BIST 9.660
DOLAR 34,56
EURO 36,32
ALTIN 2.921,00
HABER /  GÜNCEL

Rüzgar Çetin'e hapis şoku! Söylediklerine bakın!

İstinaf Mahkemesi gelen Rüzgar çetin'i verilen hapis cezasını artırdı. Rüzgar Çetin ise mahkemede 'bana ayyaş şoför' diyorlar diyerek dert yandı.

Abone ol

İstinaf Mahkemesi gelen son dakika haberine göre Rüzgar Çetin'i yerel mahkemenin verdiği  6 yıl 3 aylık hapis cezasını kaldırarak 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırdı. Rüzgar Çetin'in mahkemedeki yakınkmaları ise tepki alacak türden oldu.

 İstinaf Mahkemesi, yaptığı trafik kazasında polis memuru İsmet Fatih Alagöz'ün ölümüne neden olan Rüzgar Çetin'in yerel mahkemeden aldığı 6 yıl 3 aylık hapis cezasını kaldırarak 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırdı.

 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, Beşiktaş'ta bir polis memurunun şehit olması, birinin de ağır yaralanmasıyla sonuçlanan kazaya karıştığı iddiasıyla yargılanan sanık Rüzgar Çetin'e "bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan verdiği 7 yıl 6 ay hapis cezası kararını, oy birliğiyle aldığı öğrenildi. 

19. Ceza Dairesinde yapılan duruşmaya, sanık Rüzgar Çetin ve avukatları katıldı.

19. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Dicle, dava dosyasına ilişkin üye hakimin inceleme raporuna göre, duruşma savcısının ve sanık avukatlarının istinaf talebi olduğunu, bu kapsamda duruşma açılarak yargılama yapıldığını söyledi. 

Kimlik tespitinin ardından savunması sorulan Çetin, şunları kaydetti: 

"Olay olduktan sonra, bugüne kadar ilk günkü gibi hep aynı üzüntüyle yaşıyorum. Bunu da ömrüm boyunca unutmayacağım. Kaza yapacağımı bilmem mümkün değildi. Ben zaten hızlı değildim. Trafik olan bir yolda 30-40'la ilerliyordum. Bunların aksi söyleniyor hep, aşırı hız, aşırı alkol... 'Ayyaş şoför' deniliyor. Hiçbiri doğru değil. Bir kadeh alkol içmiştim. Bunun da yasal sınırların içinde olduğunu varsayıyorum. Alkollü halim kazaya sebebiyet verecek oranda değildi. Bir şekilde haksızlığa uğradığımı düşünüyorum. Mağdur oldum. Gazetede terörist gibi, katilmiş gibi yansıtıldım. Ticari hayatım bundan etkilendi. Cezavindeyken, kaza yapanlar teker teker tahliye olurken, bana 'sen ünlü olduğun için çıkamıyorsun' diye söylüyorlardı. Araştırdım, Türkiye'de en ağır cezalardan birini almış durumdayım. Hala da az ceza almışım gibi bana psikolojik baskı uygulanıyor. Sosyal medyada, gazetelerde olsun bundan bahsediliyor. Çok üzgünüm,  Allah razı olsun o insanlar büyüklük gösterdiler, beni affettiler." 

Sanık Çetin'in avukatı Mehmet Uysal da 35 yıllık hukukçu olduğunu belirterek, "İlk derece mahkemesince alt sınırdan uzaklaşılarak bilinçli taksirle hüküm kurulmuştur. Sanığın hızlı hareket ettiğine dair dosyada hiçbir tespit yok. Müvekkilimin bir miktar alkollü olduğu doğrudur. Buna diyecek bir şey yoktur. Ancak almış olduğu alkolün etkisiyle kazanın meydana geldiğini kabul etmiyoruz. Çünkü bu konuda alkol gözlem tutanağı düzenlenmemiştir. Güvenli sürüş yeteneğini yitirdiğine dair doktor raporu da yoktur. Meydana gelen sonucu öngörmemişti." diye konuştu. 

Avukat Uysal, ilk derece mahkemesinin kararının bozularak, müvekkilinin hukuksal durumuna uygun bir ceza takdir edilmesini, mümkünse hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini ve müvekkili hakkında uygulanan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep etti. 

 SAVCININ MÜTALAASI

Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık Çetin'in olay tarihinde otomobille Çırağan Caddesi üzerinde seyir halindeyken, bulunduğu en sağ şeritten önce orta şeride geçtiği, daha sonra önündeki aracı sollamak için ani manevra yaparak karşı yönden gelen araçlara ayrılan şeride geçerek polis aracıyla çarpıştığını kaydetti. 

Çetin'in, araçtaki polis memurlarından İsmet Fatih Alagöz'ün ölümüne, Emre Tetik'in ise yaşamını tehlikeye sokacak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ağır düzeyde kemik kırıkları oluşacak nitelikte yaralanmasına sebebiyet verdiğini kaydeden savcı, "Alkol ölçüm raporu düzenleniş saati ve bilimsel veriler göz önüne alındığında, yasada sanığın güvenli sürüş yeteneğinin kaybedilme sınırı olarak belirlenen 1.00 promil düzeyi üstünde alkollü olarak ve hızını mahal şartlarına uyarlamadığı, bilinçli taksirli olarak aracını sevk ve idare ettiği, mağdur Tetik'in sanık hakkında şikayetinden vazgeçtiği tüm yargılama safahatından anlaşıldığından sanığın eylemine uyan TCK 85/2 ve 22/3 maddeleri uyarınca tecziyesine karar verilmesi talep olunur." ifadelerini kullandı. 

"ÇOK ÜZGÜNÜM"

Esas hakkındaki mütalaaya karşı diyecekleri sorulan sanık Çetin, mütalaayı kabul etmediğini belirterek, "Kazanın olduğu şeride geçmek gibi bir niyetim yoktu. Önceki savunmalarımı tekrar ederim." diye konuştu. 

Davayı karara bağlayacağını açıklayan Daire Başkanı Hasan Dicle, sanık Çetin'e son sözünü sordu.

Sanık Çetin de "Çok üzgünüm. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı. Hayatım boyunca kimsenin bu duruma düşmesini istemem. Takdiri mahkemeye bırakıyorum." dedi. 

Verdiği kısa aranın ardından kararını açıklayan 19. Ceza Dairesi, sanık Çetin'i önce "taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptırdı. Suçun bilinçli taksirle işlendiğini belirten daire, cezayı yarı oranında artırarak, 9 yıla çıkardı. Çetin'in duruşmadaki iyi halini de dikkate alan daire, cezayı 7 yıl 6 aya indirdi. 

Çetin hakkında konulan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar veren daire, Çetin'in ehliyetine de 2 yıl süreyle el konulmasına hükmetti. 

Öte yandan, dairenin kararını oy birliğiyle aldığı öğrenildi. 

SÜREÇ

Beşiktaş'ta bir polis memurunun şehit olması, birinin de ağır yaralanmasıyla sonuçlanan kazaya ilişkin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada tutuklu yargılanan Rüzgar Çetin, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Çetin'in, "tutuklu kaldığı süre, aldığı ceza miktarı ve mağdurların şikayetinden vazgeçmesi" nedeniyle oy çokluğuyla tahliyesine karar verilmişti. 


İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Şakar da sanık Çetin'in dosya kapsamı ve toplanan delillere uygun olarak, daha üst oran belirlenerek cezalandırılması istemiyle yerel mahkemenin kararına itiraz etmişti. 

Bu kapsamda, dava dosyası incelenmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmişti.