR şoförlerini, hatta Türkiye Büyükelçiliği'nin bekçisini dinledik. Yakın bir zamanda ben ve ekip arkadaşlarım nöbeti, yeni gelecek arkadaşlara devrederek buradan ayrılacağız. Ancak tanıklık ettiğim ihanet ve gördüğüm yağmalamalar sebebiyle Bağdat'a uzun bir süre tekrar geleceğimi sanmıyorum. Her tarafta toplanmayı bekleyen cesetlerin kokusu şehre yayılıyor. ABD askerlerine karşı direnişin halen sürdüğü bazı bölgelerde ise bu direnişi dışardan gelen gönüllülerin yapması dikkat çekiyor. Öyle ya, silahı bırakan Iraklılar devlet binalarını talan etmekle, ABD askerlerinin elini öpmekle meşgul. Akıbeti bilinmeyen Saddam eğer halen yaşıyorsa, gördüğü bu manzara karşısında çoktan ölmüş olmayı isteyecektir"