Evrensel, olay tam olarak aydınlığa kavuşmadan hemşireye yargısız infaz yapıldığını iddia ederek medyayı suçladı.
Abone olEvrensel Gazetesi'nin konu ile ilgili haberi...
Dr. Siyami Ersek Kalp Hastalıkları Hastanesi’nde kronik yoğun bakım ünitesinde bulunan 3 hastanın aynı gün ölmesinden sonra, bölümde görevli Seda Yavuz isimli hemşire üzerinden yaşanan tartışmalar, hemşirelere yönelik fiili saldırılara dönüştü.
Hemşireler, kendilerine yönelik saldırıların artmasından korkuyor. Seda Yavuz yaklaşık bir hafta önce gerçekleşen olayın ardından daha hastane içi bir soruşturma yapılmadan, hatta Adli Tıp Raporları bile belli olmadan savcılık talimatıyla tutuklanmıştı.
Başta Sabah gazetesi olmak üzere gazete manşetlerine
“ölüm meleği”, “korkunç hemşire” olarak taşındı ve katil ilan edildi. Peki böyle yapılarak ne amaçlanıyor? Adaleti sağlamaksa, Seda Yavuz hakkında soruşturma sürdüğü ve suçu işleyip işlemediği belli olmadığı halde yargısız infaz yapıldı. Yok “devlet hastanelerindeki hemşirelere hatta hastanelere güvenilmemesini sağlamaksa”, amaca ulaşıldı.
Hemşireye saldırı
Zira önceki gün Siyami Ersek Hastanesi’nde haberleri okuyarak hemşirelere öfke duyan hasta yakınları bir hemşireye “katiller” diye bağırarak saldırdı. Oysa bu hemşirenin yaşanan olaylarla uzaktan, yakından hiçbir ilgisi yoktu.
Aynı hastanede hastası olanlar, hangi bölümde olduğuna bakmaksızın telefon açarak sürekli hastaların durumunu soruyor. Daha önce bir yakını ölmüş olanlar ise “öldürülmüş olabileceği” iddiası ile savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Hemşireler ise tedirgin.
Gazetemize açıklama yapan SES Anadolu Şube Başkanı Mehmet Zaman yapılan yayınlarla “kamu kuruluşlarının terk edilmesi gerektiğinin” öne çıkarıldığına dikkat çekti. “Basında çıkan haberlerden dolayı hasta yakınları kendilerine iyi hizmet verilmemesinin nedenini sağlık çalışanlarına çıkartarak fili bir saldırıya geçmeleri yönünde tahrik ediliyorlar” diyen Zaman, hemşireye yönelik saldırının bunun parçası olduğunu bildirdi.
Rapor açıklandı
Öte yandan AA’nın haberine göre ölen 3 kişide de “öldürücü dozda potasyuma”rastlandı. Bu bilgi resmi makamlar tarafından doğrulanmazken; ölüm olayı gerçekleştikten sonra vücuttaki potasyum miktarında doğal olarak bir artışın olacağı, gerçeklerin ancak gerekli incelemeler sonucu ortaya çıkacağı ve bir yorum yapmanın erken olduğu bildirildi.
HEMŞİRELERE KATİL GÖZÜYLE BAKIYORLAR
Dr.Siyami Ersek Hastanesi’nde SES Anadolu Şubesi örgütlü. İşyeri Temsilcisi Ekrem Erbiz, yaşanan olayın ardından sağlık çalışanlarının özgüvenlerini yitirdiklerini belirterek şöyle devam etti: “Sağlıkçı arkadaşlarımız bu olayın ardından yaptıkları herşeyden şüphe etmeye ve hastalardan kaçmaya başlayacaklar” diye konuştu.
Dr. Siyami Ersek Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan Sevil Erol ise hastenede çalışan herkesin piskolojik olarak kötü etkilendiğini anlattı. Olayın ardından hastalara bakış açılarında değişiklik olmadığını ancak hastaların hemşirelere katil gözüyle bakmaya başladığını kaydeden Erol, Seda Yavuz üzerinden bütün hemşirelere yönelik bir linç girişiminin başladığını düşünüyor.
İTO: Sansasyonel yayınlar doğru değil
İstanbul Tabip Odası, yaptığı yazılı açıklama ile gelişmeleri endişe ve üzüntüyle takip ettiklerini bildirdi. Hastane başhekimliğince, idari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da adli soruşturma başlatıldığı hatırlatılan açıklamada, olayın gerçek olup olmadığının bu soruşturmaların sonunda belli olacağı vurgulandı.
“Olay daha tam olarak aydınlanmadan, kamuoyunun, yoğun bakım servislerinde denetim dışı keyfi uygulamaların yapıldığına dair yanlış bir izlenim edinmesine yol açabilecek aceleci, sansasyonel yayınlar yapılmasını doğru bulmuyoruz” denilen açıklamada, yoğun bakım servislerinde hastaya zarar verecek herhangi bir uygulamaya fırsat bulunmasının, optimal koşullarda mümkün olmadığı kaydedildi.
Tükenmişlik sendomu
Zaman zaman iş yükünün mevcut kadronun iş kapasitesinin üzerine çıktığı, yeterince dinlenmeye imkân tanınmadığı ifade edilen açıklamada, özellikle yoğun bakım servisi çalışanları arasında “tükenmişlik sendromu” ve benzeri sorunların ortaya çıkabileceğinin uzun zamandır bilindiği kaydedildi. Bu vesile ile Türkiye’de yoğun bakım servislerinde uluslararası kabul edilmiş kurallara uygun çalışma koşullarını sağlamak için çaba harcanması istenen açıklamada, medyadan, “verilen sağlık hizmetlerinin tamamını şüphe altında bırakacak ve hastanede halen tedavi görmekte olan ya da daha önce görmüş hastaları ve yakınlarını paniğe sürükleyecek bir üsluptan” uzak durmaları istendi.