BIST 9.395
DOLAR 34,61
EURO 36,70
ALTIN 2.905,57
HABER /  GÜNCEL

Sabancı yeni yapılanmayı anlattı

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, 'Çok dağılmıştık, bunu yeni bir toparlanma olarak görebilirsiniz' dedi.

Abone ol

Yıllık Paylaşım toplantısında konuşan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı. Holding'deki yeni yapılanmalarla ilgili bilgi verdi.

Güler Sabancı, Zafer Kurtul'un Üst Yönetici (CEO) olarak kendi çalışma düzenini kurmak istediğini ifade ederek, ''Sigorta ve perakendeyi birleştirdik, aynı yönetim altına koyduk ve sigortayı Haluk Dinçer'e bağladık. Aslında çok dağılmıştık, bunu yeni bir toparlanma olarak görebilirsiniz'' dedi.

Sigorta sektörüne dair Sabancı, Türkiye'de elementer sigorta işinde çok oyuncu bulunduğunun altını çizerek, yeni ortakla birlikte yeni atılımlar yapmak istediklerini söyledi.

Güler Sabancı, Holding şirketlerindeki bütün yabancı ortakların Türkiye'nin iyi gittiğini düşündüğünü, ortaklarda Türkiye'ye ilişkin bir kaygı bulunmadığını belirtti.

Düşük faiz ve düşük enflasyon döneminin, ekonomiyle ilgili birçok alışkanlık veya beklentinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği bir dönem olduğunu dile getiren Sabancı, içinde bulundukları sektörlerde daha hızlı, daha agresif ve daha büyük büyümeler aradıklarını, Holding'in buna gücünün yettiğini kaydetti.

Nükleer santrallere ilişkin bir soru üzerine de Sabancı, şimdi artık bu konunun devletler arası işler olarak götürüldüğünün altını çizerek, burada özel sektörün rolünün ne olacağının belli olmadığını, belli olduğunda yeniden değerlendirebileceklerini söyledi.

Enerji alanındaki ihalelere dair ise Sabancı, dağıtımda her halükarda bir bölge daha istediklerini belirtti.

2009 yılının kriz dönemi, 2010 yılının toparlanma dönemi olduğuna değinen Sabancı, 2011 yılını ise hızlı büyüme yılı olarak nitelendirdiklerini, Türkiye açısından da önümüzdeki 3-5 yılın istikrarlı büyümenin gerçekleşeceği bir dönem olacağını düşündüklerini vurguladı.

Güler Sabancı, 2011 için gördüğü en büyük riskin ne olduğu sorusuna da ''Petrol fiyatlarının yüksek seviyesinin uzun süre yüksekte kalmasının bütün dünya için bir tehlike olduğu inancındayım. Bu bizi de etkileyecektir, büyümeleri etkileyecektir, yeni yeni toparlanmaya başlayan gelişmiş ekonomileri de etkileyecektir'' şeklinde konuştu.

Yeni bir satın alma yapıp yapmayacakları sorusuna ise Sabancı, ''Bizim gibi portföy yöneten bir grubun bir yandan satın alma yaparken, bir yandan doğru zamanda doğru şeyleri elden çıkarması, ortaklık yapmayı düşünmesi gerekir. Ancak şu anda bizim gündemimizde böyle bir şey yok'' yanıtını verdi.

Sanayi alanında bir satın almanın söz konusu olup olmayacağı sorusu üzerine de Sabancı, ''Olabilir, neden olmasın?'' dedi.

Güler Sabancı, piyasa değeri ve gerçek değere ilişkin, iskontonun yüzde 30'un üzerinde olduğunun altını çizdi.

-SİGORTA SEKTÖRÜNDE KONSOLİDASYON-

Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Zafer Kurtul da, 2009 petrol fiyatlarındaki artışa dikkati çekerek, petrolün 105 dolar olduğu göz önüne alındığında 2011'de Türkiye'nin enerji harcamasının 50 milyar dolar olarak öngörüldüğünü ve 2010'a göre 10 milyar doların üzerinde daha fazla bir giderin söz konusu olacağını kaydetti.

Soruları da yanıtlayan Kurtul, Akbank'ın dağıtım ağının çok kuvvetli olduğunu, dolayısıyla Türkiye'de banka sigortacılığını geliştirmek istediklerini vurguladı. Kurtul, ''Sektörde konsolidasyon olması gerekir. Bizim de yeni ortakla birlikte önemli çabamızın olması lazım. Hayat dışı, elementer sigortada hem organik hem inorganik, satın almalarla büyümek istiyoruz'' şeklinde konuştu.

Kurtul, sanayiye çok önem verdiklerini, aslında Sabancı'nın sanayici bir grup olduğunu ifade etti.

-''BAZI ÜLKELERDE BANKA, MÜŞTERİDEN KOMİSYON ALIYOR''-

Kredi büyümesini kontrol altına almanın cari açığı olumlu etkileyeceğini vurgulayan Kurtul, bu doğrultuda Merkez Bankası'nın tedbirlerini desteklediklerini söyledi. Kurtul, ''Diğer taraftan Merkez Bankası'nın artırdığı karşılıklara faiz vermesi, daha doğru bir yaklaşım olurdu'' yorumunu yaptı.

Rekabet Kurulu'nun maaş promosyonlarıyla ilgili bazı bankalara yönelik soruşturmasına dair de Kurtul, bankacılığın serbest rekabetin yaşandığı bir alan olduğunu, bunun genel olarak müşterinin lehine bir ortam yarattığını, bazı ülkelerde maaş ödemesinden dolayı bankanın müşteriden komisyon aldığını, Türkiye'de rekabetten dolayı tersi bir durumun söz konusu olduğunu kaydetti.