Sabah'a bir haller oldu. Yazarlar, iyice keyifçi oldu. Tabi bu davetlerin vazgeçilmez iki ismi Muhtar ve Uluç. İkili Savaş Ay'ı hem neşelendirdi hem de bunalıma soktu.
Abone ol dedi Savaş Ay. Haklıydı da. Çünkü Sabah'ın her kaynaşma yemeğinde vazgeçilmez iki (Pardon üç Barlas'a haksızlık yapmayalım) yazarı (yani bizim deyimimizle "KAMBERİ") var....Yazı : Savaş Ay
Kaynak :
"10.Katta 3.geleneksel 'kaynaşma' yemeği var, bekliyoruz" dediler, çıktım.
Bundan önceki 2 güzide etkinliğe katılamadığım için ben ilk defa kaynaşacaktım.
Hakkımda
Kapıdan girer girmez müşahede ettim ki, kaynaşmadan çok kaynatma ağır basıyor.
Mesela geldiğimi görmeyen Reha Muhtar az ötemde Hıncal ağabeye hakkımda şöyle şeyler söylüyordu.
- Abi bu çocuk her lafı yanlış anlıyor. Sonra gidip yanlış yanlış da yazıyor.
Hıncal abi bilgece bir tavırla Reha'yı süzüp ekledi;
- Sen kendine bak Muhtar. Harika bir Amerikan hikayesini anlattım, yaz dedim, yazdın güya. Ama lafın ne başını kavramışsın ne sonunu. Cevabını bugün oku benim köşede.
Kurtlar sofrası
Sonra geldiğimi gördüler ve aralarına aldılar beni. Neymiş, birlikte foto çektirecekmişiz. Balçiçek deklanşöre basıyor, orta yaşlı iki kurt arasındaki durumum belgeleniyor. (Fotoğrafa dikkatlice bakınız)
Boş masraf
Bu hoş ortamları sağlamak için canla başla uğraşan Didem kardeşime ileteceğim. " Sevgili Didem kızım. Benim bu ikiliyle kaynaşmama imkan yok. Boşuna masraf etmeyin yemeğe filan diyicem."