İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, Türkiye genelinde koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında 28 Mart tarihinde geçici olarak hizmete ara vermesinin ardından, 28 Mayıs'ta yeniden kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Abone olİstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında 28 Mart tarihinde geçici olarak hizmete ara vermesinin ardından ilgili otoritenin de onay vermesi halinde kapılarını 28 Mayısta yeniden açmaya hazırlanıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı İşletmesi (İSG)'nin CEO'su Ersel Göral, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı olarak tüm yolculu uçuş operasyonlarımıza ara verdiğimiz süreçte İSG olarak yoğun bir hazırlık dönemi geçirdik. Bir yandan tesislerimizin bakımlarını gerçekleştirirken diğer taraftan da tekrar faaliyete başlamak için hazırlıklarımızı hızla yaptık. Sosyal mesafe ve hijyen odaklı olarak yeni bir sisteme geçtik. Havacılıkta bundan sonra yeni bir dönemin başlayacağını söyleyebiliriz. dedi
İç hat uçuşlarınını 28 mayısta başlamasını planlıyoruz''
İSGnin CEO'su Ersel Göral pandeminin etkilerini sadece Türkiye'de değil dünyada da en ağır yaşayan sektörlerden birinin de sivil havacılık olduğunu belirterek, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki tüm yolculu uçuş operasyonlarımıza 28 Mart 2020 tarihinde ara verdik. Bu süreçte İSG olarak bir yandan tesislerimizin bakımlarını gerçekleştirirken diğer taraftan da tekrar faaliyete başlayacağımız tarihe kadar ki bu arada havalimanımızda iç hat uçuşlarının otoritenin de onay vermesi halinde 28 Mayıs'ta başlamasını planlıyoruz, hazırlıklarımıza ara vermeden devam ettik. Hazırlıklarımızın merkezinde ise sosyal mesafenin sağlanması ve hijyen geliyor. İSG olarak yakında yürürlüğe girecek olan Havalimanı Pandemi Sertifikası için tüm hazırlıklarımızı tamamladık. diye konuştu.
"Terminal binası içine maskesiz hiçbir yolcu alınmayacak''
Ersel Göral şunları söyledi: Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından getirilen yeni kurallara göre, terminal binası içine maskesiz hiçbir yolcu alınmayacak. Ayrıca yolcu yakınları terminale kesinlikle giriş yapamayacak. Uçağa ise sadece bebek bakım malzemeleri, laptop ve kadın el çantaları alınabilecek. Ayrıca 100 ml. sıvı kısıtlaması devam ederken alkol oranı yüksek olan kolonya, dezenfektan gibi sıvıların 100 ml. altında olması kaydıyla uçağa alınmasına izin verilecek.
Yolcu sayısı sürekli kontrol edilecek
Terminal binası içinde alınacak tedbirler hakkında da bilgiler veren Göral, Özellikle terminal girişlerinde ve arındırılmış salon geçişlerinde oluşabilecek yoğunlukları engellemek için gerek görsel ve işitsel uyarılar, gerekse teknolojik çözümler kullanmayı hedefliyoruz. Güvenlik taraması öncesi yolcu sıralarını daha iyi kontrol ederek insanlar arasında yeterli mesafenin korunmasını sağlayacağız; bunun için sensörlü kameralar vasıtasıyla alanlardaki yolcu sayılarını sürekli olarak kontrol edeceğiz. Bu sistem, kişi sayısının belirlenen sayının üstüne çıkmasından önce sahadaki güvenlik personelimize mesaj göndererek sosyal mesafenin korunması için gerekli önlemlerin almamıza olanak sağlayacak şeklinde konuştu.
Uçuş öncesi hızlı tanı kitlerinin konulması söz konusu olabilir
Bu yeni dönemde yolcuların uçağa biniş esnasına kadar sosyal mesafe kurallarına göre hareket edeceklerinin altını çizen Ersel Göral, Açılışa kadar geçecek süreçte tesis havalandırması, temizlik kontrolleri, ilaçlama ve dezenfeksiyon yapılacak. Yolcuların ve personelin kullanımındaki tüm temas noktalarında el dezenfektanları konumlandırılacak, ayrıca terminale gelen yolcu veya personelin giriş kapılarında termal kameralar ile ateş ölçümleri yapılacak. Ayrıca asansörler, yürüyen yollar, yürüyen merdivenler, yolcu oturma grupları gibi temasın çok olduğu alanlarda kişi sayısı kısıtlamalarına gidilerek tüm yüzey hijyenleri sürekli olarak sağlanacak. Bu yeni dönemde kurallara ne kadar dikkat edersek, pandemi sürecini de o kadar kısa zamanda atlatabileceğimize inanıyoruz dedi. Göral, tüm bu tedbirlerle birlikte dünyada bazı örneklerini gördükleri uçuş öncesi hızlı tanı kitlerinin kullanılmasının da Sağlık Bakanlığı veya kural koyucu diğer uluslararası kurumların liderliğinde söz konusu olabileceğini belirtti.